Umutlar üzerinden rant kavgası

Haklılık en önemli silahtır. Silah derken, avantaj ve rahatlık durumudur anlatmak istediğim.

Haklı olmak, güvendir aynı zamanda, yaptığına, söylediğine dair inanmak ve savunmak.
Popülizme, hamasete, günü kurtarmaya, bayrak, vatan ve millet örtü yapıldı yıllarca.
Uzaklaştık gerçeklerden, dünyayı küçülten gelişmelerden, bu durum bugünde devam ediyor.
Herkes kendi açısından haklı, diğer tarafta olanlar haksız.
Kendini haklı görmek, tek başına yeter mi, mutlu eder mi?
Ya da haklı olan aynı zamanda güçlü olan mı?
Görünen o ki ve ne yazık, kendini haklı görmek, mutlu ediyor.
Empati yok, saygı yok, “işin bir de diğer tarafı ve tarafları da varmış” diye düşünmek yok.
Bir devlet, tüm fonksiyonları durmuş, çarklar çalışmıyor, taşıma suyla, değirmen döndürüyor.
Okullarını tamir edemiyor, hastanesinde dört asansörü bozuk, tamir edemiyor, hastane içinde çocuklar kucaklarda taşınarak, gidilecek yere götürülüyor.
KKTC Devlet hastanesi bu hastane ve insülin iğnesi yok, hastalara verilemiyor.
Maaşlarını ödeyemiyor, ödeyemediği maaşa talim edecek insanların sayısını artırma üzerinden kavgalar yaşanıyor.
Kamu da iş var ama para yok, böyle bir çelişki ve bunu yaratanlar, aynı hataya devam ediyor.
Bir ekonomik protokolle hayatta kalacak olan veya batacak olan bir düzen ve adı devlet.
Bu devleti yönettiğini iddia edenler ve adı yöneticiler.
Kendi parasını değil, kendi umutlarını değil, kendi çocuklarını değil, başkalarının hayallerini çalıyorlar, sırlarını deşifre ediyorlar.
Kendi kirli oyunlarını göz önüne sererken, başkalarını birbirine düşürüyorlar, haklıyla, haksızı bir tutuyorlar.
Bölüyor, parçalıyor, ayırıyor, nemalanıyorlar.
Sen yaptın, ben yaptım, sen o kadar, ben bu kadar istihdam sağladım tartışması.
Bu tartışmanın kamusal hizmetlere ne kadar katkısı var?
Kamu sektörünü çökerten, marifete göre hak edenlerin değil, siyasi tercihe göre ve aslında hak etmeyenlerin buralarda öncelikli olması değil mi?
Bir ortaklık yapıldı, bitti, bu kadar seviyesiz, bu kadar acımasız, bu kadar ucuz politika kavgası ayıptır, günahtır.
İnsanlar üzerinden, siyaset rant kavgası yetmedi mi?
Bu karmaşa, bir birini suçlama ve bel altı siyaset alışkanlığı, kimi haklı yapar?
Önemli olan haklı olmak değil, haklı kalabilmektir.
İki yanlış bir doğru etmez, bu tartışma devlet adamlığı ciddiyetini ve saygınlığını, teamülleri, kültürü bir kez daha ortaya koydu.
Reform yapacak olan, bu sebeple hükümet bozup, hükümet kuran siyasetçiler, reformlara öncelikle zihniyet devriminden başlasalar ya.
Geçmiş tarihler içinde neler yaşandı neler.
Üstelik geleceğe, yani bu güne hiçbir katkı yapmadan, şimdi de geleceğe hiçbir katkı yapmayacak olaylar yaşanmaya devam ediyor.
Bugün, yarının tarihi olacak, yine suçlu aranacak, yine suç kendinde olmaktan çok, başkalarında aranacak.
Oysa gerçek şudur ki;
Hangimizin farkı var bir diğerinden ve hangimiz uğramadık ki haksızlığa.
Bu haber 731 defa okunmuştur

:

:

:

: