Anastasiadis güvenilir olmaktan çıkmıştır

Son New York görüşmelerinden sonra, Rumların görüşmecisi durumundaki Anastasiadis’e, güvenilir gözle bakmak, artık mümkün görülmemektedir.

YalçınCEMAL
yalcincemal@hotmail.com

Sn. Cumhurbaşkanımızla ABD‘ye gitmeden önce, vardıkları mutabakata rağmen, Kıbrıs’ta başka, ABD‘de başka konuşmuştur
Bu da Rum zihniyetini, ortaya koyması bakımından, çok düşündürücü olsa gerek.
Bundan sonraki görüşmelerde, Türk heyetinin, bu durum karşısında hangi davranışı sergileyeceğini de, zamanı gelince öğreneceğiz.
Sn . Akıncı, Anastasiadis’in mutabakata rağmen, ABD‘de, bunun dışında konuşması, Ulusal Konseye ve güneydeki ret cephesinin “şamatalarından“ çekindiğindenmiş.
Pekala, adaya döndükten sonra da, yapılacak müzakerelerde ve varılacak olası mutabakatlarda, Sn. Anastasiadis, yine, Ulusal Konsey ve ret cephesi ile, karşılaşmayacak mı ?
Mümkün müdür ki ? Bunlara rağmen Sn. Akıncı ile, her hangi bir konuda anlaşsın veya fikir birliğine varsın.
Her zaman için, bu unsurlar, karşısında olmayacak mı ?
Sn . Akıncı çözüm için, takvim kabul etmeyen Rum tarafını, anlamakta güçlük çektiğini, her konuşmasında açıkça veya imalı bir şekilde dile getirmekte.
Kıbrıs’ta başka, ABD‘de başka konuşan bir Anastasiadis’ten, İlerideki müzakerelerde, bir sonuca gitmek için, iyimser olması beklene bilir mi ? Mümkün mü ?
Son, New York görüşmelerinden, kimin, çözüm yanlısı, kimin çözüm karşıtı olduğu da, ortaya çıkmıştır.
Takvim istemeyen Rum tarafının, çözümü de istemediğini, batılılar, acaba anladı mı ?
Yoksa, Ortodoks dini ağır basarak buna karşın yine Türk tarafı mı, suçlanacak ?
Hep, empatiden bahsediyoruz.
Biraz da, değişik olasılıklardan bahsedelim.
Örneğin , Kuzeyde Rumlar, Güneyde de, biz olsak.
Hele hele, bu son New York görüşmelerinde, Rumların yaptıklarını, biz yapmış olsa idik. Acaba ABD ve Batının, bize karşı davranışları, ne olurdu ?
Sn. Akıncı’nın, garantilerle ilgili olarak, Kıbrıs Türk Halkını rahatlatıcı, açıklamalar yapması, gelinen son noktada, karşı tarafı, İyi anlamış olmasının, bir sonucu olsa gerek.
Sayın Akıncı: garantiler konusunda, sığınacağımız limanı, Türkiye olarak, işaret etmesi, Rum zihniyetinin, hala daha değişmediğini ortaya koyması ve Rumların, niyetleri bakımından ibret vermektedir.
Rum tarafı, BM temsilcilerini, yemede, dünyada birinci sırayı almaktadır.
Bundan öncekini, yediler. Sıra: Eide’ye geldi .
EİDE süreçle ilgili gelişmelerden, BM‘yi bilgilendirdiğinden, rahatsız olacaklar ki, Eide’yi, Rum siyasal Partileri, istenmeyen şahıs ilan ederek, Anastasiadis’e baskı yapıp , EİDE’yi görevden alması için , girişim başlatmasını, istediler.
Barış karşıtlıklarını, kriz yaratarak, kamufle etmeye çalışan, Rum tarafının, bilinen manevralarından biri de bu.
Eide’yi istifa ettirip, zamana oynadıkları süreci, devam ettirmeyi bir marifet sayan, Rum tarafı, bu marifetlerini de, tekrar göstermeye kararlılıkla, başladılar.
Takvimi kabul etmeyen karşı taraf, Eide’yi istifa ettirip, böylece , Kıbrıs sorununu bir başka bahara bırakmanın, antremanına başladılar bile.
Kuzeyde bazı çevreler, son görüşmelerdeki gelişmeleri, Türk tarafının bir kazanımı olarak göstermelerine, şaşmamak mümkün değil.
Adamlar, hem , görüşme masasına hakim.
Hem de, Birleşmiş Milletleri, oynadıkları oyun ile, çaresiz bir duruma getirdiler.
Bütün bunlar karşısında, görüşmelerin seyri ve sonucu için , umutlu olmak, mümkün mü ?
Bu haber 3948 defa okunmuştur

:

:

:

: