Evet kaygı duymalıyız..

Kıbrıs sorunu elbette önemli.

Kıbrıs sorunu elbette önemli.
Dövizin yükselmesi, ekonomide ki daralma, asayiş, yol güvenliği, tarım sektöründe ki sıkıntılar, eğitim sisteminin günümüz koşullarının çok çok gerisinde kaldığı.enerji mevzusu,üniversitelerin kalite sorunu ve daha bu listeye ekleyip uzatacağım bir çok konu mevcut.
Lakin öyle bir konu var ki, ben Tıp-İş Başkanı Dr.Sıla Usar İncirli’nin açıklamalarını okurken tüylerimin diken diken olduğunu hissettim.
Ne diyordu Dr.Sıla Usar İncirli: İyileşmesi mümkün olan hastaların bile kaybedileceği günlerin yakın olduğunu söylüyordu.
Aman Allahım..
Bu korkunç bir şey!
Sıla Hanım sağlıkta ki sıkıntılara dikkat çekmek adına söylüyor bunları.
Artık bıçak kemiğe geldi dayandı deldi geçti diyor.
Hekim eksikliğine vurgu yapıyor.
Ve/fakat bir hekimin ağzından çıkan bu ifadeler bizi ürkütüyor.
Ne demek iyileşmesi mümkün olan hastaların bile kaybedileceği günler yakındır!
Değerli okurlar, yukarıda saydığım bir çok konu, doğrudan insan odaklı sonuçları olan konulardır.
Ve/fakat sağlık gibi değil hiç birisi de..
Sağlık bir kez elden gitti mi gerisi hikayedir.
Çünkü çoğu zaman telafisi mümkün olmayan sonuçlarla yüz yüze geliyoruz.
Çoğu insanın da temenni ettiği gibi sağlık hepimiz için her şeyden önce gelir.
Şimdi bakıyorum da bu sektörde yaşanan sıkıntılara, üst üste bindirilen sorunlara çare üretemeyen siyasete, ortak akıl yaratamayan hekimlere ve haliyle tedirgin oluyorum.
Sağlık sistemi çökmüştür değerli dostlar.
İşlevini yitiren bir yapı söz konusudur burada.
Hekim eksikliği ayrı bir sorun.
Hekimler arası ticari rekabet daha başka bir sorun.
İşlevini yitirmiş bir sistem içerisinde bunları kurgulamak da ayrı bir sorun.
Kısacası görünen o ki siyaset sağlıkta çare üretemiyor.
Hekimler de buna katkı yapamıyor.
Ha diyebilirsiniz ki nerede çare ürettik de kaldı sağlık.
Bu doğru olabilir.
Lakin sağlık çok önemli bir alan.
Tıp-İş Başkanı Dr.Sıla Usar İncirli veryasın ediyor adeta.
Duyun sesimizi biz bıktık, yıprandık diyor.
Dayanacak gücümüz, motivasyon sağlayacak hoşgörümüz bitti diyor.
Ve yakın bir gelecekte iyileşebilecek nitelikte hastaların bile kaybedilebileceğine dikkat çekiyor..
Peki ne demek bu?
Hastanelerde ki kadrolarda yeterli hekim, sağlık görevlisi, teknik donanım yoktur ve hastalara gerekli ilgi gösterilemiyor demek.
Başka ne demek?
Bundan mütevellit tedavisi mümkün olabilecek basit vakalarda dahi hasta kayıpları yaşanabilecek demek.
Şimdi şöyle bir önümüze bakalım.
Sürekli siyasi makam sahiplerinden de duyuyoruz, şurada yeni hastane yapılacak, burada yeni poliklinik açılacak vs..
Son olarak da Güzelyurt’a hastane yapılması öngörülüyor.
Hoş yapılsın da.
Lakin Güzelyurt’un hemen yanı başında Lefke’de Cengiz Topel Hastanesi var.
Çok yok 1 yıl evvel bu hastaneye gidip gözlem yapma şansım olmuştu.
Hatta hatırlayacaksınız bu hastanenin kapatılması gündeme gelip duruyordu o günlerde.
Hastane elbette yetersizdi.
Hem fiziki nitelik olarak, hem donanım olarak, hem de hekim,sağlık görevlisi vs olarak.
Bu hastaneyi hiç bir zaman çağdaş bir donanıma kavuşturmak yönetenlerin derdi olmadı.
Ya da personel ihtiyacını gidermek için kollarını kımıldatmadılar.
Yani anlayacağınız Lefke’de sözde bir hastane var.
Ama içi boş.
Şimdi bir hastane de Güzelyurt’a yapacaklar.
Ama kime ne fayda?
İçini dolduramadıktan sonra 10 tane hastane yapsanız neye yarar.
Çığlık atıyor artık Tıp-İş Başkanı Dr.Sıla Usar İncirli.
Duyun artık sesimizi diyor.
Sağlık sektöründe mevcut sıkıntıları anlatırken hekim eksikliğine dikkat çekiyor.
Var olan yapının işlevsiz kılındığını anlatıyor.
Ve diyor ki; bu sorunları eğer çözemezsek, ortak bir akıl yaratıp bir şeyler yapamazsak, çok yakında bunun acı sonuçları ile yüzleşmek zorunda kalacağız toplum olarak.
Son derece anlaşılır ifadeler bunlar.
Her bir bireyin kaygı duymasını gerektiren bir konu üstelik..
Kim ister ki tedavisi mümkün olan bir hastalık için, gideceği devlet hastanesinde yaşamını yitirmeyi, ya da bir yakınını kaybetmeyi?
Ben istemem mesela.
Kimse istemez.
Ama bazı hekim arkadaşları Dr.Sıla Usar İncirli’ye tepki gösterseler de bu ifadeler için anlaşılan o ki gidişat o yöne doğru kayıyor..
Bu haber 322 defa okunmuştur

:

:

:

: