Nurlarda yat Ecevit mekanın hep cennet olsun

Hem, 20 Temmuzun ateşli günlerinde hem de daha sonra. 20 Temmuz Harekatının baş mimarı rahmetli Ecevit için, hep şunlar söylendi ve söylenmekte.

Efendim, ABD Dışişleri Bakanı Kissinger, Ecevit’in hocası. Yakın ilişki içerisinde olduklarından ve hoca öğrenci diyaloğu sayesinde Kissinger. Çıkarmaya göz yummuş daha da ileri gidenler ise harekatın, ABD ile müşterek olarak yapıldığını, söyleyecek kadar da cahilliklerini ortaya koymuşlar ve halen de koymaya devam etmektedirler.
Bazı sözde aydınlar ise, Atilla hattının dahi Kissinger tarafından, çizildiği ve Ecevit’e verildiği yollu savlarla. Aklıselim sahibi kişilere de kendi cahilce savlarını kabul ettirmek için az uğraş vermediklerini hep görmekteyiz.
Bu söylemlerinin kaynağının ne olduğu konusunda, hiçbir aydınlatma yoluna gittikleri de yok.
“İşkembe-i kübradan “ atmaya devam ediyorlar.
Fakat bu yollu atmalarına artık devam etme olanakları kalmamıştır.
Çünkü “yalancının mumu, yatsıya kadar yanmıştır.”
Bunu, ABD’nin haber alma örgütü “CIA “ 74 ‘ deki olayları gizlilik ortamından çıkararak. Kamuoyuna 74 ‘ e dair tüm gerçekleri belgelere dayanarak açıklaması olmuştur.
15 Temmuz 74 darbesi ile Kıbrıs’ta, ABD’nin güdümündeki Yunan Cuntasının, Adada yaptığı darbenin. ABD, bir nevi destekçisi değil miydi?
Adada, darbe yapan ABD. Türkiye’nin, buna müdahil olmasına izin verebilir miydi?
Nitekim o yıllardaki ABD ‘nin, Kıbrıs’la ilgili politikasını yine kendi haber alma örgütü olan CIA ‘dan öğreniyoruz.
15 Temmuz darbesinden hemen sonra, ABD Dışişleri Bakanı Kissinger başkanlığında toplanan Washington Özel Eylem Grubunun yaptığı toplantıda, Henry Kissinger. Kesinlikle Türkiye ve SSCB ‘nin bu işin dışında kalması gerekliliği üzerinde durarak, tavır takınılmasını istedi.
En önemlisi Adaya, ABD ‘ askerlerinin çıkarılmasını isteyerek. Olayın, uluslararası boyut kazanmasının da, önlenmesini istediğini.
CIA belgelerinden o günler için, gizli olan belgelerin açıklanmasından öğreniyoruz.
Hani Henry Kissinger’in, Kıbrıs’a müdahale etmek için Ecevit’e “Adaya çık” dediğini iddia edenler. Bu belgeler karşısında ne diyecekler.
Amerikan Emperyalizmi, Adayı bir yana bırakın.
Misak-ı Milli sınırları dışına Türkiye’nin çıkmasına hiçbir zaman onay vermedi.
Bu aslında, tüm Batının bir politikası.
1964 ‘ de, Jhonson mektubunu unutmayalım.
1967 ‘de ABD’nin, Türkiye’nin Adaya müdahalesini engellemesi için yaptıkları da tarih sayfalarına geçmiştir.
Ayrıca, şunu da unutmayalım ki, ABD Emperyalizminin politikaları. Türkiye için ne ise, odur değişmez.
Jhonson Yönetiminin “hayır” dediği bir olaya. Nixon Yönetiminin “evet” demesi, mümkün mü?
Mümkün olmadığını yine kendi belgelerinden öğreniyoruz.
Ecevit’le uzun sohbetlerimde, gündeme bu konu geldiğinde. Bu konuda söylenenler karşısında, tepkisini dile getirerek: 1974 ‘ de, Adaya müdahale etmemize, en büyük engel, ABD‘ den gelmişti. Tehdide varan telkinlerle, müdahaleyi engellemeye uğraştılar. ABD ‘nin, bize, Kıbrıs’a çıkmamız için, yeşil ışık yaktığı, yollu iddialar, tamamı ile boş iddialar olup. Bu konuda, o zamanki Hükümetimize de, yapılan bir haksızlıktır. ABD, adaya çıkışımıza hiçbir zaman ve hiçbir şekilde onay vermedi. Zaten o dönemde ABD ile olan “Haşhaş olayından” dolayı, hükümetimizle ilişkiler soğuktu. Zaten bunun için
( Haşhaş ekimi ) ABD, Türkiye’ye, silah ambargosunu uygulamadı mı?
Ecevit hükümeti ile ilişkileri soğuk olan bir ABD Yönetiminin Ecevit’e, Kıbrıs’a çıkarma yapması için yeşil ışık yakması mümkün müydü?
Hele hele “Demokratik Sol “ ideolojiyi iktidara taşımaya çalışan, sol bir lider olan Ecevit’e?
Şunu da buradan okuyucularıma anlatmadan geçemeyeceğim.
Rahmetli Ecevit, 20 Temmuz 1974 ‘ dü, 21 Temmuz 1974 ‘ de bağlayan zaman dilimi içerisinde.
O kadar sıkıntılı anlar geçirdi ki, bu süre zarfında sinirsel olarak yüzüne tik gelmişti.
Bu, Ecevit’e, 1974 - 20 Temmuzunun bir yadigarı olsa gerek.
ABD gizli belgelerinde, bizim açımızdan çok tehlikeli bir gerçek daha ortaya çıkıyor.
Türkiye’nin, adaya çıkmasını engellemeye ve karşı çıkmaya çalışan ABD. Kendi silahlı gücünü adaya çıkarmanın yollarını arıyor ve 22 Temmuz 1974 ‘e kadar. Türkiye’nin müdahalesinin önlenmesi için de, tedbirlerin alınması isteniyor.
Yani Ecevit, 20 Temmuz 1974 ‘ de değil de, 23 Temmuz 1974’ de çıkarma kararı alsa idi. Adada Amerikan askerleri ile karşılaşacaktı.
Belgelerden çıkan anlam bu.
Fakat Ecevit, elini çabuk tuttu ve Demirel hükümetine Köfünye olayları nedeni ile yurt dışına asker gönderme tezkeresinin süresi olmadığı için. O tezkeredeki yetkiyi kullanarak. 20 Temmuzda, adaya
asker çıkarma emrini CHP ve MSP hükümeti verdi.
ABD’nin, 22 Temmuz tarihi askıda kaldı.
20 Temmuz sabahı, TBMM ‘nin toplanıp yetki alma toplantısı ise harekatla ilgili bilgilendirme toplantısına döndü.
Kıbrıs Barış Harekatına, ABD’nin yeşil ışık yaktığı yollu iddiaların.
Ne denli tutarsız olduğunun belgesi değil midir, CIA ‘nın yayınladığı o yıllara ait olan belgeler?
Bu haber 3944 defa okunmuştur

:

:

:

: