Özgürlük ve egemenliğin tarihi

Bugün, 14 Ağustos . Özgürlük ve Egemenliğimizin, elde edilmesinin, tarihidir.

Bugün, 14 Ağustos .
Özgürlük ve Egemenliğimizin, elde edilmesinin, tarihidir.
Tarafların, Cenevre’de yaptıkları ikinci toplantıda . Rum tarafının 1. Cenevre’de varılan kararları uygulamaması. İkinci Cenevre Konferansında, önerilen, 5 Kantonal Federatif sistemi reddetmesi. Ayrıca zamana oynaması nedeni ile, 42 yıl önce bugün, İkinci Barış Harekatının başladığı tarihtir.
Bu Harekat iki gün sürmüş, 16 Ağustos 1974 ‘te, Mağusa, Serdarlı ve Lefke’nin kurtuluşu ile, son bulmuştur.
16 Ağustos’ta KKTC’nin sınırları çizilmiştir.
Yarım asra yaklaşan, Bağımsız ve Egemen KKTC, tüm kurumları ile ayakta.
Rum tarafı, bu oluşumu hiç kabul etmedi.
Tabi, Batı da.
Batı zaten, KKTC’ni, kabul edip içine sindirmedi.
Bunu, 15 Temmuz 2016‘da, tüm çıplaklığı ile ortaya koydu.
Türkiye‘yi hiçbir zaman benimsemeyen , zoraki benimseyen bir Batı , KKTC‘yi, nasıl benimseyebilirdi ?
Türkiye’yi de, KKTC‘yi de, içeriden yıkmanın, daha kolay olacağını anlayan, bu batılı emperyalistler, içteki iç birlikçilerine sarıldılar.
Kıbrıs’ta, Annan Planı Referandumunda, başarılı oldular.
Fakat, Güney’in oburluğu sayesinde, başarılarını uygulatamadılar.
Şimdi, Kıbrıs’ta yapmaya çalıştıkları , ikincisini başarmak.
Türkiye’ye gelince.
Türkiye’de , amaçlarına ulaşmak için “ böl ve yönet” politikalarını, katı bir şekilde uygulayarak, kardeşi kardeşe bir birlerine vurdurdular.
Lozan’ı tanımayanlar, Atatürk’ün , yırtıp , tarihin çöplüğüne attığı, Sevr’i canlandırıp, Türkiye’nin coğrafyasını, o “paçavranın “ belirlediği coğrafyaya dönüştürmek için uğraştılar.
Tabii Kıbrıs’ta da, istedikleri gibi bir anlaşmayı, Türkiye’nin işbirlikçi idaresine onaylatıp. Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’de, istediklerini elde etmekti.
Rum tarafının, görüşmeleri hep ileriye itmesinin, altında yatan, Anavatandaki, bu darbe teşebbüsü olabilir mi ?
Çünkü darbe teşebbüsü gecesi ,eski bir Rum siyasi dememiş miydi?
“ Girne’ye dayanmanın, tam sırası idi”
Türkiye ve Kıbrıs Türk’ü, 15 Temmuz 2016 gecesi, çok büyük bir badireyi atlatmıştır.
Tanrı, Türk Ulusunu ve Onun kopmaz bir parçası olan, Kıbrıs Türkünü korumuştur.
“Kıbrıs Türk’ü, Anavatansız hiçbir şey yapamaz.” Bu rahmetli Dr . Küçük’ün bir vecizesidir.
Bir şey yapmayı, bir yana itersek .
Nefes almamız için, yegane güvencemizdir.
Adada, biz onsuz bir hiçiz.
Bu, 11 yıl her dönem yaşanmıştır.
Ufak tefek işler için, Anavatan karşıtlığı yapmak, geçer akçe değildir.
Bunu yapanlara, bir hafta Rum kesiminde gidip kalmalarını, salık veririm.
Günü birlik değil de, saat başı gidenlere yapılanları, her gün görüyoruz, duyuyoruz.
Değil soruşturma açmak, kınama bile gelmiyor.
Bu durum karşısında, çözümü Rumlardan daha çok, biz istiyoruz diyenler bile “ böyle giderse yapılacak anlaşma yürüyemez, yaşayamaz “ diyebiliyorlar.
Yani karşı taraf , daha bizimle, iç içe bir yana, yan yana yaşayabilecek, bir kültür ve anlayışa gelmedi.
Müzakerelerin seyri ve gidişatı, yöntemi ile hükümet partilerinin ve onları destekleyen bağımsız vekillerin, büyük sıkıntı ve endişeleri vardır.
Ayni endişeleri, Sn. Meclis Başkanı Sibel Siber de dile getirdi.
Siyasi erkte, bu konuda değişik fikirler ve algılamalar varsa, ki vardır, bir araya gelerek, bunları gidermeli ve Türk Halkı aydınlatılmalıdır.
Siyasi erkin, değişik makamlarındaki kişilerin, medyada, Kıbrıs Türk halkının geleceğini, hasım kişiler gibi, halka lanse etmesi, bazılarının da, güneydeki çevreler tarafından savunulması, Kıbrıs Türk Halkının, kafasını karıştırmaktadır.
Hele hele, güneydeki tüm çevrelerin, yapılan görüşmelerde, mutabakata varılanlardan, hemen hemen tümünden memnun olmaları, kuzeydeki halkı, daha da tedirgin etmektedir.
Sn. Cumhurbaşkanının, artık soyut açıklamalardan vaz geçerek, somut açıklamalar yapma zamanı, gelmiştir.
Kalıplaşmış kelimelerle, halkımızın tatmin olması, mümkün değildir.
Rum halkı gibi , Türk halkı da olup biteni öğrenmeli, güneyin haber kaynaklarına, iktifa edilmemeli.
Bu konuda halkı yollara dökülmeye sevk ve teşvik edici davranışlardan kaçınacak hareketlerin, açıklamaların yapılması gerek.
Halk sokağa inerse, Anadolu suyu gibi hiçbir güç karşısında duramaz.
İkinci Barış Harekatının yıl dönümü, kutlu ve mutlu olsun.
Bu haber 3938 defa okunmuştur

:

:

:

: