Elektrikte sorumluluğu olanlar!

Dünya Enerji konseyinin en önemli etkinliğidir, “Dünya Enerji Kongresi”… ‘’23.Dünya Enerji Kongresi’’ 9-13 Ekim tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştiriliyor.

Seval OYALTAN

Üç yılda bir düzenleniyor. Her defasında farklı bir yerde.
Dünya liderleri, kanaat önderleri bir araya geliyorlar ve global enerji politikalarını belirliyorlar.
Sanayinin önde gelen liderleri, uluslararası örgütler, medya kuruluşları vs.
50’nin üzerinde ülke…
Yaklaşık 250 konuşmacı…
Binlerce katılımcı…
***
Cumhurbaşkanı M. Akıncı, Türkiye Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan’ın davetlisi olarak, Kongreye katılmak üzere İstanbul’a gitti.
İlgili bakan olarak, Sn. Sunat Atun da...
Ayrılırken; ‘’Türkiye'den Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne, deniz altından kabloyla elektrik iletilmesini öngören anlaşma, bugün İstanbul'da imzalanacak’’ dedi.
Bir Uluslararası Anlaşma.
TC - KKTC arasında.
Konu; İki ülke arasında inşa edilecek denizaltı elektrik iletim hattı projesi.
‘’Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz ve Avrupa'daki elektrik iletim sistemine katılacak’’.
Sunat Atun, “Bu imzalar ile Türkiye’ye enterkonnekte olarak AB Merkezi sistemine de bağlanmış olacağız. Ayrıca yenilenebilir enerjide, potansiyelimizi artıracağız” diyor, adadan ayrılırken…
Daha önce gördüğümüz, yaşadığımız süreci hatırlatıyor bize!
Su süreci gibi, Koordinasyon Ofisi gibi!
KKTC Anayasasına göre bir uluslararası anlaşmanın kabul görmesi, hayat bulması için KKTC Meclisinden geçmesi, onaylanması gerekmiyor mu?
Şaşırıyoruz!…
Anlaşmalar imzalanıyor evvela.
Milletvekillerinin haberleri yok, bilgileri yok!
‘’Her şeyi sonradan öğreniyoruz, sonradan duyuyoruz’’ diyorlar.
Anlaşılan kimseye doğru dürüst bilgi verilmiyor!
Tıpkı Su’da olduğu gibi!, Tıpkı Koordinasyon Ofisinde olduğu gibi!
Hani fizibilite raporu?
Hani maliyet çalışmaları?
Hani hesaplamalar?
Hani fiyatlar?
Hani yönetim kadrosu?
Kıb -Tek tasfiye mi ediliyor?
Ya çalışanları?
Hani tüm bu soruların cevabı?
Anlaşılan toplum olarak yeni bir tartışmanın içine giriyoruz.
Sorumluluğu olanlar!
Sesinizi yükseltmelisiniz.
Ancak sadece ses yükseltmek de değil.
Kulağa hoş gelen söylemler de değil sadece.
Bilimsel verilerle konuşmak gerek.
Sivil toplum örgütleri, Siyasi Partiler, Milletvekilleri, işin uzmanları.
Gerçek bir fizibilite raporu hazırlatılmasında ciddi ciddi talepkar olmalısınız.
Mümkün olan en düşük fiyatlarla…
Aksi takdirde günün sonunda;
Öngörülen fiyatın çok üzerinde bir fiyatla karşı karşıya kalabiliriz.
Tıpkı Suda olduğu gibi!.
Bu haber 323 defa okunmuştur

:

:

:

: