Yalçın CEMAL
yalcincemal@hotmail.com
Kısa aralıklardan sonra da ölünceye kadar , Cumhuriyet Gazetesinin, müdavim köşe yazarlarından oldu.
İlerici ve Cumhuriyetçi idi.
Yüksek öğrenime gittiğimde, Cumhuriyet Gazetesinin abonesi olmuştum.
70‘li yıllar.
Yine bir gün, Cumhuriyetin manşetlerine göz gezdirdikten sonra,
İlhan Selçuk’un köşesine yöneldim.
Köşe yazısının başlığı; “Kıbrıslı Türklere, çok şey borçluyuz”
Makaleyi, bir çırpıda okudum.
Özetle, Kıbrıs olayları karşısında batının, Türkiye’nin müttefiklerinin, tavırlarını ortaya koyuyor, meşhur Jhonson mektubundan, alıntılar yapıyordu.
Sonuçta, Kıbrıs’ta, Kıbrıs Türklerinin direnmesi sonucu, Türkiye’nin müttefiklerinin, bilhassa ABD‘nin Türkiye’ye bakış açısının, ortaya çıkmasının, Kıbrıslı Türkler sayesinde, anlaşıldığını anlatıyor ve Kıbrıslı Türklere teşekkür ediyordu.
O yıllar, Türkiye’de yollar sokaklar, ABD emperyalizmine karşı, dolup taşmakta, ABD emperyalizmi, protesto edilmekte idi.
Dün, Ankara’ya, ABD’nin ikinci adamı olan Biden geldi.
Başbakan, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı ile görüştü.
TBMM‘de, bombalanan yerleri gördü.
Mekanlar arası ziyaretlerde , ABD‘nin Başkan Yardımcısı’nın geçtiği güzergahların iki yerinde, AKP‘li bir grup ve daha sonra da, AKP‘ye yakın, 15 Temmuz Hareketi isimli grup , ayrı ayrı yerlerde, Biden’ın geçişi esnasında, Biden’ı ve ABD‘ni protesto ettiler.
Gençler, ABD‘nin darbeyi kınaması konusunda, yeterli desteği vermediği için, bu protesto hareketine giriştiklerini açıklamaları ile kamu oyuna duyurdular.
AKP iktidarında, bir ilk olarak ortaya çıkan bu olayda ABD, açılan pankartlarla ciddi şekilde eleştirildi ve Türkiye üzerinde, emperyal
emeller beslediği, dile getirildi.
Örneğin, bir pankartta yazılanlar :
“Amerikan Emperyalistleri Joe Biden ile topraklarımızı bir kez daha kirletiyor . FETÖ ve yandaşları derhal Türkiye’ye iade edilsin .”
Söz konusu gruplar, Biden’ın geçeceği yerlerde mevzilenerek.
Islıklarla, ABD Emperyalizmine karşı tepkilerini dile getirdiler.
Bu olayı okuduktan sonra , 1968‘li yıllara ister istemez geri gittim.
1980 askeri darbesi ile tırpanlanan vatanseverler yeşermeye mi başladı diye, kendi kendimle muhakeme etme pozisyonuna girdim.
Evet, Türkiye’de 15 Temmuzdan sonra bir şeyler olmaya başladı.
15 Temmuz ve onun öncesi, tarih kitaplarına yazılacak.
Tabii ki sonrası da.
15 Temmuz, darbe girişiminden günümüze dek, geçen zaman diliminin, uzunluğundan da bahsetti Biden.
Bu kadar zaman geçtikten sonra, gelmesinin mahcupluğu da, her halinden belli idi.
Zaten bunu, konuşmasında dile getirdi.
15 Temmuzla birlikte, Türkiye’de iki olay tarihe damgasını vurdu.
Birincisi; halk sokakta.
İkincisi ise , yıllardan sonra sokağa inen halk ABD‘ni dünyanın emperyal gücü olarak ilan etti. Türkiye’nin topraklarını kirlettiği, söylemleri dile getirildi.
Bu etkinliklere, polisin müdahale etmemesi de, büyük yorumların yapılmasını gerektirir.
Kıbrıs konusu da, dün görüşmelerde ele alındı.
Türkiye Başbakanı, 2004 ‘de Güneyin bu fırsatı kaçırdığını, şimdi kaçırmaması temennisinde bulunarak, ekter tavırlardan vaz geçmesini istedi.
Basın toplantısını izledim.
Her iki sözcü, Biden ve Sn. Yıldırım’ın mimiklerini, devamlı kontrol ettim.
Süzgeçten geçirdim.
Her ikisinde de, 15 Temmuz öncesi olan samimi havayı görmedim.
Zaten Biden , ha var ha yok.
ABD‘deki seçimlerden sonra, bakalım hangi çiftlikte, at koşturtacak?
Biden, Anastasiadis’in isteklerini Ankara’ya getirdi.
Malum istekler.
Sn . Yıldırım, Kıbrıs konusundaki konuşmasında, topu Güneye attı.
“Fırsatı kaçırmasınlar“ dedi.