İstanbul’da TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Cumhurbaşkanı Akıncı, adaya dönüşünde önemli açıklamalarda bulundu
İstanbul Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün açılışına katılan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, İstanbul Tarabya Köşkü’nde gerçekleşen görüşme, basına kapalı yaklaşık 45 dakika sürdü. Görüşme sonrası basına açıklama yapılmadı.
AKINCI: 'ÖNÜMÜZDEKİ 6 GÖRÜŞME HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR'
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum Lider Nikos Anastasiadis ile yapacakları 6 görüşmenin hayati önem taşıdığını belirterek, 'Ekonomi, AB, Yönetim ve Güç Paylaşımı ile Mülkiyet başlıklarında artık geriye kalan ayrılık noktalarını kapatalım, netleşmemiş konulara berraklık getirelim' dedi. Akıncı, diğer toprak, güvenlik ve garantiler başlıklarında da; 'başlattıkları fikir egzersizini sürdürmeleri ve artık bu işi bir sonuca bağlamaları, iki tarafın da kabul edebileceği, iki halkın da kabul edebileceği iyi bir sonuca bağlamaları ve referandumlarda da her iki toplumdan 'evet' oyu alabilecek bir çerçeveyi halkın önüne sunabilmeleri' temennisinde bulundu. Rum toplumunun sözcülerinin çoğu zaman abartılı bir şekilde söylemlerde bulunduğunu gözlemlediklerini ifade eden Akıncı, 'Önümüzdeki süreçte makuliyet bekliyorum, gerçekçilik bekliyorum, Rum tarafı neyin mümkün olup olmadığını tartarak yaklaşmalıdır konulara... Çünkü biz o çerçevede hareket ediyoruz, ortak anlaşmanın ruhuna uygun bir şekilde hareket ediyoruz, taleplerimiz gerçekçidir ve bir federatif çözüm anlayışına uygun içeriktedir' dedi. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ülkeye döndü. Akıncı, ülkeye dönüşünde basın toplantısı düzenledi ve temaslarını anlattı.
'TARİHİ BİR AÇILIŞ TÖRENİ OLDU, İÇİNDE YER ALDIK VE BU MUTLULUĞU PAYLAŞTIK'
Akıncı, İstanbul Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün açılışına katıldığını ve burada Türkiye'nin mutluluğuna halkı adına ortak olduğunu belirterek, köprünün Türkiye ve bu coğrafyaya hayırlı olmasını diledi. Açılışın güzel bir törenle gerçekleştirildiğini ifade eden Akıncı, köprünün özellikleri bakımından bir takım ilkleri barındırdığını belirterek, köprünün bir kez daha Asya ile Avrupa'yı buluşturduğuna işaret etti. Köprünün karayolları yanında raylı sistem araç geçişi sağlayacağına dikkat çeken Akıncı, bu büyük projenin yanında İstanbul'a 3. havalimanının inşa edildiğini, 2018 sonunda bunun tamamlanacağını ve dünyanın ilk üçünde yer alacağını söyledi. Köprünün havalimanı ile düşünüldüğünde İstanbul'un merkez konumunda yükseldiğine işaret eden Akıncı, 'Tarihi bir açılış töreni oldu, biz de içinde yer aldık ve bu mutluluğu paylaştık' dedi. Akıncı, Erdoğan ile yaptığı görüşmeye de değindi. Akıncı, Erdoğan ile Huber köşkünde görüştüğünü ve gündemde Kıbrıs konusunun olduğunu kaydetti. Akıncı, Kıbrıs sorununun artık bir yere bağlanması gerektiğini, bu yönde Erdoğan ile görüştüklerini ifade ederek, Ankara'da da detaylı bir görüşme yaptıklarını ancak her fırsatta bu diyaloğu sürdürmenin önemine vurgu yaptı.
“YA BU İŞİ FEDERAL ÇERÇEVEDE HALLEDERİZ YA BİZDEN SONRAKİ KUŞAKLAR FARKLI YOL DENEYECEK'
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda; 'artık son virajlardayız, ya bu işi federal bir çerçevede önümüzdeki 4 ayın içinde 2017'ye girerken halledeceğiz ya da bu olamıyorsa başaramıyorsak artık bizden sonraki kuşaklar farklı yollar deneyecekler' dedi. Akıncı, gelinen aşamada artık tüm ilgili tarafların Kıbrıs sorununun çözümü için kendi çabalarını ortaya koyması gerektiğini belirterek, Türkiye'nin bu noktada 5'li zirveye gitmeye hazır olduğunu deklare ettiğini ve sürece katkısını esirgemediğini, bu çerçevede temennisinin; Yunanistan Başbakanı Çipras'ın da Kıbrıs sorununa daha çok zaman ayırması ve çabalara katkı koyması olduğunu belirtti.
“ASLA VE KATA BİR TEK ASKER BİLE KALMAYACAK, GARANTİLER DE TOP YEKÜN ORTADAN KALDIRILACAK YAKLAŞIMLARI SÜRECE YARDIMCI OLMAZ”
Akıncı, garantiler konusunda da; 'Sayıca daha zayıf ve Türkiye'nin garantisini, güvencesini talep eden bir Kıbrıs Türk toplumu vardır. Dolayısıyla bu açıdan da olaya bakıp, sadece kendi pencerelerinden olaya yaklaşmamaları gerekir gerçekçilik bunu gerektirir. Bu yüzden 'asla ve kata bir tek asker bile kalmayacak, garantiler de top yekün ortadan kaldırılacak' yaklaşımlarının sürece yardımcı olmayacağının çok iyi anlaşılır olması lazımdır' diye konuştu. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İstanbul dönüşünde düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıslı Türklerin önerilerinin BM'nin de saptaması çerçevesinde gerçek anlamda federal bir yapılanmaya uygun öneriler olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: 'Eğer dolayısıyla önümüzdeki süreci iyi değerlendirir ve özellikle Rum tarafı da imkansızı isteme yanlışına düşmezse makul bir çerçeveyi oluşturmak mümkün olacaktır. Bu anlayış içerisinde önümüzdeki 6 toplantının hayati öneme sahip olduğunu değerlendiriyorum. Temenni ederim ki bu 6 toplantı sonucunda 14 Eylül'de ortak bir açıklama yapabilecek bir noktaya gelelim ve bu ortak açıklamada New York'ta gerek 3'lü, gerekse 5'li toplantıların yapılabileceğinin ışığını Kıbrıs Türk ve Rum halklarına yakabilelim dedi.
“SÜREÇTE BERRAKLIK OLMALI”
Cumhurbaşkanı Akıncı, süreçte berraklık olması gerektiğini, muallaklık olmaması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti: 'Bazı konular halen muallaktır, bunlar berraklaştırılabilir, berraklaştırılması gerekirken ısrarla onları muallak bırakmak kesinlikle çözüm sürecine yardımcı olmaz. Muallaklık içinde kalan bir çözüm mutlaka ve mutlaka beraberinde soru işaretlerini de getirir. Soru işaretleri halkın onaylamasını olanaklı kılmaz. Her iki toplum da bu adada güvenlik içinde yaşamak ister. Garantörlük konusunda nihai hedefte 5'li toplantıda son şekli verilecektir garantilerin. Ancak şu kadarı rahatlıkla söylenebilir; 3 garantör ülke var, bunlardan biri İngiltere, 2 üssü var Kıbrıs'ta, garantilerle ilgisini kesmek isteyebilir ancak üslerle ilgisini kesmek istememektedir, üssü olan bir ülke garanti anlaşmasının parçası olmuş olmamış umursamaz, Yunanistan da pek ilgili görünmüyor garantilerle... Ona da baktığınızda Kıbrıs'taki büyük toplumla çok iyi ilişkisi olan bir ülkedir. Kıbrıs'taki daha büyük olan Rum toplumu Kıbrıs Cumhuriyetini 1963'ten bu yana tek başına sahiplenmiş olan ve diğer ortağını dışlamış olandır. Tüm bu manzaraya baktığınız zaman sayıca daha zayıf ve Türkiye'nin garantisini güvencesini talep eden bir tek Kıbrıs Türk toplumu vardır. Dolayısıyla bu açıdan da olaya bakıp, sadece kendi pencerelerinden olaya yaklaşmamaları gerekir gerçekçilik bunu gerektirir.