Yalçın CEMAL
yalcincemal@hotmail.com
Adamızda, Türk halkına dayalı gazete olayı, İngiliz sömürge dönemine dayanmaktadır.
Sömürgeciliği, hiç tatmamış Kıbrıs Türk halkı, bunu içine sindirememiş ve o devirlerin tabiri ile “Ceride“ çıkarmaya başlamıştı.
Sömürge idaresinin, Türk basınına karşı, alabildiğine uyguladığı baskılar karşısında bile , gazeteler susmamış.
Kıbrıs Türk halkını, aydınlatmak için , çok büyük özverilerde bulunulmuştu.
Bizde gazetecilik, mektepli değildi.
Yani gazetecilik, okulu yoktu.
Bu meslekte, yeteneği olanlar ve de, sömürge idaresine karşı savaşım veren, Türk aydınları ve eşraf, kaleme sarılarak, bir vatan görevi yapıyorlardı.
Zamanla, bu meslekte deneyim kazanarak, gazeteciliği kavradılar.
Genellikle, bu mesleğin mektebini bitirmeden, gazetecilik yapanlara, Osmanlı ordusunda, yakıştırılan bir tabir kullanılıyordu.
“ Alaylı “ yakıştırması.
“Mektepliler” ise, bu işin bilimini yapanlara, yapılan yakıştırmaydı.
Günümüzde, daha çok, mektepli gazeteci arkadaşlar vardır.
Gelelim işin özüne.
Gazetecilik, kamuoyuna, doğru haber verme mesleğidir.
Görüşünüz, ne olursa olsun.
Haber değeri olan her şey, kamu oyuna duyurulmalıdır.
Tabii bu yapılırken de, objektif olunması , gazeteciliğin başta gelen öğelerindendir.
Kamu oyu, doğru haber almayı, beklemektedir.
Onu, bir defa kandırdınız mı, kaleminizden kan damlasa , sizi
eski halinizle görmez.
Haberlerinizi okur, bıyık altından gülerek, iki dudağını mırıldatarak, size verdiği değeri ortaya koyar .
Ülkemizde, sırf hükümetleri veya teşekkül veya kişileri yıpratmak için, zaman zaman, böyle haberler, kamu oyuna düşmekte. Düştüğü gün, gerçek zannedilerek, inanılmakta. Akabinde gerçek dışı olduğu anlaşılınca da, kamu oyundan, gerekli puan verilmektedir.
Son zamanlarda, ülkemizde bu yollu haberlere, sık sık rastlamaya başladık.
Bu, çok üzücü bir olay.
Halkı, yanıltarak, kamu oyu yaratılmaya , oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Bu ne tarihte, ne de halk indinde, mümkün olmuştur.
Yalancının mumu, yatsıya kadar yanar, misali, gibi olur.
Dünyanın hiçbir yerinde, bu kadar özgür basın, bulamazsınız.
Bu niteliğini, başka mecralara çevirmek, ileride, bu özgürlüğe
gölge düşürebilir.
Haber, kaynağına inilmeden, dedikodu yöntemleri ile, hazırlanamaz.
Kamu oyuna, servis edilemez.
Üçüncü şahısların bilgileri ile, hareket eden gazeteciler, bu bilgileri kaynağına inerek , teyit etmek zorundadırlar.
Maalesef ülkemizde, bu habercilik, mekteplilerin basında çoğunlukta olduğu dönemde, olmaktadır.
Geçmişte, alaylıların döneminde, bu gibi habercilik mümkün değildi.
Ben, burada somuta girmek istemiyorum.
Yalnız şunu belirteyim ki, bu tür habercilik, sırf siyasi rant kazanma uğrunda, bilhassa yapılmaktadır.
Bu ise basının kamu oyu karşısında, itibar kaybetmesine neden olmaktadır.
Aman, basınımızı, itibarsızlaştıracak davranışlardan kaçınalım.
Haberi, kaynağından yazalım.