KKTC-TC Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü ülke gündeminden düşmedi hala!
Başbakan Ömer Kalyoncu diyor ki;
“Türkiye ile Ekonomik Protokol bir şekilde imzalanacak. Şu anda Elektrik ve yargı ile ilgili bir konuda tartışmalar var. Bunlarla ilgili taraflar çalışmalarını tamamladı ve ilgili yerlere görüşlerini sunacaklar. Türkiye'den görüş bekliyoruz. Biz görüşlerimizi verdik ve yakında bu görüşmeler sonuca bağlanacak.”
İçerikle ilgili tatmin edici net bir açıklama yok.
Son derece kapalı bir açıklama bu!
Burada yeni olan konu Yargı…
Ancak Yargının ekonomik protokolle ne alakası var?
Hepsi tamamlandı şimdi sıra yargıya mı geldi?
‘Tek yıkılmayan kalemizdir’ dediğimiz yargıya…
Çok net; Bu yargımıza bir müdahaledir…
Kaygılanmamak, endişe duymamak mümkün mü?
Bunu kabul etmek mümkün değil…
Tüm toplum için endişe ve kaygı verici açıklamalar bunlar!…
Tam da bu noktadayken, Bakanlar Kurulu 7 yasa tasarısını gündeme getirdi ve alelacele bu çalışmaları Meclis’e gönderdi.
Bu yasa tasarılar ‘yeni suçlarla daha etkin mücadele için’ Polis Genel Müdürlüğü tarafından talep edildi dendi.
Meclis’e yıldırım hızıyla sevk edilen bu yasalar şunlar;
Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin Denetlenmesi Yasa Tasarısı,
Teknik araçlarla İzleme Yasa Tasarısı,
Polis Tarafından Kullanılan Muhbirlerin Ödüllendirilmesi Yasa Tasarısı,
Kontrollü Teslimat Yasa Tasarısı,
Gizli Soruşturtma Görevlendirilmesi Yasa Tasarısı,
Etkin Pişmanlık Yasa Tasarısı,
Ceza Değişiklik Yasa Tasarısı.
Bu yasa tasarılarının tümünü bir bütün olarak ele aldığımız zaman bireysel özgürlükler adına, insan hakları adına kaygılanmamak, endişe duymamak mümkün değil.
Peki neler getiriyor bu yasalar? Çok kısa bir bakalım…
'Halka açık yerlerde, işyerlerinde, yüz yüze görüşmelerde; dinleme, izleme,
Örgütlere sızma, muhbirlik,
Gözetleme, izleme, takip,
Muhbire ödül,
Telefon konuşmalarının dinlenmesi, kayda alınması' gibi uygulamalar…
Çok net! Bakanlar Kurulu’nun ‘güvenlik’ gerekçesiyle onayladığı bu yasalar, ülkenin polis devletine dönüşümünün önünü açmakta!…
Çok net! Bu yasa çalışmalarıyla ‘Birileri bizi hem gözetliyor, hem dinliyor’!...
Çok net! Bireysel özgürlüklerimiz gidiyor!...
Peki onca sorunumuz varken;
Toplum olarak önceliğimiz özgürlüklerimizin kısıtlanması mıdır?
Ne dersiniz?