Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Lider Nikos Anastasiadis arasında yapılan müzakereler geçtiğimiz yıl Mayıs ayında başlamıştı.
Akıncı-Anastasiadis görüşmelerinde gerek liderler gerekse de müzakereciler nezdinde yüzlerce görüşme gerçekleştirildi bugüne kadar.
Şimdilerde yoğunlaştırılmış müzakereler sürüyor…
28 Temmuzda bir araya geldi liderler yeniden.
Bu kez ilk kez olarak “toprak”, “güvenlik” ve “garanti” konularını ele aldılar.
Sürpriz oldu dersek doğru olur mu?
Belki Evet! Belki Hayır!
Bir beyin fırtınası şeklinde olduğunu ve bundan sonra izlenecek yol haritası konusunda ‘uzlaşıldığına’ vurgu yapılıyor.
Garanti; En kritik başlıklardan.
Cumhurbaşkanı Akıncı, halkın nabzını iyi tutarak “Tabii ki Türkiye’nin güvencesini istiyoruz, bunun anlaşılmayacak bir tarafı yoktur” derken, Rum tarafı ise Türkiye’nin garantör devlet olarak kalmasını bir tehdit olarak görüyor.
“Yeni Tip Garantilerden… ‘garantisiz ve askersiz’ bir modelden,
Bir daha asla 60’ların garantörleri olmayacağı şeklindeki taleplerden söz ediyor.
Taraflar, bu noktada farklı farklı duruş içerisindeler.
Ortak bir nokta henüz yok desek de...
Bir tarafın güvenlik gerekçelerinin, diğer taraf için hayati tehdit oluşturmaması gerekli ve önemli.
Toprak; Toprak ayarlamaları konusunda “harita”, “yüzdelik” ve “yer ismi” konularının henüz gündeme gelmediği belirtiliyor.
Aylardır masada görüşülen ‘mülkiyet’, ‘yönetim ve güç paylaşımı’, ‘ekonomi’ ve ‘AB’ başlıkları henüz ‘’tamamlanmadı’’ deniyordu.
Tamamlanmadı da…
Tamamlanmadan toprak ve garantilerin görüşülmesine geçilmesi son derece dikkat çekici.
Kıbrıs sorunu konusunda son derece kritik bir noktaya gelindiği açık.
Tamamlanmadı denen, ‘mülkiyet’, ‘yönetim ve güç paylaşımı’, ‘ekonomi’ ve ‘AB’ başlıklarında açıklanmayan ancak bir uzlaşı da sağlanmış olmalı ki en son görüşülecek denen konular olan toprak, güvenlik ve garantilerin görüşülmesine geçildi.
Anlaşılan;
Boşuna değil ‘beşli konferans’ çağrıları.
Boşuna değil ‘al-ver süreci’ ile ilgili beklentilerin de artırmış olması.
Boşuna değil her iki tarafın da kabul edebileceği bir çözüm şekline vurgu yapılması.
Boşuna değil TC: Lefkoşa Büyükelçisi Sn. Derya Kanbay’ın ‘’Türkiye Cumhuriyeti devleti, hükümeti olarak biz bu müzakerelerin olumlu sonuçlanması ümidini koruyoruz.' demesi.
Ve boşuna değil umutların canlı tutulması.