Vatandaşlık, kazanım ve kayıplar

KKTC de en çok istismar edilen konu vatandaşlıktır.

Vatandaşlık, Türkiye ile ilişkiler, tabu haline getirildi.
Sonuçta, düzeyli bir ilişki kurulmasına hep engel olundu.
Birileri bu konuları hep kullandı, bu konularla ilgili açılan yaraları hep kanattı.
Fakat bu konularda yapılan haksızlıkları kimse konuşmadı, kimse yapılan yanlışları, keyfilikleri, haklıyı, haksızlığı görmek, duymak istemedi.
Devletin sağlayamadığı, sağlık, eğitim, sosyal devlet anlayışı, daha iyi, daha etkin, daha verimli noktaya nasıl getirilir, bunlara zaman ve enerji harcanmadı.
Bu insani konu da popülizmden öteye gidemedi.
Ne zaman bu konular gündem olsa, tartışılsa, birileri insanlar üzerinden, birilerini dövmeye, bir yerlere şikâyet etmeye ve kazanç sağlamaya çalıştı.
Hala daha insanlar “gemiyle geri gönderileceksiniz” diye kandırılmaya çalışılıyor.
Bu yalan çok eski değil, her seçim dönemi geçerliliğini koruyor, inanan var mı?
Yok, belki çok az.
Çözümle oluşacak devlet yapısında, KKTC kurucu devlete dönüşecek.
Bu anlamda her bacağıyla, her kurumuyla bu yapı güçlendirilmeli, rekabete hazır, sağlam bir noktaya getirilmeli.
En başta bu ülkede yaşayan herkes için ve elbette müzakere masasında daha sağlam argümanlar için.
Bu sebeple yapılacak her icraat, atılacak her adım, sadece kuzeyde iktidar olmak için değil, birçok bileşenin toplumsal kazanca dönüştürülmesi için iyi planlanmalı ve organize edilmeli.
Vatandaşlık konusu da böyle, burada doğan ve burada doğması kendi tercihi olmayan insanlara vatandaşlık verilmemesi kabul edilemez.
Görüşü, doğum yeri, dini inancı, ırkı, hiç fark etmez, yasal olarak şartları yerine getiren insanlar, bu devletin vatandaşlık haklarından faydalanmalı.
Yeni hükümetin kurulmasıyla, müzakere masasına olumsuz yansıyacak bazı icraatlar yapılacağı tartışması gündemde.
Özellikle toplu vatandaş yapılması konusunda, ciddi itiraz ve görüşler var.
Bilindiği üzere Türkiye Cumhurbaşkanının konuyla ilgili bizzat söylemleri oldu.
Konu sadece KKTC’nin iç konusu değil, bu hassasiyet anlatıldı.

En önemli konu müzakere süreci ve bu süreçte bu konunun yaratacağı etki.
Bu konuda önemli ve olumlu gelişmeler yaşandı.
Konuyla ilgili hem KKTC de, hem de Türkiye de kamuoyu oluşturuldu, yanlış ve eksik bilgilerle bu insanlık konusu suiistimal edildi.
Cumhurbaşkanı Akıncı iç kamuoyuna, Türkiye tarafına, konuyla ilgili ciddi temaslar ve söylemlerle açılık getirdi.
Akıncı geçtiğimiz gün “ 25 bin kişiyi vatandaş yapalım şeklinde bir durum söz konusu değildir. Böyle bir şey gündemimizde yoktur. Müzakereleri herhangi bir şekilde berhava edecek yaklaşımların olması söz konusu değildir” şeklinde bir açıklama yaptı.
Güney bunu “taahhüt kabul etti”.
Gelinen noktada tüm KKTC yurttaşları, çözümden sonra ortak devletin yurttaşı olacak.
Çalışma izniyle KKTC de bulunan insanların bu izinleri devam edecek, yenilenecek.
Bu tartışma bu kazanımların zarara uğramasına, kaş yapayım derken, göz çıkarılmasına sebep olacak.
Parça devlet ihtiyaç olması halinde, herhangi bir sektörde çalışma izniyle iş gücü getirebilecek, bu yetki federal devletin izniyle verilecek.
Örneğin bir baraj yapılacak ve 300 çalışana ihtiyaç var, bu çalışanlar Türkiye’den çalışma izniyle gelerek çalışabilecek.
Konuyla ilgili, çalışmalar devam ediyor.
Toplu ve çok sayıda vatandaş yapmak, popülizm ve oy avcılarına cazip gelebilir, ama bu aşamada kayıpları daha fazla olacak.
Bu hakkı kazanan insanlar bunları kaybedebilir.
Bu da bir yerde insana haksızlık değil mi?
Bu haber 910 defa okunmuştur

:

:

:

: