Güneydeki, Ortodoks Kilisesinin Baş Piskoposu Hrisostomos Efendi. Üçüncü Makarios’un, isim günü nedeniyle düzenlenen törende, yaptığı konuşmada . Anastasiadis’e hitaben “çözümsüzlük, Sizi hiç rahatsız etmemeli, çünkü kötü bir çözüm, halkımıza, sonu gelmez felaketler getirecek” dedi.
Baş papaz , müzakere masasında, Anastasiadis’in, aldığı tavizleri,
yetersiz görerek . Törende, Anastasiadisin suratına, bunları söyleme cesaretini buldu .
Baş Papaz , bu konudaki cümlesini ise, şöyle bitirdi .
“ Kilise yanınızda durmak ve talepkar olmanız için, size destek vermek istiyor .”
Görüşme masasında, Anastasiadis’i, az talepkar veya yeterince talepkar olmamakla, bir nevi suçluyor .
İkinci Hrisostomos , çözüm için, hiç acele etme diyor.
Bir zamanlar, Sn. Eroğlu çözümsüzlük için, buna benzer bir cümle söylemişti .
“Çözümsüzlük de, bir çözümdür “ diye .
Sen misin, söyleyen .
Kuzey, nerede ise çalkalandı .
O günleri yaşayanlar, hatırlayacaklar .
Şimdilerde, buna benzer bir söylemi, ikinci Hrisostomos söylüyor.
Sn. Eroğlu’nu, o zamanlar eleştirenlerde, Hrisostomos’a karşı tıs yok .
Biri Eroğlu .
Diğeri, Baş papaz .
Yunan Dışişleri Bakanı, Alman Haber Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada . Kıbrıs sorununun, Adadaki, Türk askeri varlığı olduğunu . Kuzeyi işgal ettiğini . Türk ordusunun, Adayı terk etmesi ,
Garantörlük sisteminin de, kaldırılması gerektiğini söyledi .
Kotzias, Adada, iki halkın güvenliği için de, baklayı ağzından çıkardı.
Kıbrıslı Türklerin, kendi eyaletlerinde yaşayacaklarını ve güvenliklerini, kendilerinin sağlayacağını . Bunun için de, eyaletlerin polis gücünün olacağını , konuşmasına ekledi .
Kıbrıs Türk Halkı için, karşı tarafça düşünülen, bu görüşlerden .
Sn. Kotzias .
Ey, Kıbrıs Türk Halkı .
Olası bir çözümden sonra, mevzilere girmeye hazır olun, demeye mi getiriyor ?
Güneyin ve Yunanistan’ın, niyeti belli .
Garanti sistemi ile, Adadan, Türkiye’yi uzaklaştırarak . Akritas Planını, uygulamak .
Bazı çevreler, şunu soruyor .
Garanti sistemi, vardı da, on bir yıl niye gelmedi, diye ?
Sistemin olmasına rağmen , bunu yapanların , sistemin ortadan kalkması karşısında , neleri yapabileceklerini, var siz düşünün .
Yunan Dışişleri Bakanı, eyaletten bahsetmekte .
Bizim taraf da, Kurucu Devletlerden, bahsetmekte .
Hangisi, doğru ?
11 Şubat Belgesi, Oluşturucu Devletten, bahsediyor .
Yoksa bizim taraf, bundan da mı, vaz geçti ?
Sn. Akıncı, AP yeni Başkanına, bir mektup yazarak, olası bir anlaşmanın, AB ‘nin Birincil Hukuk olmasını istedi .
Mektupta , Kıbrıs Cumhuriyetine ait olan, 6 sandalyeden, ikisinin,
KKTC Meclisinde bulunan, iki büyük partiye verilmesini de, talep etti .
Sn. Akıncı , KKTC’nin Cumhurbaşkanı .
Kıbrıs Cumhuriyetine ait olan bu üyeliklerin, ikisini talep etmesini.
Acaba, hangi sıfatla istedi ?
Görüşmeci, sıfatı ile mi ?
Kıbrıs Türk Toplum Lideri, olarak mı ?
Yoksa KKTC Cumhurbaşkanı, sıfatı ile mi ?
Bu konuda , Sn . Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu’nun, zehir zemberek bir açıklaması oldu .
İçeriği yazmayacağım, sadece bir kelime ile, Sn . Ertuğruloğlu’nun
kaygı ve endişesi .
“Vahim .”
Son cümlelerim .
Madem ki, Kıbrıs Cumhuriyetine ait olan üyelikleri, talep ettik .
Müzakerelerin, bir anlamı kalır mı ?
“Ne günlere düştük . Ey Gazi Hünkar …”