‘’Bu demokrasi bayramı’’ imiş!

Türkiye’nin askeri darbe gelenekleri; 27 Mayıs 1960'ta olan ilk darbe… ardından, 12 Mart 1971'de yaşananlar.

Seval OYALTAN

En acı dönemi ise 12 Eylül 1980 darbesinde yaşandı.
Ve son 15 Temmuz 2016 cuma akşamı.
Darbelerin olmasının en önemli nedeni demokrasi kültürünün olmaması…
Çok zayıf, kırılgan olması ve demokrasinin içselleştirilememesidir.
Siyasette boşluklar olduğunda ve sorunlar demokrasinin kurum ve kuralları çerçevesinde çözülemediğinde askerin müdahalesinin yolu açılıyor.
Gelelim 15 Temmuz gecesi yaşananlara.
O geceye “Bu demokrasi bayramı’’ diyenler var!
Kan dökülen yerde demokrasi bayramı mı olur?
Komutanının verdiği emri yerine getirdiği için orada bulunan, gencecik bir askerin kafasını kesmek mi demokrasi bayramı?
Yaptığı şeyden haberi bile olmayan askerlere, linç girişiminde bulunmak mı yoksa demokrasi bayramı?
Daha düne kadar PKK’ya karşı savaşan, şehit olan Mehmetçik kahraman değil miydi?
Madalya taktığınız onlar değil miydi?
Köprüde ellerini havaya kaldırıp teslim olanlara kemerlerle girişmek, onları kırbaçlamak mı demokrasi bayramı?
Gencecik askerlere tekme tokat atmak mı?
‘’Şu an dördüncüsünü öldürdük beşincisini öldürmeye gidiyoruz’’ demek mi yoksa?
‘’ Abi yapmayın annem görüyor’’ diyor bir tanesi tekmeleri yerken.
İsteselerdi sivil halka tankın namlusunu çeviremezler miydi sanki?
İsteselerdi ateş açmazlar mıydı?
İsteselerdi yapmazlar mıydı!
Bunlar yaşanırken!
Hani o emri veren rütbeliler? Onları sokaklara sürenler?
***
Erdoğan’ın halka ‘’sokağa çıkın’’ çağrısı.
Gece boyunca camilerden çağrılar yapılması, sela okunması!
Özel Kuvvetler ve Polis kurumunun organizasyonu…
Ayni saatlerde Kuzey Kıbrıs’ta da camilerin minarelerinden ezan okunması!
Belli ki AK Parti olası bir girişime karşı ciddi bir hazırlık içindeydi.
***
‘’Darbeciler geri püskürtüldü bu bir demokrasi bayramıdır.’’
Kan dökülen yerde bayram mı olur!
Siviller öldü, polisler öldü, askerler öldü.
İçim yanıyor içim!
***
“Ne zaman korkmayacak kimse kimseden?
Ne zaman emretmeyecek kimse kimseye?
Ne zaman yermeyecek kimse kimseyi?
Ne zaman umudunu çalmayacak kimse kimsenin?
Ne zaman?
Ne zaman?”
(Nâzım Hikmet)
Bu haber 397 defa okunmuştur

:

:

:

: