Seval OYALTAN
Ve bu protokolün ekindeki ‘’ Yapısal dönüşüm programı’’.
UBP-DP hükümeti tarafından yapılacak olanlar belirlendi ve takvimlendirildi.
Taahhütler verildi, imzalar atıldı.
Şimdilerde; Ekim ayını tamamladık.
Neredeyse yıl sonuna yaklaşıyoruz.
9 Kasımda, Bütçe görüşmeleri başlıyor.
Bu durumda kasım – aralık ayları bütçe görüşmeleriyle geçecek demektir.
Peki Yapısal Dönüşüm Programı?
Bu konuyla ilgili, sivil toplum örgütleri tepkili.
‘Yapısal Dönüşüm Programı zamanında neden uygulanmıyor’
‘’Haziran ayından bu yana geçen dört aylık sürede programda öngörülen hiçbir çalışma hayata geçirilmemiştir, Niye?’’ diyorlar.
Allah aşkına! Hükümet üç ay gibi uzun bir süreyi yan gelip yatarak geçirmiş!
Şimdiye kadar hangi program taahhüt edilen sürede hayata geçirilebilmiş ki?
İstenildiği kadar takvim yazılsın, imzalansın… neye yarar!
Yapısal Dönüşüm Programında ne yazıyor peki?
Haziran ayından itibariyle yapılması öngörülen konular neydi?
Bakalım!
• Kayıt dışı ekonomi ile mücadele eylem planının hazırlanması,
• Üniversitelerin yeterlilik şartlarının belirlenmesi ve her üniversitenin bu şartları karşılayıp karşılamadığının denetlenmesi,
• Toplu taşıma sisteminin hukuki altyapısının tamamlanması,
• Faktoring, finansal kiralama ve Finansman Şirketleri Yasasının çıkarılması,
• Üniversitelerimizi yeterlilik şartlarını karşılayıp karşılanmadıklarının belirlenmesi,
• Yeni kamu görevlileri yasasının çıkarılması,
• Kamuda çalışma saatlerinin düzenlenmesi,
• Tahakkuk esaslı muhasebe sistemine geçilmesi,
• Yeni teşvik mevzuatının çıkarılmasın,
• Burs harcamalarını azaltacak şekilde burs kriterleri belirlenmesi,
• İstihdam Strateji ve Eylem Planı uygulaması,
• Mesleki Yeterlilik Yasası çıkarılması,
• Eğitim Eylem Planı’nın yürürlüğe girmesi,
• Eğitim Bakanlığı’nda norm kadroya geçilmesi ve mevcut öğretmenlerin buna göre görevlendirilmeleri.
Bu yazılanların hangileri yapıldı?
Hiçbirisi de! Maalesef!
Son 13-14 yıl içerisinde TC. ile KKTC arasında;
Sırf ‘krediye ihtiyacımız var’, ‘kaynağa ihtiyacımız var’ diyerek protokoller imzalanıyor.
Büyük bir kısmı uygulanmıyor bu protokollerin, görüyoruz.
Aynı konular, yıllardır her protokolde tekrar tekrar karşımızda!
Sakın, Protokollerin Türkiye’nin dayatması olduğunu söylemeyin.
Seçilen her bir kişi, hükümette olduğu sürece, gerekli beceriyi gösterebilmelidir, göstermelidir.
Kendi Programlarımızın uygulanması için kendi insiyatiflerini alabilmelidir, almalıdır.
Başbakan Sayın Özgürgün de Başbakan Yardımcısı Sayın Denktaş da;
2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı’nın uygulanmasının önemine sıklıkla atıfta bulunuyorlar. Güzel!
Ancak, bilinmelidir ki, hedefler örtüşmediğinde, protokoller ihlal edildiğinde;
Bu ekonomimizin gelişmesine de darbe vurur, siyasetimizin itibar kaybetmesine de.
Soruyoruz biz de buradan…
Bu halk; siyasilerin verdiği taahhütlerin tam zamanında yerine getirildiğini ne zaman görecek?
Ne zaman, hangi zaman?