Söz konusu, dert dinleme ziyaretinde ithali yasak olan süt tozuna rastlanırken, bir çiftlikte de, süte su katıldığını tespit edildi.
Süt tozu olayı polise havale edilirken, süte su katan üreticiye de, 7 günlük süre ile, sütünün alınmaması cezası verildi.
Başlangıçta, ziyaret olan olay sonradan denetime dönüşmüş oldu.
Yapılan denetim, belli başlı çiftliklere yapıldı.
Diğer çiftliklerde, olan bitenden bi haber.
Yetkililer, sık sık, bu ziyaretlerin, yani denetimlerin, ülke genelinde yapılacağını da, belirttiler.
Bir çok medyada, hellim ve peynir üretiminde, süt tozu karıştırılarak, üretim yapıldığı iddialar arasında.
Bu denetimler, sadece hayvan üreticileri ve süt imalatçılarına
yönelik olarak, yapılmamalı.
Tüm, gıda maddeleri üreticilerine, vatandaşın yediği içtiği, tüm yerler, sık sık denetimden geçirilmelidir.
Bunun, yapıldığını söylemek inandırıcı, olmasa gerek .
Halen, bir çok bakkal veya süper marketlerde, açıkta satılan, gıda maddelerini görmek, mümkün.
Unlu gıda maddeleri, kapalı ambalajlarda satılması gerekirken, bir çok yerde, açıkta satılmaktadır.
Vatandaşın, tercih edeceği, gıda maddesini alması için, defalarca ellediğine, kontrol ettiğine, şahit oluyoruz.
Ayni şekilde kullanma tarihi geçmiş, bir çok gıda maddesini, bir çok satış yerinde bulabilirsiniz.
Zaman zaman, birkaç Belediye yaptığı denetimleri, kamu oyu ile paylaşarak, zevahiri kurtarmanın yolunu aramakta.
Bazı Belediyeler ise zabıtalarını başka amaçlarda
görevlendirmektedir.
Fırınlar, ciddi şekilde denetlenmekte mi ?
Hamuru yoğuran suyun, menşei ve kalitesi kontrol ediliyor mu ?
Bu konuda, ciddi bir açıklamanın olduğunu, duyan var mı ?
Duyamazsınız.
Çünkü insanlarımızın sağlığı da siyasi ranta kurban edildi.
“ Ölen, ölür, kalan sağlar, bizimdir” deyimi ülkede hakim.
Üzümden yapılan paluze, sucuk ve köfterlerin bazıları açıkta satılanı da dahil, kim ne zaman ciddi bir laboratuvar kontrolünden geçirildi.
Her yıl ilaç kalıntısı bulunan itlaf edilmesi gereken, bağ bahçelerinde ertesi gün, bağlarda, üzüm bulunmaz.
Bunlar, ya kaçak olarak, tüketiciye, ya da gizlice sıkılarak , paluze ve sucuk yapılarak, yine zavallı tüketiciye satılmaktadır.
Bunları, denetleyen var mı ?
Sn. Sucuoğlu, % 70 kanser hastalığının, çevre kirliliğinden meydana geldiğini açıkladı.
Doğayı da, içindekilerle birlikte zehirliyoruz.
Ülkemizde kamuda nüfusumuza göre, çok fazla kamu görevlisi bulunmakta.
İnsanlarımızı, kansere bulaştıran, bu uygulamaları denetlemekten niye acz içerisine girelim.
Bunların, denetlenmesi, çok basit.
Yeter ki, siyasi erk istesin.
Yeter ki, insan sağlığını siyasete alet etmesin.