Beşparmak Grubu: “Cenevre, federal ortaklık için yolun sonu…”

Beşparmak Düşünce Grubu, Cenevre’de başlayan Kıbrıs zirvesinin 48 yıldır devam eden Kıbrıs müzakerelerinde federal ortaklık için yolun sonu olduğunu belirterek, çözüme ulaşılmaması halinde KKTC’nin güçlendirilmesi ve federal çözüm dışında alternatifler geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

Beşparmak Düşünce Grubu, “Türkiye Cumhuriyeti Yöneticileri ve Halkına Açık Mektup” başlıklı yazılı açıklama yaptı.

“VAZGEÇİLMEZLER”

Açıklamada “9-12 Ocak 2017 tarihleri arasında Cenevre’de yapılacak Kıbrıs Zirvesi öncesinde vazgeçilmez addettiğimiz yaşamsal hususları, kendileri ile aynı tarihi ve milli bağlarla aynı din, dil ve kültürü paylaştığımız ana vatan Türkiye yöneticilerinin ve halkının dikkatine sunmakta fayda görüyoruz” denilerek vazgeçilmezler şu şekilde sıralandı:

“Siyasi/egemen eşitlik, dönüşümlü başkanlık ve federal organlarda kararlara etkin katılımın mutlak şekilde gözetilmesi; olası bir uzlaşının bir kuruluş anlaşması ile yeni bir ortaklık devleti olarak ortaya çıkması.

Kendi kurucu devletlerinde Kıbrıs Türklerinin bariz ve kalıcı nüfus ve mülkiyet çoğunluğuna sahip olacağı sulandırılmamış iki kesimlilik ve iki toplumluluk.

Mülkiyet konusunda bireysel değil toplu çözümlerin öne çıkarılması; on yıllar içinde oluşan sosyo- ekonomik yapının bozulmaması ve insanların yeniden göç etmek durumunda kalmaması için yasalarımız altında hak sahibi olanlarla mevcut kullanıcıların haklarının korunması.

Getirilecek düzenlemelerin Avrupa mahkemelerinde bozulmaması için bunlara AB'nin birincil hukuku statüsü kazandırılması; bu amaca yönelik kalıcı derogasyonlar uygulanması.

On yıllardır uluslararası izolasyon ve kısıtlamalara tabi tutulan Kıbrıs Türk ekonomisinin AB standartlarına uyumu ve rekabet edebilirliğinin sağlanması için yeterli geçiş dönemi uygulanması.

Toprak konusunda ekonomik yaşanabilirlik, verimlilik ve güvenlik kriterlerinin mutlak gözetilmesi; iki kesimlilik ilkesinin özel bölgeler, federal bölgeler veya benzeri düzenlemelerle ihlal edilmemesi.

Gerçek bir beka sorunu olan Güvenlik ve Garantiler konusunda Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin muhafazası; bunun sağladığı caydırıcılığın korunması; mevcut garanti sisteminin iki ayağını oluşturan Garanti ve İttifak Antlaşmaları’nın devamı.

İki Garantör ve ana vatan olarak Türkiye ve Yunanistan’ın Kıbrıs’ta eşit seviyede en fazla müsaadeye mazhar ülke statüsünde olması.”

Açıklamada, bu unsurları içermeyen bir anlaşmanın sürdürülebilir olmayacağı gibi, adada yeni çatışmalara yol açma riskini de taşıyacağı ve kısa sürede Kıbrıs Türklerinin erime sürecini başlatacağı kanaati ifade edildi.

Beşparmak Grubu açıklamasında böyle bir durumda, 1959-1960 yıllarında imzalanan Londra ve Zürih Anlaşmaları sonucu Doğu Akdeniz’de kurulan dengenin Orta Doğu’da gerginliğin en üst düzeye çıktığı bugünlerde Türkiye aleyhine bozulacağı kaydedildi.

Açıklamada, adanın bütününe sahip çıkma emellerinden vazgeçmeyen Rum-Yunan ikilisinin yeni bir ortaklık öngören tüm Birleşmiş Milletler planlarını reddettiği kaydedilerek, bu retçi tutumuna karşın Rum tarafı AB’ye üye yapılırken, Annan Planı’nı büyük bir oranla kabul eden Kıbrıs Türk halkının verilen sözlere rağmen uluslararası alanda ambargolar altında tutulmaya devam edildiği, bu durumun uluslararası ilişkilerde uygulanan çifte standart ve adaletsizliklerin en çarpıcı örneklerinden biri olduğu vurgulandı.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“48 yıldır ucu açık görüşmelerde adeta masaya tutsak edilen Kıbrıs Türk halkının uluslararası alanda tabi tutulduğu gayrı insani muamele ve ambargolardan kurtulmayı istemek hakkıdır. Eğer bu son çaba da yukarıda ana hatları çizilen sonucu vermezse, federal çözüm arayışlarının tüketildiği bir kez daha teyit edilmiş, yani yolun sonuna gelinmiş olacaktır.

Bu durumda, daha fazla zaman kaybetmeden, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin içte ve dışta her bakımdan güçlendirilmesi için yoğun çaba harcanması; federal çözüm dışında alternatif çözümler geliştirmek için geniş katılımlı çalışmalar başlatılması gereklidir.

Adada bir uzlaşı olsun veya olmasın, Türkiye Cumhuriyeti kurumları ve halkının bu ortak mücadelede, her zaman olduğu gibi, yine yanımızda duracağına olan güvenimiz tamdır.”

Açıklamada ayrıca, Kıbrıs Türkü’nün kopmaz parçası olduğu Türk milletinin içinden geçmekte olduğu zor dönemde yaşanan acıların yürekten paylaşıldığı belirtilerek, menfur saldırılarda yaşamını kaybedenlerin yaslı ailelerine ve Türk milletine başsağlığı dilendi.
Bu haber 24 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER