Mont Pelerin, İsviçre’de önalpler diye tanımlanan, Alp dağlarının kuzey eteklerinde.
Cenevre gölüne bakan ve ismini üzerine kurulduğu dağdan alan bölge, İsviçre’nin gözde tatil yerlerinden.
Seval OYALTAN
Bugüne kadar birçok nobel ödüllü ekonomiste, filozoflara, aydınlara, önde gelen iş insanlarına ev sahipliği yapmış bir yer.
Mont Peleren kasabası, bu kez beş günlüğüne Kıbrıs sorununa çözüm müzakerelerine ev sahipliği yapıyor.
7-11 Kasım tarihleri arasında…
5 günlük bir maraton…
Her iki lider de yanlarında güçlü birer teknik heyet ve basın mensubuyla gittiler Mont Peleren’e.
Bugünlerde yoğun kar yağışı altında Mont Peleren kasabası.
Ve müthiş güvenlik önlemleriyle başladı zirve.
BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon liderlerin kaldığı otele geldi ve;
2016 yılı içinde Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunması için liderlerin elinden geleni yapacaklarına duyduğu inancını belirtti.
Son 18 ayda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirterek liderleri “cesaret ve liderliklerinden” dolayı kutladı.
Ve beş günlük bir zirve…
Zirve, bir kamp şeklinde…
Yoğun bir temas halinde…
Müzakerelerde toprak konusu ilk kez masada.
Mülkiyet, Ekonomi, AB İle İlişkiler, Yönetim ve Güç Paylaşımı, Toprak ve Güvenlik/Garantiler başlıklarının birbiri ile bağlantılı olarak görüşülecek.
Zirveden, dört başlıkta kapanmamış konularda uzlaşı sağlanır, toprak konusuna geçilir mi?
Müzakerelerin çerçevesi net aslında.
Önce dört başlık ele alınacak.
Ardından ikinci aşamaya geçilecek.
İkinci aşamada, toprak düzenlemeleriyle ilgili kriterlerde yakınlaşma arayışlarına geçilecek.
Ve kriterlerde uzlaşılırsa, üçüncü ve son safhaya geçilecek.
Bu beş günlük maratondan, beklenen sağlanır mı?
Beşli konferans tarihinde uzlaşma sağlanır mı?
Eş zamanlı olarak toprak ve haritanın konuşulması mümkün olur mu?
Haritalar konuşulurken beşli konferansın kesin tarihi de belirlenmesi mümkün olur mu?
Toprakla ilgili kriterlerde anlaşma sağlanıp beşli konferansın tarihinin kararlaştırılmaması durumunda harita konusunun İsviçre'de gündeme gelemeyecek.
Tarafların tutumunda bir esneklik olur mu?
Bu düğümü çözmek için birbirlerine gerek anayasal gerekse toprak konularında cömert davranabilirler mi?
Yoksa anlaşmamak için yeni bir zemin mi ortaya çıkar?
Cumhurbaşkanı Akıncı New York’a giderken ‘’mucize beklenmemeli’’ demişti.
Bu süreçte de hatırlamakta yarar var.
‘’Mucize beklenmemeli’’