Ercan Havalimanı'nda büyük televizyon ekranında 'Rus Büyükelçi’ye suikast' başlığıyla son dakika haberlerini görünce aklımdan ilk bu cümle geçti. Rusya'nın Ankara Büyükelçisi katıldığı bir resim sergisinde arkasında duran polis görünümlü bir hain tarafından sırtından vurularak katledilmişti.
15 Temmuz'da istediklerini başaramayanlar, bu kez sözde polis olan bir hainin silahıyla Türkiye'yi yine sırtından vurdu.
Hem bizim hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın altını çizdiği İkinci Kurtuluş Savaşı, ekonomik, siyasi ve terör saldırılarıyla tüm şiddetiyle devam ediyor.
Türkiye ve Rusya'nın son aylarda yakaladığı uzlaşmayla, Anavatan'ın bölgede yeniden etkin bir aktör olmasını hazmedemeyenler, sinsi bir planı yeniden sahneye koydu. 15 Temmuz'da bir asıra yaklaşan Cumhuriyetin Meclisi’ni bombalamaktan çekinmeyen hainler, üstelik devletin silahı ve polisiyle yeniden anavatana saldırdı.
Hainin kimliğine bakınca FETÖ ile bağlantısını gizlemediği aşikardı. 2012'de çalınan sınav sorularıyla polis okuluna girdiği belirtilen suikastçinin FETÖ soruşturmasında gri listede yer aldığı belirlendi.
Suikastin çok detaylı ve profesyonelce hazırlandığı aşikar. Öyle ki zamanlama bile Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun Rusya'ya gitmek üzere olduğu sırada özellikle seçilmiş gibiydi.
Ama oyun tutmadı. Hem Türkiye hem de Rusya provokasyona dikkat çekti. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Putin'le mutabıkız, soruşturmayı birlikte yapacağız. İlişkilerimiz asla etkilenmeyecek' dedi.
Rusya Devlet Başkanı Putin ise saldırının arkasında Türkiye-Rusya ilişkisinin normalleşmesinden korkanların olduğunu işaret ediyordu.
Moskova tüm girişimlere rağmen Türkiye, İran, Rusya zirvesinin yapılacağını dosta düşmana ilan etti.
Ortadoğu yine cadı kazanı gibi kaynıyor. Her zaman olduğu gibi kimin eli kimin cebinde belli değil. Tek gerçek ise dağıtılan yeni kartlarla bölgede rolü güçlenen Anavatan'ı sindirmeye çalışanların harekete geçtiği.
Gerek 15 Temmuz kalkışması, gerek artan terör eylemleri ve ekonomik saldırıları, dünkü eylemden ayrı düşünmek beklenemez. Amaç anavatanı güçsüz, aciz duruma düşürmek. Ama bu millet yaşananların farkında. 1919'da başlayan ilk kurtuluş savaşından 97 yıl sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan öncülüğünde yapılan ikinci kurtuluş savaşı Türkiye'nin geleceğini belirleyecek. Anavatan ya birlik olup tüm oyunları alt edecek. Ya da dış güçlerin elinde oyuncak olacak. Türkiye'yi sırtından vuranlara karşı kararı yine Türk halkı verecek...