Değişen değerlerimiz

Yaşamın hedefi, İNSANLIK değerleriyle bütünleşmek olmalı, diye düşünenlerdenim ben...

Yaşamın hedefi, İNSANLIK değerleriyle bütünleşmek olmalı, diye düşünenlerdenim ben... Hayatımız, değerlerimiz ve BİZ... Elbette sosyal yapıda DEĞİŞEN DEĞERLERİMİZ olduğunun da bilincine varmalıyız. Bu düşünce bizi ister istemez huzursuz ediyor, biliyorum...
Gelin birlikte şöyle bir göz atalım isterseniz:
Çok değil 15 yıl önceki kuşakta OKULUN EN GÖZDE ÖĞRENCİSİ olmanın koşulları şunlardı:
ÇALIŞKAN/ POPÜLER/ KÜLTÜRLÜ/ YAKIŞIKLI/ SPORCU/ SEMPATİK/ MESLEK BELİRLEMİŞ...
Günümüzde ise:
MARKA AYAKKABI GİYEN/ SPOR ARABASI OLAN/ PARALI/ EĞLENCE MEKANLARINI İYİ BİLEN/ SORUMSUZ/ POPÜLER...
Tüketim toplumu olmanın göstergesi bunlar, diye düşünüyorum... Aklı başında, geleceği gören, geleceğe yatırım yapan, kişilikli, toplum sorunlarına duyarlı, ayakları yere basan gençlerimiz de var elbette... Onlar sözlerime gönül koymasınlar isterim...
GEÇ OLMADAN
sende bir pencere dolusu HÜZÜN
bende umuda dönük beyaz
gel EFLATUN mutluluklar dizelim
GEÇ olmadan...

Ayşe TURAL
(BÜYÜK USTA nasıl da bilmiş çocuk dünyamızın KOSKOCAMAAAAAN olduğunu...)

'BİZ KÜÇÜKKEN...
Biz küçükken çok büyüktük. Mesela kollarımızı bir açardık, dünyayı kucaklardık. Güzeldik biz küçükken.
Arkadaşlarımızla beraber bir gece uyuyabilirsek eğer velinimetti bizim için, lükstü, zenginlikti. Ailelerimiz en az beş kez arardı eve beş dakika geç kaldığımızda. Koşa koşa eve varana dek nefes almazdık ve nerdesin sen sorusunu duymadan cevabı verirdi...

Biz bir gülerdik küçükken, kalbimiz kahkahalar atardı. Biz küçükken öğretmenimiz en yakın arkadaşımızla sıralarımızı ayırmasın diye, teneffüse kadar konuşmazdık. Not yazardık birbirimize. Biz diyorum küçükken bizdik böyle bayağı bir kalabalıktık. Yani biz diyebileceğim kadar çok. Biz küçükken bir büyüktük ki böyle kollarımızı açsak sığmazdı eni boyu.
Sonra mı? Büyüdük. Kollarımızı açtığımızda bir kişiyi bile sığdıramayacak hale geldik. Küçülene kadar büyüdük, çok büyüdük yani. Biz olamadık bir daha. Sen, ben olduk. Büyüklük lüks değildi, zenginlik değildi. Koşa koşa büyüdük. Büyürken ne de çok küçüldük.'

NAZIM HİKMET'e SAYGIYLA...
SENİ SANA...
Bu gece /tıpkı bir masal gibi / seni sana anlatsam diyorum...
Dokunulmamış inci çiçekleri gibi, yeni yepyeni sözcükler arayıp bulsam...
İçine biraz seni biraz da beni katsam...
Ayşe TURAL
PLANLARIMIZ ALTÜST OLUR BAZEN...
Kararlar alırız, planlar yaparız. Zaman belirleriz. Her şey o kadar yolunda gibi görünür ki!
Derken küçük engeller, önemsizmiş gibi görünen aksilikler ortaya çıkar...
İşte bu noktada, tam da bu noktada dikkatli olmalısınız...
Böyle durumlar aslında daha büyük sorunların ve aksiliklerin habercisi olur bazen. Uyanık olmakta fayda var. Kendinizi sıkıntıya sokmak yerine ertemek en iyisidir.
Hani ' iki ayağı bir pabuca girmek' deyimi tam da böyle durumlar için söylenir...
Siz siz olun, boğazınız sıkılıyormuş gibi hissettiğiniz anlarda hemen planı değiştirin... Belki birkaç ay sonra o işi hayata geçirmek daha mantıklı olacaktır...
Hem parasal hem zamanlama açısından... Öyleyse işi askıya almalı... Belki de birkaç ay sonra aynı durum ' tereyağdan kıl çeker gibi' kolayca çözüme ulaşacaktır...
Aceleci davranmayın... Bilin ki düşüne taşına yapılan işler daha sağlam olur... Üstelik siz de kendinizi kapana sıkışmış gibi hissetmezsiniz.
Kolay gelsin...
KIRLANGIÇ UYKUSU
tenimde
kırlangıç uykusu kadar ürkektir sevda...

delice bir kalp çarpıntısı
yüreği ağza getirir...

kanat çırpar sanki
yedi kat gökte...
bulutlarla yarışır
hayaller...

sarhoş uçuşlarda
daha bir güzelleşir aşk...
nefeslenirken bir kuytuda
inadına
sevdalara bulanır zaman...

Ayşe TURAL

TAM HER ŞEY BİTTİ DERKEN...
Yaşam inanılmaz dönemeçler, keskin virajlarla dolu... Bir de iniş çıkışlar...
Bir o kadar da sürpriz barındırır elbette...
Hani bilmediğiniz bir yolda gidersiniz. Manzara alabildiğine sıkıcıdır... İçiniz bunalır, sıkıntı basar... Bir virajı alırsınız karşınıza inanılmaz bir bahar çıkar...
Hep öyle olmaz mı?
Tam da her şeyin bittiğini sandığımız an, aslında YEPYENİ bir şeylerin de başlangıcıdır...
Yeni başlangıçlara...



GECE
duygularımı
avuçlarıma alıyorum
üflüyorum gökyüzüne...
umutsuzluklarım
kör kuyularda
sevgi çiçeklerim
bahar dallarında asılı...

bir an
ayın yüzünde yüzün
yıldızlar
SENİ SEVİYORUM yazıyor
benim adıma...

Ayşe TURAL

YÜREĞİMİZİN SESİ...
Yüreğinizin sesini dinlemeyeli çok oldu mu? En son ne zaman o sese kulak verdiniz? Belki de sizler, sık sık onun sesini dinleyen şanslılardansınız... Dilerim öylesinizdir...
Son on yılların sorunu bu... Günlük koşuşmalardan tutun da, içinde yaşadığımız dünyada bize dayatılan lükse, paraya, mevki hırsına ve her konudaki bitmek bilmeyen daha... daha... daha...lara bağımlılığımız; / işte o ses / yüreğimizin sesini duymamıza engel oluyor.

Akşam yatağa yattığımızda, bedenimizin dışına çıkıp tepeden şöyle kendimize bakabilsek keşke... Gördüğümüz manzara, pek de hoşumuza gitmeyecek gibi... Tıpkı deniz hayvanları gibi, kabuğumuza çekilmiş gibi miyiz ne? Kendimizi dış dünyadan soyutluyoruz sanki...

İlişkiler yüzeysel ve küçük hesaplar peşinde koşuluyor. Napolyon’un “ Para... Para... Para...” deyişi gibi durmadan evler, arabalar, paralar... Sayıklıyoruz. Eskiden bu kadar para mı vardı, yoksa son model arabalar ve evler mi? Kat kat gökdelenler de...
Birbirimizden gitgide uzaklaştık, yabancılaştık. Bir selamı, ya da tebessümü esirger olduk çevremizden... Eskiden öyle miydi ya... O zaman sanki daha kanaatkardık, paylaşımcıydık ve en önemlisi içten dostluklarımız vardı...

NİLÜFER BEYAZI
yüreğimin
nilüfer beyazına
dokundur dudaklarını...

sana adasam
göçebe akşamlarımı...
birlikte koşar mı
nefes nefese
atlarımız...

Ayşe TURAL

GİTMEK... GİDEBİLMEK...
Gitmek CESARETTİR: Hiç hesapsız, kimseye ya da kimselere hesap vermeden gidebilmektir... Hem de nereye olursa olsun çekip gidebilmektir... Arkana bakmadan gidebilmektir... Bir sürü şeyi göze almaktır...
Gitmek GÜZELDİR: Yeni bir umuda yürümektir belki... Yeni bir hayata adım atmaktır mesela... Huzura kavuşmaktır belki... Kanayan yaralara tuz basmaktır biraz... Unutmaya çalışmaktır çokçası da...
Gitmek KEŞFETMEKTİR: Yeni insanları, yeni hayatları, yeni yürekleri arayıp bulmak demektir... En önemlisi de KENDİNİ BULMAKTIR...
Bu haber 2919 defa okunmuştur

:

:

:

: