Brexit: Hiç bir şey aynı kalmayacak

Ne kadar hafif değerlendirilirse değerlendirilsin, hangi açıdan bakılıp ne mantıklı açıklama getirilirse getirilsin, İngiltere'nin Brexit oyu hem Avrupa Birliği ve İngiltere ilişkilerinde hem de Kıbrıs sorunu dahil uluslararası ilişkilerde kapsamlı sonuçları olacak bir gelişme olacaktır.

Yusuf KANLI

Doğrudur. İngiltere artık 'üzerinde güneş batmayan' bir imparatorluk değildir. Bu ayrılığın sonuçları ister Birleşik Krallık, ister Büyük Britanya veya adını ne koyarsanız koyun, ya da bu günlerde kızgın Avrupa'da olduğu gibi sadece 'ada' deyin, İngiltere kısa vadede değilse bile orta vadede bu sıkıntılı durumu aşabilecek kapasiteye sahiptir. Ayrıca, gerçek bir boşanmaya mı gidecek, evler mi ayrılacak yoksa Avrupa Birliği İngiltere ayrılığı sadece yatakları ayırmadan mı ibaret olacak, yaşayıp göreceğiz. Şu anda görülen tek şey İngiliz halkı öyle bir oy verdi ki, hem Avrupa mimarisini hem de dünya siyasetini derinden ve uzun vadeli etkileyecektir.
İngiltere ve AB aralarında AB ile Norveç ilişkisi gibi bir 'alakart' bir birliktelik mi oluşturacaklar? Bunun şartları önümüzdeki dönemde görüşülerek belli olacak. Her halükarda İngiltere ve AB arasındaki yeni süreç sancılı ve öngörülmez olacağı kesin.
Halihazırda ING gibi birçok Avrupa devi şirket İngiltere merkezlerini, ofislerini kapatma veya ciddi personel azaltmaya gideceklerini, operasyonlarını sınırlayacaklarını açıklamış durumdalar. Oy sonrası kızgınlıkla yapılan bu açıklamaların sonu ne olur, gerçekten ne boyutta İngiltere ve Londra dünya mali piyasalarındaki ağır ve önemli rolünden dışlanabilir? Şaka gibi ama Londra'nın 'Bırakın AB dışına çıkmak isteyenler çıksın, Londra İngiltere'den ayrılıp AB'de kalsın' sözleri durumun ciddiyetini sergiler niteliktedir. İngiltere hükümeti Londra'nın dünya ekonomisindeki rolünü Amsterdam'a veya Lüksemburg'a kaptırmayı kabul etmemeye, çözüm bulmaya çalışmaya gayret edecektir muhakkak. Tabii ki bu kıyamet senaryolarının zamanı değil şimdi. Olay soğuduktan sonra bir değerlendirme yapılmalıdır.
Doğal olarak her ülke kendi çıkarları açısından durumu değerlendirecektir. Mesela, Kıbrıs Türkleri veya Rumları açısından durumun hiç de hoş olmadığını görmek için fazla kafa zorlamanın gereği yok. Yükseköğretim için Kıbrıs Türkleri ve Rumlarının birincil tercihleri hala daha İngiltere'dir. İngiliz sağlık kuruluşları sağlık sorunu olunca öncelikli başvurulan kurumlardır. Niye? AB vatandaşları olarak Kıbrıs Rumları ve Türkleri eğitim burslarından, neredeyse bedava tedavi imkanlarından yararlanmaktadırlar. Diğer açıdan, adanın her iki tarafında da önemli sayıda İngiliz AB vatandaşları olarak serbestçe yaşamaktadırlar. Şimdi bütün bunlar ciddi tehdit altındadır. Burslardan, bedava eğitim olanağından yoksun olmak, İngiltere'de eğitimi çok pahalı hale getirecektir. Sağlıkda da aynı durum yaşanacaktır. Adadaki yaşlı ve tüketici İngilizler de bir anda 'yabancı' statüsüne geçecektir.
Elbette, durumu AB'nin her bir ülkesi ile İngiltere arasında ilişkiler açısından benzerlikler kurarak söyleyebiliriz. Ancak bu durumun ne boyut alacağı İngiltere ile AB arasındaki kurumsal ilişkilerin yeni dönem hangi boyuta taşınacağıyla ilgili yapılacak anlaşmalar, düzenlemelerden sonra belli olacaktır. Yine de zaten halihazırda AB ortak para ve mali politikalarından ayrı duran, AB'nin siyasi derinleşmesine hep soğuk bakıp sadece ekonomik işbirliği örgütü boyutuyla yaklaşan İngiltere'nin egemenlik unsuru olarak gördüğü başlıklarda yeni dönemde daha muhafazakar olacağını öngörmek herhalde abartı olmayacaktır.
Diğer yandan, bu hafta Ankara'da sohbet etme imkanı bulduğum Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun veciz bir şekilde söylediği gibi eşitlik temeli olmaksızın devam eden Kıbrıs görüşmelerinde bir sonuç alınamayacağı muhakkaktır. Rumların ısrarla Kıbrıs Türk devletini kurulacak federasyonun 'eyaleti' statüsüne indirgemeye çalışması Kıbrıs görüşmelerinde başarı olma ihtimalinin ne kadar zor olduğunu sergilemektedir. Adamlarda hiç niyet yok uzlaşıya ve eşitliğe dayalı bir çözüm için adım atmaya. İngiltere şimdiye kadar hep 'AB ülkeleri arası dayanışma' adına iyi bildiği birçok gerçeği görmezden geldi. AB dışındaki İngiltere Kıbrıs politikasını gözden geçirir mi? Kıbrıs Türklerinin varlığını gayet iyi gördüğü halde başka çıkarlar ve AB dayanışması uğruna görmezden gelmeyi bırakır mı? Bunları zaman gösterecek. Şimdiden söyleyebileceğimiz ancak hiç bir şeyin aynı olmayacağı gerçeği.

Bu haber 1734 defa okunmuştur

:

:

:

: