Kosta bir Kıbrıslı Rum işadamı.
Babası her şeyden önce Kosta’nın idolü, kahramanı, işletmelerinin ilk kurucusu ve de bir milli kahraman, halen sağ, sözü geçen bir siyasetçi, milletvekilliği ve belediye başkanlığı yapmış.
Gerçi bu günlerde iyice içine kapanmış, yaşlılığın hem sıkıntılarını hem keyfini sürmeye çalışan, bazen asabi, bazen durgun bir ruh halinde.
KOSTA’NIN BABASI, 1950 LERDE DAHA 16 YAŞINDA, EOKA YA YAZILMIŞ,
Köy öğretmeni amcası onu zorlamışsa da kısa sürede Kosta’nın babası, Trodos dağlarında İngiliz avlayan, şehirlerde sömürgeci İngilizlere pusu kuran, Kıbrıs’ın İngiliz sömürgesinden bağımsızlığı için savaşan bir ‘levendi’ olmuş.
1960 da İngilizlere karşı ‘’kazandıkları’’ savaşı her ne kadarda tam istedikleri gibi Yunanistan a ilhaka, ENOSİS’ e dönüştüremeseler de, buna engel olan İngilizlere, Türkiye’ye ve hatta Makarios’a karşı bu mücadeleyi devam ettirmeye yemin etmişler.
1963lerde Kıbrıslı Türklerle, 1970lerde komunistlerle olan her kavgada Kosta’nın babası yeminine, görevine bağlı kalmış, bu arada da gerek cumhuriyet yönetiminden, gerek kiliseden, yerli yabancı bankalardan her türlü destekler ile bir sürü işler kurarak, tarımdan tutun sanayiye, ve sonraları da büyük otelci ve büyük ithalatçı bir şirketler kümesi oluşturmuş.
Kosta’yı Amerika’da okutmuş, bugün Kosta kardeşleri, ile birlikte bu şirketleri yönetiyor, krizler, özellikle son AB uygulamaları çok ama çok zorluyor onları!
Kosta, kahramanı olan babası ile fırsat buldukça konuşuyor, onun düşüncelerini, tavsiyelerini alıyor, hem de her konuda!
Ali kısa süre önce, KKTC’de oldukça üst seviyeli bir devlet memurluğuna atandı.
RAHMETLİ BABASI zaten saygın bir üst seviye devlet memuru idi ömür boyu, kansere yenik düşene kadar!
ALİ’NİN BABASI OLDUKÇA FAAL BİR PARTİLİ İDİ SAĞLIĞINDA.
1950lerde rüştiye mezunu olarak Sömürge döneminde, isyancı EOKA’cılarla mücadele eden ve Kıbrıslı Türklerden oluşan İngiliz Yedek Polisinde (oksilari) amir olarak işe başlamıştı.
Örgütlü EOKA’yı iyi tanıyor, hedeflerinin adayı Yunanistan’a bağlamak olduğunu öğrenmişti ustalarından.
EOKA’nın namluları Türklere çevirmezden önce Kıbrıs Türkleri olarak mukavemet edilmesi gerektiğine inanmış, bütün ömründe her ne kadar da devlet memuru olsa da temel uğraşı bu mukavemeti örgütlemek, desteklemek olmuş.
Babası, Ali’nin her şeyi, onu okutan, iyi bir devlet işine yerleştiren, evlendiren, evini yapan, mal mülk veren, çocuklarının bile her ihtiyacını karşılayan bir ata, bir önder, bir lider!
ALİ İLE KOSTA HİÇ TANIŞMADI, bir diğerinin hikayesini de bilmiyorlar.
Bugünlerde her ikisinin de kafası, duyguları karmakarışık.
SON KAZILARDA ÇIKAN KEMİKLER ONLARA BAZI BİLMEDİKLERİ OLAYLARI ÖĞRENMELERİNE SEBEP OLMUŞ.
Kosta gidip babasına soramıyor,
Ali, rahmetli babası ile ilgili duyduklarını değerlendiremiyor,
Kosta’nın babası ve Ali’nin babası ayrı ayrı zamanlarda, ayrı ayrı yerlerde , üyeleri oldukları paramilitarist gruplar ile, sivil, savunmasız, erkek, kadın, çocuk ve yaşlıları öldürmüşler, gömmüşler!
Kimselere birşey söylememeye yemin etmişler, bütün hayatları bu olaylar etrafında şekillenmiş.
Hem Kıbrıs Cumhuriyeti hem de KKTC sanki sözbirliği içinde bu olayları hiç araştırmamış, sorgulamamış,tarihi gerçekleri değil, paramilitaristlerin hikayelerini tarih diye yazmış yazdırmış.
AMA GELİN GÖRÜNKİ BU GİZLİ SAKLI İŞLER, YALAN YANLIŞ ANLATMALAR BİR ÖMÜR BOYU BİLE SÜRMEDİ!
Kayıp sayılanların mezarlardaki kemikleri, ölüm döşeğinde vicdan azabı çekenlerin itirafları, saklı kayıtların kısmen açıklanması ve daha birçok olay, sis bulutlarını dağıtıyor olan bitenlerle ilgili.
DEVAMI KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDEN SONRA