Çünkü eninde sonunda Kıbrıs Türkünün bir anavatanı var. Türkiye Başbakan Yardımcısı Türkeş, Meclis’te yaptığı bütçe konuşmasında ülkemize 14 yılda 10 milyar lira gönderdiklerini açıkladı. Şu anda kamudan altyapıya kadar 300 projede de anavatanın desteği sürüyor.
KKTC’nin Türkiye’ye bugün itibariyle borcu 3,5 Milyar Euro’yu dahi bulmuyor. Elbetteki bunlar borç ama Türkiye kimsenin boğazını sıkmıyor. Bu paralar ödenemese bile anavatan bizi terk edecek değil. Güney’de ise durum tam tersi. Yunanistan’dan yardım alamıyor. Rum tarafında hem bankacılar, hem işadamları Yunanistan’da büyük paralar kaybetti. Güney Kıbrıs’ın dış borcu ise 25 Milyar Euro’yu geçiyor. Şu anda bu paranın faizini bile ödeyemez durumdalar. İki rakam arasındaki uçurum, bize çözüme kimin daha fazla ihtiyacı olduğunu açıkça gösteriyor.
Güneyde şu anda herkes AB’nin ağzının içine bakıyor. Güney büyük su sıkıntısı çekiyor. Kuzey’de ise Türkiye’den gelen su, büyük bir rahatlık yarattı. KKTC Türkiye’den getirilecek elektrikle de güneyin bir adım önüne geçecek.
Güneyde 100 bin yatak kapasitesi var belki ama yeni otel yapılamıyor. Ama şu anda Kuzey’de en az 10 tane yeni otel için izin alındı.
Bankalara baktığımızda güneyde bankalar kapanıyor. Kuzeyde yeni bankalar açılıyor.
Üniversiteler açısından ise 85 bin olan öğrenci sayısı Kuzey’de 100 bine çıktı. Bu büyük bir gelir sağladı. Güney’de ise bu rakam dörtte bir bile değil. Güney’de hem Larnaka’de hem Baf’ta havalimanı var. Kış aylarına girdik. Ercan’a her gün inen uçak sayısını baktığımızda onların ikisine yaklaşıyor. Bir günde 70’e yakın uçağın inip kalktığı Ercan Havalimanı daha da büyütülüyor.
Bir ekonominin nasıl gittiğini anlamak için mağazalara bakarsınız, arabalara bakarsınız, restoranlara bakarsınız. Bugün arabalara bakacak olursanız Kuzey’deki arabaların güneyden çok daha yeni olduğunu görürsünüz. Güneyde restoranlar boştur. Ülkemizde ise restoranlarda yer bulmak mümkün değil. Her yer dolup taşıyor.
Konut sayısı bakımından da şu anda güneyde 40 bin tane satılmamış ev var. KKTC’de ise gerek Mağusa, İskele tarafında gerekse Girne’de evler daha yapılmadan satılmış durumda. Güney bu durgunluğu yaşarken Kuzey adeta şantiye alanı haline geldi.
Güneyin bütün ümitleri İsrail’den gelen doğalgaz ve enerjinin batıya taşınmasında köprü olmak. Ekonomideki tüm umutları bu. AB de bu umutla Rumlara sürekli borç veriyor. Kuzey ise bunlara bağlı değil. Çözüm olursa, bu enerji köprüsü vazifesi Kuzey için bir bonus olacaktır. Ama bunu da başarabilmek için Türkiye ile anlaşmak zorundalar.
Müzakerelerde çözüm olmasa bile bunun payı konusunda anlaşmaya varmak zorundalar. Kuzey’in bir yolu, b planı var. Bu yol anavatanıdır. Cenevre’deki görüşmelerde çözüm olmazsa yoluna KKTC olarak devam eder. Ama anlaşma olmazsa güney nereye gider? O belli değil...