İletişimin dünyasallaşması

Şöyle bir geriye doğru baktık mı? Eve telefon taktırmanın zor günlerini hatırlarız.

Şöyle bir geriye doğru baktık mı? Eve telefon taktırmanın zor günlerini hatırlarız. 1963 yıllarında hani üzerinde ortada *cyta*yazan siyah telefon cihazı ile büküm büküm, sırma dediğimiz ahizenin bağlandığı kordonu olan telefonu. Her telefon çaldığında evin bir ucundan diğer ucuna sabit telefona nefes nefese koştuğumuz günleri. Bir de telefon hattının alınmasında ki zorlukları. O yıllarda evde bir heyecan sormayın, telefoncular gelip yer tespiti yapıp, hattı dışarıdan geçen elektrik direği üzerindeki telefon tellerine bağladıkları günleri, öyle yer altı bağlantısı olmayan günleri. Yurt dışına telefon mu açacaksınız isminizi, adınızı, numaranızı verip de bazen saatlerce bekleyip bağlandığınız, acele ise 'yıldırım ' diye isteyip çift kat ödeme yaptığınız. telefon ahizenin üzerindeki yuvarlak aparat arasına parmağınız ile numarayı çevirip, telgraf için, sıraya yazılıp düğünlere tebrik gönderdiğiniz günlerden geçtiğimizi. 1974 yılına kadar 800 abone olduğunu manuel kullanımdan. 1975-1978 yılları arasında yarı otomatik sonrasında ise 1979-1985 tam otomatik telefonlu günlerin zaman aralıklarında ki iletişim sorunlarını. O zaman alınan telefon numaralarının 1974 sonrası aynen muhafaza edildiğini. Evinizdeki yaşça büyük aile bireylerinden başka birisi, anlatmaz ise nerden bileceksiniz.
Bizim okula gittiğimiz zamanlarda ellerimizde akıllı telefonlarımız yoktu. Lakin bilhassa yıl sonu veya yarı yıl tatillerinde sıra arkadaşlarımıza veya sınıf arkadaşlarımıza uzattığımız günlüklerimiz vardı. Bu günlükleri kitapçılardan alırken kilitli olanlar tercihlerimiz arasında idi.
Bu kilit sanki yazacak olan için bir güvenceydi.
Yazılanların ise bazıları, tekerleme halinde '
'Sepet sepet yumurta, sakın beni unutma unutursan küserim..' babında ve galiba sonuna gözlerinden öperim diye de yazılıyordu.. Bir başkası ise.
'Bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın hatıra defterinde sana sevgilerimi ...' Diye başlayan bu gönderiler altına çiçek resimleri çizilir, kalp şekilleri çizilir, ok kalplerin içinden geçirilip iki ismin baş harflerinin yazıldığı nice anılar defterlere yazılıp kaldı. Defterler arasında çiçekler kurutuldu.
Günümüz akıllı dünyasında belki de emoji denen şekiller eski yılların hatıra defterine çizilenlerden örnekle bu sanal alemde yerini almıştır.
Bu gün ise bir bakıyorsunuz cafe, lokanta, okul teneffüsleri, otobüs durakları, okul otobüsleri, araba sürücüleri ne trafik ne kalabalık sanki bir başka dünyanın insanları gibi. Yanındaki ile konuşmayan ama uzaktaki ile mesajlaşan binlerce insan. Yine eski yıllardaki hatıra defterleri kalıcı idi, ancak şimdiki mesajlar bir sil tuşu ile kayboluyor, gidiyor. Hangisi daha iyi onu da herkes kendine göre yorumlamalı.
Kilitli günlüklerin yerini akıllı cihazlarda alan parola ile, parmak izi ile açılan telefonlarda bir diğerinin yazılanlarını okumak imkansız iken çocuklarınızı internet dünyasında kontrol ediniz tedbirinin nasıl alınacağı konusu bu gün için geç kalınmış bir çare arayışı.
Kaç yıldır kullandığınız bu sanal dünyada elbette karşılaştığınız anormal mesajlar, anormal yazımlar, anormal hesaplar, mutlaka olmuştur. Önleminde ise yapabileceğiniz tek şey kurallara göre uygulama yapmak. ENGELLEMEK...
Halbuki dünya haberlerinin, kitapların, her türlü araştırmada, tercümede, daha nice kolaylıklar sağlayan bu ortamı iyi yönde kullanmak varken, ona buna sataşmanın, fikir mahiyetinde olmayan eleştirilerin, hafiye gibi herkesin peşinde koşup fotoğrafını izinsiz paylaşımın yapılması, ne kadar çirkin davranışlar. Klavyeyi hızlı kullanmak adına çeşitli imla hataları ile yazımlar ne kadar gözleri irite edici bir durum. Yaşayıp bu konuları izlerken.
WhatsApp ile Viber ile hatta Facebooktan telefon görüşmeleri yaparken...
Uzakların yakın olduğu bu mecrada.
Güzel bir deyişle bu güne nokta diyelim.
'İnternet; sınırların, engellerin, bayrakların ve ülkelerin bulunmadığı, taşıdığınız tek pasaport olduğu bir dünyaya giden yol olmalı.' Dikkatle kullanmasını bilerek.
Bu haber 1620 defa okunmuştur

:

:

:

: