En ağır mes’uliyet

Hayat boyu hep göz önünde bulundurmamız gereken bazı prensipler vardır. Bunların en başında doğruluk gelir. Peygamber Efendimiz, “Beni Hut suresi ve kardeşleri ihtiyarlattı” buyuruyor. O suredeki “ Er olunduğun gibi dosdoğru ol “.ayetinden bahisle böyle diyor.

Hayat boyu hep göz önünde bulundurmamız gereken bazı prensipler vardır. Bunların en başında doğruluk gelir. Peygamber Efendimiz, “Beni Hut suresi ve kardeşleri ihtiyarlattı” buyuruyor. O suredeki “ Er olunduğun gibi dosdoğru ol “.ayetinden bahisle böyle diyor.
Keşke her birimiz bu prensibi hep göz önünde bulundurabilsek. Alışverişlerimizde, konuşmalarımızda, şahitliğimizde, her işimizde bunu yapabilsek ne güzel olurdu. Rabbimiz Yüce Kitap’ında” Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. (Onları sizden çok kayırır.) Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” buyuruyor. Her halükarda ihtiyacımız olan adalet ve dürüstlük, huzurlu bir toplum için en öncelikli sahip olmamız gereken özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Emniyet ve doğruluk vacip sıfatlarından olduğu halde Peygamber Efendimizin “beni ihtiyarlattı” dediği bu mevzuda acep hangi noktada bulunuyoruz.
Abdulkadir Geylani hazretleri ile ilgili anlatılır. Daha çocukluk çağında ilim yoluna çıkmak için annesinden müsaade istediğinde annesi bir konuda söz vermesini ister.-”Hangi şart altında bulunursan bulun doğru söyleyeceksin-” “ Tamam “ der ve hazırlık başlar. Annesi, onun için ayırdığı babasından kalan bir miktar parayı elbisesinin iç kısmına gizli bir cep yaparak yerleştirir. Kervan yola çıkar, bir hayli yol aldıktan sonra yolculuğun bir noktasında eşkıyalar kervanı durdurur herkesin üzerinde kıymetli ne varsa hep alırlar. Abdulkadir zaman bir çocuktur. İçlerinden birisi sorar “çocuk sende de bir şeyler var mı?” “ Evet der bende kırk tane altın var.” O inanmaz bir başkası sorar ona da aynı cevapla mukabele eder. “Evet, bende kırk altın var.” Reislerine götürürler” reis bu çocukta kırk altın varmış “diyerek huzura getirirler. Reis sorar ” doğrumu bu evlat sende kırk altın varmış”. “Evet, bende kırk altın var. Ben okumaya gidiyorum. Yola çıkmadan önce anneme söz verdim hangi şart altında olursam olayım doğru söyleyeceğime dair. Şimdi şu kırk altın için bu sözümden vaz geçip yalan mı söyleseydim.” Eşkıya reisinin aklı başına gelir. Şu çocuktaki doğruluğa bak bizim yaptığımıza bak der ve tövbe etmeye karar verir. Arkadaşlarına derki arkadaşlar ben tövbe ediyorum bu çocuk benim gözümün açılmasına vesile oldu artık eşkıyalığı bırakıyorum. Arkadaşları derler ki madem sen bırakıyorsun biz de bırakıyoruz bundan önce reisimizdin yine reisimiz ol birlikte yürüyelim derler. Hep birlikte tövbe ederek kervandan aldıklarını da geri verip yeni bir hayata başlamaya karar verirler.
“Canım kurban olsun senin yoluna, adı güzel kendi güzel Muhammed” diyen. Ne varlığa sevinirim, Ne yokluğa yerinirim. Aşkın ile avunurum Bana seni gerek seni” diyen Allah ve Peygamber aşığı Yunus Emre, ormana odun toplamaya gitmişti geldiğinde getirdiği odunları kontrol eden şeyhi Tapduk Emre bakar ki odunların hepsi kalem gibi dosdoğru… “Evladım Yunus bu ormanda hiç eğri odun yok mu? “ Diye sorduğunda Yunus’un cevabı manidardır. “Efendim bu dergâha eğri odun yakışmaz” Evet bizim de ihtiyacımız olan her şartta doğru söyleyen, doğru davranan doğruluğu düstur edinmiş fertlerden müteşekkil bir cemiyet. Bunu sağlayabildiğimiz zaman dünyamız yaşanabilir bir yer olacaktır. Bu çok mu uzakta diye soracak olursak aradığımız yere bağlı olarak cevabı değişir eğer bunu etrafımızda ararsak çok uzağımızda olduğunu göreceğiz. Çünkü herkes başkasından beklediği için bir türlü yaklaşamayacağız. Ama kendi içimizde ararsak çok yakınımızda bulacağımız bir gerçektir. Herkes kendi özünde, doğru güvenilir olursa böyle fertlerin yan yana gelerek oluşturduğu toplum da güvenilir olacaktır.
Bir atasözü vardır. “Herkes kapısının önünü süpürürse mahalle tertemiz olur”. Selam ve muhabbetle hayırlı günler dilerim.
Bu haber 208 defa okunmuştur

:

:

:

: