Bu bir öngörü değil.
Bir realite.
Mobil haberleşmede ödediğimiz bedel oldukça ağır.
Bunun nasıl bir izahı olur bilmiyorum.
Ve/fakat anlaşıldığı kadarı ile ilkel bir sistem üzerinden sağlanıyor iletişim.
Rekabet de sınırlı olunca, haliyle olan kullanıcılara oluyor.
Yani bizlere..
Malum ki iki firma var bu alanda faaliyet gösteren ülkede.
Üçüncüye izin verilmiyor.
Edindiğim bilgiler dahilinde hali hazırda mevcut iki firmanın devletle yaptıkları sözleşmenin gereği olarak aynı alanda iştikali olan başka firmaların buralara gelmesini imkansız kılıyor.
Hal böyle olunca da rekabet ortamı oluşturulamıyor.
Fiyatlar bir elden ücretlendiriliyor.
Anlayacağınız tek elden.
Hoş devletin denetim zafiyeti de olunca kaçınılmaz olan oluyor haliyle.
Ve mobil iletişimde en pahalı görüşme yapan coğrafyalardan birisi oluyoruz.
Zaten bunları bilmeyen de yok.
Peki bu fiyat ayarlamalarında hükümetlerin hiç mi rolü yoktur?
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst’e bakılırsa yok.
Zira bu zammı biz yapmadık diyor Sayın Bakan.
Peki, kim yaptı?
GSM şirketleri.
Peki, neye göre yaptılar?
Anlaşılan o ki kafalarına göre.
Öyle ya Bakan Dürüst bu zamları biz yapmadık diyor.
Tamam güzel.
Madem siz yapmadınız bu zamlar yapılırken hükümet olarak sizin rolünüz ne idi?
Konuyu daha da özele indirgersem, konu ile ilgili Bakan olarak Sayın Dürüst’ün bu zamlarda ki fonksiyonu nedir?
Yoksa o da bizim gibi gazetelerden televizyonlardan mı öğrendi GSM zamlarını?
Eğer öyleyse durum daha da vahim.
Halimize yanıp duralım.
Zira ilgili bir Bakan konudan uzak.
Bilmiyor, etmiyor, sorumluluk da almyor.
Dolayısı ile hiç bir yaptırım gücü de yok bu konuda devlet adına.
Öyle olunca da şirketler oturuyor kendi gerekçelerini makul sebep sayarak zamlar yapıyor.
Yurttaş çaresiz.
İlla ki kullanacak mobil telefonu.
Ülke de nüfustan fazla mobil telefon olunca da.
Şirketlerin iştahı bir başka kabarıyor tabi.
Nihayetinde kimseyi zorla da konuşturmuyorlar.
Konuşan bedelini de öder anlayışı ile tarifeler belirleniyor.
Bakan biz yapmadık diyor bu zammı.
Ama o zamlar yapılıyor.
Tarifeler o zamlar üzerinden hesaplanıyor.
Peki nerede yapıldı bu zamlar?
Mozambik’te mi?
Nijerya’da mı?
Yeni Gine’de mi?
Ki Bakan biz yapmadık ha bu zammı diyerek sorumluluk almıyor kendi bakanlığı uhdesinde faaliyet gösteren bir sektöre dair.
Yol meselesine benzedi bu olay da.
Yol bozuk.
Onarılmıyor.
Hoş her gün daha da kötü oluyor.
Çıkıyor aynı Bakan; bu yollar bozuk ama bu falanca hükümetin döneminde de böyleydi diyebiliyor.
Bunun için çok da şaşırmıyorum tabi Kemal Dürüst’ün bu yaklaşımına.
Oysa bu nokta da hükümetin yapabilecekleri olduğunu biliyorum.
Bunu Sayın Bakanın da bildiğinden eminim.
Alır masasına bu şirketlerle yapılan sözleşmeleri, satır satır gözden geçirir,
Uzmanlardan görüş alır, otoritesini ortaya koyar.
Elini masaya vurur bu zammın nedenini sorgular halk adına.
Yani asli görevini yapar.
Öyle biz yapmadık, biz etmedik onlar yaptı biz ne yapabiliriz görüntüsü vermez bir Bakan.
Böylesi aciz olamaz çünkü yaptığı iş gereği oturduğu makamda böyle bir lüksü yoktur.
Ha yok hiç bir sorumluluk almayacaksa da orada oturmamalı.
Oturtulmamalı.