Türkiye’deki darbeler darbe teşebbüsleri ( 2 )

Dünkü yazımda, 27 Mayıs Askeri Darbesini, anlatmıştım. Bugün, 27 Mayıs hareketinden, hemen sonra meydana gelen ve başarısızlıkla sonuçlanan, bir darbe girişiminden bahsedeceğim.

Yalçın CEMAL
yalcincemal@hotmail.com 

27 Mayıs, askeri müdahalesindeki hareket, Türk halkı, bilim adamları ve yüksek öğrenim gençliği tarafından, benimsenmiş ve desteklenmişti.
Hareketin sloganlarından biri de “Ordu- Millet el ele, Ordu- Gençlik el ele“ idi.
Darbe ile birlikte, darbeciler yalnız bırakılmamış, siyasi partiler ve üniversitelerdeki, bilim adamlarından oluşan, Kurucu Meclis, yeni ve çağdaş bir Anayasanın, yapılması için kolları sıvamıştı.
DP yöneticileri, özel mahkemelerde yargılandılar.
İdam, müebbet ve hapis cezaları verildi.
Yeni Anayasa olan ve tarihe geçen “ 61 Anayasası” ile Genel Seçimlere gidildi.
Kapatılan, DP yerine oluşturulan AP‘nin, seçimlerde umulmadık bir başarı göstermesi, askeri kesimi rahatsız etmişti.
Asker içindeki bazı kesimler ki, bunlar ”ihtilal Komitesi“ içerisinde idiler. Darbenin, amaçlarında, sapmaların olduğunu ileri sürerek, rahatsızlıklarını dile getiriyorlardı.
27 Mayıs darbesinde, Kore’de bulunan Talat Aydemir, Milli Birlik Komitesi içerisinde yer almamıştı.
Yeni dönemle ilgili olarak, asker içindeki huzursuzluklar, artmaya devam etti.
Harp Okulu Komutanı olan, Talat Aydemir ve asker arkadaşı Fethi Gürcan , 27 Mayıs hareketinin, ruhundan büyük sapmaların olduğunu iddia ederek, yakın arkadaşları ile, durum değerlendirmesi yaparak, ikinci bir darbenin hesap kitabı içerisinde idiler.
Talat Aydemir’in, ideolojik yapısı “ üçüncü dünya ülkelerinin solculuk anlayışına“ yatkındı.
27 Mayıstan sonra oluşan rejimi de, benimsemeyen Talat Aydemir ve ekibi, buna, bir de yakıştırma yapmışlardı !
“ Bu çocuk, sakat doğdu “ cümlesi, tüm TSK‘de mırıldanmaya, sonra da, tüm Türkiye’de, duyulmaya başlandı.
Milli Birlik Komitesinin, yeni düzen içerisinde zamanla İsmet İnönü ve Cemal Gürsel’in, güdümüne girdiği ve bu ikilinin emirleri ile çalışıldığını ileri sürerek Milli Birlik Komitesi, alternatif olarak, SKB (Silahlı Kuvvetler Birliği) adı altında, yeni bir Cunta oluşturdu . Bunun içerisine, bazı Milli Birlik Komitesi üyeleri de, katıldı.
Bu, yeni oluşumda bulunanlar, Genel Kurmay Başkanı olan Cevdet Sunay’a, karşı bir tutum sergiliyorlardı.
SKB, ikinci bir darbeyi, TSK ‘da, emir komuta zinciri içerisinde yapmak için, büyük çaba ve gayret gösterdi.
Bu konuda sonuç alamayınca, Talat Aydemir ve arkadaşları ikinci bir darbenin hazırlıklarına giriştiler.
21 Şubatı, 22 Şubata bağlayan gece, düğmeye basılmış, ikinci darbe başlamıştı. Hükümet ve Genel Kurmay, bu hareketin karşısında yer aldılar.
Başlangıçta, Talat Aydemir, işi iyi götürdü.
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı da, Talat Aydemir’den yana, tavır almıştı.
Alay Komutanını, göz altına alan Fethi Gürcan , Çankaya Köşkünde toplantı halinde olan, Başbakan İnönü ve Kuvvet Komutanlarını, tutuklamak için, Harp Okulunda bulunan, Talat Aydemir’e, telefon ederek, izin vermesini istemişti.
İhtilalci Talat Aydemir, bu isteğe karşı durarak, İhtilal hareketinin
seyrini kendi aleyhine çevirmiş oldu.
Çankaya’dan çıkan, Başbakan ve Kuvvet Komutanları , Talat Aydemir ve arkadaşlarına karşı, kesin bir bastırma hareketine girişerek, iki jet uçağı ile, Harp Okuluna müdahale ederek , Talat Aydemir ve arkadaşlarının, başlatmış oldukları darbe girişimini, engellemiş oldular.
SKB içerisinde yer alan ve Talat Aydemir’in yanında bulunan, harekete birlikte katılacağına söz veren bir çok komutan, Nasrettin Hocanın “Fil hikayesi“ gibi, Talat Aydemir’i yalnız bırakmışlardı.
Akim kalan darbede, 69 Subay, 4 As Subayın ordu ile ilişkisi kesilmişti.
İhtilale doymayan Talat Aydemir, 21 Mayıs 1963‘ te, ikinci bir darbe teşebbüsünde bulunacak.
Fakat bunda da, başarılı olmayacaktı.
Birincisinde affedilen Albay, ikinci defa yaptığı, darbe teşebbüsü ile idam edilerek, darbe teşebbüslerini hayatı ile ödedi.
Yarın, bu hareketlerden sonra TSK’ nin verdiği, 12 Mart Muhtırası
İle devam edeceğim.
Yarın görüşmek dileği ile, şen ve esen kalın sevgili okurlarım.


Bu haber 3869 defa okunmuştur

:

:

:

: