Piyasalarda her gün farklı markalar altında, değişik tat ve aromalara sahip yeni yeni rakılar market raflarında yerini almaya başladı. Hemen hepsi farklı şişe dizaynları ile sunulan bu rakıları gördüğüm zaman aklıma geldi. Şarapta birçok geleneğin yanı sıra şişe stilleri ile ilgili de bazı kurallar, gelenekler var. Acaba Rakı’da da böyle bir gelenek var mı veya olmalı mı diye.
Bilindiği üzere şarap geleneklerin içkisidir. Şarapta. Eskiden gelen, şarabı iyi bilen ve anlayan tüketici kesimi için bir hayli önem taşıyan, değiştirilmesi neredeyse imkansız birçok kural şarap kullanımını çepeçevre sarmıştır. İçimi, tadımı, saklanması, sunumu ve hatta kav’dan alınıp yemek salonuna çıkarılması dahi belirli kurallar çerçevesinde gerçekleştirilir. Bu geleneklerin en önemlilerinden birisi de şarap şişelerinin dizaynlarıdır.
Öyle şişe işte ne olacak demeyin hemen. İnternette de yaptığım araştırmalarda gördüm ki; Şarap şişeleri içindeki şarabın cinsine ve yapıldığı bölgelere bölgelerine göre fraklılıklar göstermek zorundadır.
Örneğin, Bordelais tipi şişeler yeşil, omuzlu ve çok olmasa bile diğerlerinden biraz daha uzun boyunlu olur. Bu tür şişelere Merlot, Cabernet Sauvignon gibi üzümlerden üretilen şaraplar konulur. Aynı tip fakat yeşil değil de saydam şişe kullanıldığında ise içine Semillon ve Sauvignon Blanc üzümlerden yapılan beyaz şaraplar konulur ve böyle saklanır.
Buna karşın, Bourgogne tipi şişeler omuzsuzdur. Koyu renk şişeler kırmızı şarapta Pinot Noir, Gamay Noir a Jus Blanc üzümleri için kullanılır. Beyaz şarap için ölü yaprak renginde üretilen şişeler ise Chardonnay tipi üzümlerden yapılan şaraplar içindir.
Fiasco tipi şişelerin dış görünüşü güzelken, içindeki şaraplar o kadar iyi değildir. Çok masraflı olan şişeler İtalya’da kullanılır, ancak çok fazla tercih edilmez. Şişenin güzelliği ve içindeki şarabın kötülüğünün tezatı sonucu fiyasko sözü dünya literatürüne girmiştir.
İnce uzun, bir şişe tipi olan Flute d’Alsace, yalnızca Almanya ve Fransa’nın bazı bölgelerindeki üzümlerden yapılan şaraplar için kullanılır ve tescili yapıldığı için başkaları tarafından kullanılamazlar.
Altı yuvarlaktır olan Bocksbeutel tarzı şişeler Rahiplerin kollarının altında kolay taşıyabilmesi için dizayn edilmiştir. Şarapta durum bu.
Rakıya baktığımızda ise hemen her türlü rakının serbest bir biçimde her türlü şişe dizaynı içinde sunulduğunu görüyoruz. Yani şişelemede bir gelenek yok. Bu durumda farklı bir yaklaşım geliştirilebilir mi diye baktığımda “ambalaj içeriği yansıtmalıdır” temel prensibinden yola çıkarak sonuca varılabileceğini düşündüm.
Örneğin Yumuşak içimli rakılar uzun boyunlu yumuşak hatlı şişelerde, sert içimli rakılar ise omuzlu ve boyunlu şişelerde sunulabilir.
Aynı şekilde yaş üzümden üretilen alkolle yapılan rakılarla, kuru üzümden üretilen alkolle yapılan rakılar da farklı şişe dizaynları içinde pazarlanabilir.
Bu hem tüketicinin kafasının karışmasını önler hemde rakı geleneğini sadece içime ve mezeye bağlı bir gelenek düzeyinden daha üst seviyelere taşımaya, yeni gelenekler yaratılmasına ve böylece rakının da uluslararası alanda daha farklı bir platformda efsaneleşmesine vesile olur.