Belirleyici olan halktır

Bu ülkede sorunlarımız var mı?

Bu ülkede sorunlarımız var mı?
Elbette var.
Hem de oldukça çok.
Peki, bu sorunların çözülmesi çok mu zordur?
Elbette zor olanı da var ki, üzerinde çaba harcanırsa çözülebilecek noktaya taşınabilir, çok basit müdahaleler ile bütünü ile kolayca çözülebilecek olanı da var.
O zaman neden sorunlara yeni sorunlar ekleyerek yaşam kalitemizi durmadan aşağıya düşürüyoruz?
Neden iş bilmezliği görmezden geliyoruz?
Sistemsizliği sistem sayıyoruz?
Toplumsal çöküş yaşanırken, bireysel kurtuluşu arıyoruz?
Bunların da tabi birçok sebebi var.
Toplum bilimciler nedenlerini araştırabilirler belki.
Oturur sonuçlarını tartışırız
Lakin en önemli ve bildik nedeni siyasi iradenin şekillenmesinde yaptığımız tercihlerin yanlışlığıdır.
Dolayısı ile yapılan bu yanlışların bedelini hepimiz ödüyoruz, ya da ödemek zorunda kalıyoruz.
O halde bu sorunların dallanıp budaklanmasında her şeyden önce sorumluluk hepimizindir diyebilir miyiz?
Evet, bunu rahatlıkla dillendirebiliriz.
Bu sorumluluk sizlerin, bizlerin hepimizindir.
Zira çoğunlukla yaptığımız tercihlerle popülizme destek veriyoruz. Bireysel hesapların peşinde koşturuyoruz.
Toplumsal yaşamdan öte bireysel kurtuluşa yöneliyoruz.
İşte bu nedenle siyasetçilerden yana tercihlerimizi yaparken nitelik aramıyoruz, yanlışları sorgulamıyoruz, şeffaf ve hesap verebilirlik aramıyoruz.
Ve/ fakat nereye kadar?
Nereye kadar sürecek bu sığ kabulleniş?
Bu sorumsuz ve tamamen kişisel menfaatlere dayanan tavrın bir bedeli var.
Hep birlikte her gün ödediğimiz bir bedeldir bu.
Geleceğe dair kayıplarımızla ödüyoruz bu bedeli.
Gelecek nesillerin önünü tıkayarak ödüyoruz.
Günlük yaşantılarımız da her gün bize kendini hissettiren kalitesizlik ile ödüyoruz.
Adil olmayan bir düzenin varlığı ile ödüyoruz.
Göçlerle ödüyoruz.
Büyüyen sorunlara üretilemeyen çözümlerle ödüyoruz.
Sığ bir kültüre mahkum olmakla ödüyoruz.
Evrensel değerlerden uzaklaşarak ödüyoruz.
Plansız programsız, öngörüsüz bir yapının karanlığında yaşayarak ödüyoruz.
Velhasıl bu üretmeyen, üretemeyen, çıkar çetelerinin iş birlikçiliğine soyunan siyasi rejimin yaptığı yanlışları her türlü ödeyenler bizler oluyoruz.
O zaman ne yapacağız?
Ya da ne yapmalıyız?
Zira bu sorunların temelini oluşturan bizlerin yaptığı tercihlerdir madem, bu çözümü de yaratacak olan yine bizleriz.
Bizlerin tercihleri ile şekillenecek iradedir.
Doğru siyasetçi, doğru siyasettedir çözüm.
Öyle ya yönetenleri seçenler bizleriz.
Halkız biz halk.
Biziz irade.
Karar verecek olan da bizleriz.
Var mı ötesi?
Yok.
Bu demokratik gücü siyasetçilere verenler oturdukları makamlar değildir elbette.
Bizleriz.
Yeri geldiğinde hesap sorması gerekenler de bizleriz.
O halde nitelikli siyaseti, donanımlı siyasetçiyi, doğru işlerin yapılmasını, yanlış işlerden hesap sorulmasının sağlanmasını toplumsal kültürümüzün içine alacak olan da bizleriz.
Bu haber 264 defa okunmuştur

:

:

:

: