Mesai saatlerinde hükümet ile sendikalar uzlaşmış.
Sendikaların ortaklaşa yaptıkları açıklamada saat mücadelesini sürdürecekleri de son satırlara sıkıştırılmış.
Hepimiz aptalız ya!
Haliyle mücadele etmeyi de beceremeyince sendikalar yapıyor o işleri bizlerin yerine.
Hazır fırsatı da yakalamışken kaçırmadılar tabi.
Çocukların can pazarı mücadelesinin üzerine atladılar.
Bir hengame, iki cümbüş, üç eylem, nutuk derken aslan kesildiler.
Gençlerin harlayan ateşine benzin döktüler önce, sonra da söndürmek için üzerine işediler.
Peki niçindi bu mücadele?
Niye o gençler meydanlara dolmuştu?
Sendikalar hükümete karşı güç elde etsinler diye miydi?
Yoksa 3 cana mal olan düzenin sistemsizliğine ve iş bilmezliğine duyulan öfke için miydi?
Tabi ki ikincisi.
Ne talep ediyordu bu gençler?
Yol güvenliğinin sağlanmasını, ,saat ayarlamasının yapılmasını ve sorumluların hesap vermesini talep ediyorlardı.
Peki amacına ulaştı mı yüzlerce çocuğun o soğuk havada yağmurun altında verdiği mücadele?
Mesela yol güvenliği sağlandı mı?
Hayır.
Aynı güzergahta her gün yeni bir kaza haberi geliyor yine.
Yol halen olabilecek en kötü şekilde tehlikeli bir güzergah olarak trafiğe açık.
Saat ayarlaması yapıldı mı?
Hayır.
Onun yerine mesai saatleri düzenlendi.
Çocukların ders vaktinden yarım saat heba edildi.
Peki sorumlular ortaya çıkartıldı mı?
Hayır.
Kimse hesap vermedi sorumluluk alan da olmadı.
Polisler halkla karşı karşıya getirildi, şiddete maruz kalanlar oldu, tutuklananlar oldu, yaralananlar oldu.
Kamuda gün be gün işleyiş durdu, yurttaş mağdur oldu.
Çocuklar derslerine giremediler, motivasyon kaybı yaşadılar.
Sabahın soğuğunda, ayazında sınıfların kapısında bekletildiler.
Çocuklar kaybetti, aileler mağdur oldu, toplum kaybetti.
Sendikalar hükümetle uzlaştı ve mesai saatlerinde mutabakata varıldı.
O zaman ne gerek vardı ki bu kadar tantanaya?
Hiç yoktu, hem de hiç!
Hele de sendikaların içinde olacağı ve gencecik çocukların verdiği mücadeleyi fırsat bilip başka maksatlar için kullanacağı sonra da hükümetin karşısına geçip güç taslayacağı böylesi bir mücadeleye hiç mi hiç gerek yoktu.