Belki bu topraklar da siyasi farklılıklarımızın zenginliğimiz olduğu anlatılmalı

Kıbrıs nerede diye sorsanız size cevap veremeyecek olan insanların Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya yönelik sosyal medya da paylaştıkları çirkin ifadeleri çok da ciddiye almamak lazım.


Bu tipler büyük çoğunlukla bu coğrafya hakkında pek fazla bilgiye sahip değiller.
İşleri güçleri birilerine hakaret etmek, küfür ve tehdit savurmak.
Mustafa Akıncı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin seçilmiş Cumhurbaşkanı’dır.
Sorumluluğu da Kuzey Kıbrıs’ta başlar.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşlarına karşı sorumludur.
Ve şu ana kadar da bunun idraki içerisinde hareket etmektedir.
Sayın Akıncı ile aynı siyasi görüşleri taşımayabilirsiniz.
Sayın Akıncı ile Kıbrıs sorunu ve çözümü konusunda farklı görüşlere sahip olabilirsiniz.
Bunlar doğal.
Nitekim adada Sayın Akıncı’nın siyasi duruşuna yönelik böyle bir muhalefet de var.
Hoş olmalı da.
Lakin bu durum Akıncı’ya karşı farklı fikirlerin ortaya çıkıp tartışma zemini oluşmasına vesile olur bu ülkede.
Kimse kimseyi çirkin ifadeler kullanarak rencide etmez.
Küfür ve tehdit savurmaz.
Kıbrıs’ın Kuzey’inde mevcut demokrasi algısı içerisinde böylesi bir çatışma kültürü yoktur.
Konu her ne ise konuşulur, görüşülür, fikirler ortaya atılır ve tartışılır.
Bunların sonucu her ne olursa olsun hiç bir zaman şiddete dayanmaz, dayandırılmaz.
Ve/ fakat anlıyoruz ki, şu sıralar Türkiye üzerinden Kıbrıs sorunu bahane edilerek dövülmeye çalışılan bir iktidar var.
Yani Kıbrıs mevzusunu Türkiye’nin iç siyasetine odaklamışlar.
Ve bunun üzerinden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı hedef göstererek bir yerlere varmaya çalışıyorlar.
Üzücü ama maalesef şu an durum bundan ibarettir.
İşte bu nokta da Kuzey Kıbrıs’ta siyaset yapan, ve KKTC halkının iradesini temsil eden herkes sorumluluğu dahilinde bu çirkin girişimleri bertaraf edecek tavırlar ortaya koymalıdır.
Peki nasıl?
Sorumlu davranışlarla.
Özellikle de Kıbrıs konusunda Sayın Akıncı’ya muhalif olanlar.
Bu muhalifliğin fikir bazında ve düşünce özgürlüğü temelinde ortaya konduğunu göstermekle başlayabilirler işe.
En azından bu kendini çatışma kültürü ile besleyen bazı kesimlere örnek olabilir.
Kıbrıs sorunu çok tabidir ki Türkiye’nin de siyasi kulvarda uluslararası bir sorunudur.
Kıbrıs Türkiye’nin kendi içinde yaşadığı çekişmelerin dışında tutulması gereken bir sorudur.
Kıbrıs Türkiye’de büyük bir çoğunluğun algıladığı üzere vilayet ölçeğinde ele alınıp değerlendirilebilecek bir konu da değildir.
Dolayısı ile bu hassas çizginin anlaşılmasında Kıbrıs’ın Kuzey’inde siyasi sorumluluk alan herkese de büyük görevler düşmektedir.
Özellikle fikir ayrılığı kapsamında yapılan karşı görüş aktarımlarında kullanılan dile dikkat edilmelidir.
Bu dilin, fikirlerine katılmadığınız bir başka tarafı birilerine hedef gösterebilecek nitelik taşımaması önemlidir.
Bizim toplum olarak böylesi bir siyasi kültüre sahip olduğumuzu düşünenlerdenim bende.
Dolayısı ile siyasi görüşü, duruşu, düşüncesi ne olursa olsun bu topraklarda siyasetin hoşgörü tadında fikir bazında, düşünce özgürlüğü kapsamında ele alındığını göstermekte büyük yararlar olduğunu düşünüyorum.
Bu haber 278 defa okunmuştur

:

:

:

: