İnsanın yüreğindeki sevgi, herşeye rağmen hiç bitmiyor...Objeler bir başka, insanın gözünde, eski günleri arar gibi olur....Görmek istemedikleri ile birikir insan...İstanbul eski İstanbul olmasa da sevgisinden hayranlığından hiçbir şey kaybetmiyor...Stüdyo çalışmalarımın finalini ruhumu okşayan LALELER ile kutladım, tarifi imkansız bir görsellik şöleni, Emirgan, Emirgan olalı bu kadar güzel olmadı, renkler birbirine karıştı sanki boş sokaklara inat biz burada görselliğimiz ile sizi bekliyoruz dercesine meydan okuyorlar... Lalelerin Anavatanı Pamir, Hindukuş ve Tanrı Dağları'dır. Türkler göç yıllarında Lalelerin soğanlarını Anadolu'ya getirmişlerdi. 1500'lü yıllarda Avrupa'ya, Anadolu'dan giden lale özellikle Hollanda'da çok yaygındır. 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından, Hollanda Kral'ına gönderilen Laleler, Hollandalıları ve kısa zaman içerisinde tüm Avrupalıları çok büyük bir hayranlık içinde bırakmışlardı...Günümüzde Dünyada en çok Hollanda üretiyor laleleri... Erzurum dağlarında ters laleler ayrıca bilinmekte...Emirgan'da ne yazık ki bu tür laleler le karşılaşmadım, umarım ilerleyen zamanlarda bu görselliğin arasında ters laleler ile karşılaşırız...Lalelerin Anavatanı KAZAKİSTAN'ı ziyaret etmek isterim, bu coğrafyada yetişen bitki Nevşehir ve bölgesine yayıldıktan sonra dünyamızla tanıştı...Laleler aynı zamanda sonsuzluğun simgesidir...Kimi insanlar yaptıkları işlerin keyfini birer kadeh şarap içerek kutlar veya bir eğlenceye gider...Benim doğaya olan Sevdam bitmez tükenmez sevgim, mutluluklarımı, başarılarımı, doğa ile yaşar doğa ile kutlarım....Sevinçlerimde, kederlerimde her zaman doğa ile baş başayım ...Öyle bir imkanım olsa doğayı yeniden yaratır bir tek dalın koparılmasına ,bir tek canlının üzülmesine izin vermezdim ...Hayat güzellikleri keşfetmek, güzellikleri , yaşamak için vardır.... Hayatı güzelleştirmek Erdemliktir.