Niçin Güzelyurt ve Karpaz ?

Rum tarafının, Kıbrıs müzakerelerinde gelinen son aşamada, ille de Güzelyurt ve Karpaz’ı istemelerinin, altında yatan nedenin, ne olduğunu, yetkililerimiz araştırıp, ona göre bir strateji izlemek için, politika ürettiler mi ?



Yalçın CEMAL
yalcincemal@hotmail.com


Buna, evet demek için, önümüze bu konuda, somut verilerin gelmesi gerek.
Annan Planında da, her iki bölge istenmişti.
O dönem, Güzelyurt Kaymakamı idim.
Derinlemesine bir araştırma yaptım.
KKTC sınırları içerisinde, tarımsal olarak kullanılacak iki bölge. Güzelyurt Ovası ile Karpaz’da küçük bir alandı.
O dönemde, gerek sulama gerekse de, içme ve kullanımda bulunan su kuyuları da, ayni bölgeler içerisinde idi.
Buralarının talep edilmesi demek, su kuyularının da verilmesi anlamına geldiğinden, Türk tarafını, susuz bırakma duruma getirme politikalarını, güttüler.
Günümüzde ise, Anavatan Türkiye’den gelen su ve adadaki kuraklık nedeni ile, su kuyularının, şimdilik bir önemi kalmasa bile, iklim şartlarının, ileride değişmesi ile, eski dönemdeki önemlerine kavuşabilir ve eskisi gibi, potansiyel bir duruma gelebilirler.
Sadece, politikaları susuz bırakmak değildi !
Kıbrıs Adasının, en mümbit toprakları, Güneyde kaldı.
Baf Kazası, en yüksek tarıma elverişli toprakları ile, birinci sıradadır.
KKTC sınırları içerisinde kalan topraklarda ise, en mümbit olanları, Güzelyurt ve küçük bir alan olarak da, Karpaz burnudur.
Şimdi Güney, müzakerelerde, ille de, Güzelyurt ve Karpaz diye tutturmuş.
Politikaları, anlaşılan değişmemiş.
Hep ayni.
Pekala, niye ille de, Güzelyurt ?
Sebebi, çok basit.
Anavatandan, su geldi ya.
Yılda, 75 milyon metre küp.
Bu su, sadece içme ve kullanımda, kullanılmayacak diye, açıklamalar, kararlar var.
Bu suyun, önemli bir kısmı da, tarımda kullanılacak.
Pekala nerede ?
Tarıma elverişli bölgelerde.
Bu bölgelerin, tarıma en elverişli bölgeleri istenmektedir.
Bu bölgeler verilirse, KKTC ‘nin en büyük, hayat kaynaklarından biri, kesilmeyecek mi ?
Muhakkak, kesilecek.
Gelen su da, amacına ulaşamayacak.
Sayın Candan, 3 bin kişi için 25 bin kişi, mağdur edilerek, nasıl bir barış anlaşması yapılacağını, sordu.
Burada, hem mağduriyet, hem de, Türk Halkının tarım üretimini ve tarımla iştigalini, dumura uğratma politikaları, uygulanmakta ve üretimin engellenmesi ile, ekonominin zaafa uğratılması sağlanmaktadır.
Bu bölgelerin istenmesi, sırf, göçmen ayakları altında, bir istem olmasa gerek.
Amaç, Türk tarafının tarımını çökertmektir.
Çıkan veya çıkarılan haritalara bakıldığında, Türk Halkının yapacağı
mümbit tarımsal topraklar, elinden alınıp, geçimi büyük bir oranda tarıma dayanan, Kıbrıs Türk Halkını, yoksullaştırıp, 1963‘teki gibi adayı, göç etmeye zorlamaktır.
Bu istek, 77 – 79 Doruk Anlaşmalarına, ters bir istek.
Toprak, Türk Kurucu Devletinin, ekonomisi de göz önünde bulundurularak ayarlanmalıdır, anlaşmasına da, terstir.
77 - 79 Doruk Anlaşmaları, 11 Şubat mutabakat belgesinin de,
İskeletini teşkil etmektedir.
Adamlar, zaten öyle bir havaya girdi ki, ne mutabakat belgesine, ne de, iyi niyet misyonuna uyuyor.
Giderayak, facebook hesabından yaptığı açıklamada “kararlılığından“ da bahsetti, Sn. Akıncı’nın Allah yardımcısı olsun.

Bu haber 3911 defa okunmuştur

:

:

:

: