Mart kapıdan baktırıp kazma kürek yaktıracak mı?

Havanın insan davranışları üzerinde olumlu veya olumsuz bir takım etkileri vardır. Bu etkiler, kendisini mevsimlerde hele mevsim baharsa, daha çok gösteren olmaktadır.

Havanın insan davranışları üzerinde olumlu veya olumsuz bir takım etkileri vardır.
Bu etkiler, kendisini mevsimlerde hele mevsim baharsa, daha çok gösteren olmaktadır.
Her mevsim kendine özgü, güzellikler içerisindeki hüznü, sevinci, mutluluğu, huzuru beraber, kendine ait günlerinde yaşarken, yağmurlu gün, rüzgarlı gün, bulutlu, bulutsuz gün derken insanın en umutlu olduğu günlerin karanlık olmadığı zamanlar olduğu hissedenleriz.
Kış; yağan yağmuru ile romantizmin camdaki fotoğrafı olurken, rüzgarın sesi, müziği, bulutların renkli perdesi ile dağlardaki görüntüsü tablosu, ovalardaki hali ise mahsül olarak gözümüzde canlanan oluyor.
Bu mevsimde nergis çiçeklerinin kokusunu, daha sonrasında sümbül çiçeklerinin baygın kokusundan kim kendisini ayrı tutabilir. Sanırım hiç kimse. Ya tarlalarda, ekinler arasındaki sarı papatyalar, horoz lalelerinin kırmızı rengi, birde zeytin, ekmekle, yemeye doymadığımız lapsanalar. Bahçelerdeki, nar ağaçlarının yapraksız dalları ile incir ağacının sarı yapraklarındaki sonbaharın silinmeyen izleri ile doğaya bakış, mevsimin tercümanı gibi.
Kış gecelerinin kestane kebabı ile ateşte yapılan pastırma ile pidenin tadını kim inkar edebilir. Bahar'ın gelmesi ile kışa veda seramonisi gibi günler geçiyor.
Hava bilhassa geceleri soğuk olmasına rağmen güneşli gün sanki daha sağlıklı bir ortam hazırlıyor.
Mart ayı derseniz, Kıbrıs’a özgü bir deyiş mi bilmiyorum ama Mart soğuğu için bu ayda ısınmak adına 'Koca karının fırına girdiği ay diye söylenir.
Belki de bu Mart Kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır gibi soğuğu tarif eden deyişlerden bir tanesi de bu ayın tarifidir. Hani bir de Mart soğuğu dert soğuğu dendiği gibi. Yaşayıp göreceğiz sayılı günler ay ne ki yıllar geçmiş de ay mı bitmeyecek.
Ne şekilde olursa olsun her mevsim sıcağı ile soğuğu ile kendine güzel, bizlere güzel. Etkisi ile yaşamın döner çemberindeki kesitlerin her biri. Birden Nisan gelir Nisan yağmurları yağar sonrasında Mayısın kırkikindi yağmurları başlar. Eski yapı evlerde Lefkoşa olsun, diğer ilçeler olsun şimdi yıkıldıkça azalan evlerin ön cephesinde camlık denen veya diğer adı ile güneşlik olan ikametgahların. Bu ön ve şimdilerde kış bahçesi denen, odasında genellikle öğleden sonraları oturulur gelen komşular ile sohbetler yapılırken yoldan geçenler de kontrol edilir, izlenirdi. En güzeli de kırk gün aynı saatlerde yağan yağmurun seyri olurdu. Bir de gerek Cumhurbaşkanlığı, gerekse milletvekilliği, velhasılıkelam adı ne olursa olsun seçim günlerinde kapının önünden geçip sandıklara giden mahalle sakini seçmenin yüzündeki ifade ile gidişi bir yana her kapı önünde durup biri sokakta diğeri camdan karşılıklı konuşmaların yapıldığı anların, anıları bir başka güzeldi. Daha da anlamlısı, herkes herkesin hangi siyasi partiye oy vereceğini keşfeder ama kimsede bunu alenen söyleyip karşısındakini kırmak istemezdi.
Mevsimin değiştiği bu ay içerisinde genelde Nisan dendi mi bir de ülkemiz insanının aklına gelen rutin seçimler oluyor. Nice Cumhurbaşkanı nice Milletvekili adaylarının siyasi heyecanının tavan yaptığı aylardayız. Ve yine gündemde adı ister erken ister normal olsun seçim telaffuz ediliyorsa, çarşaf listeler hazırlanabilecekse, aday tespitleri yapılacaksa, ülkemizin seçmeni iradesini sandığa tabiki yansıtacaktır. Ayın adı ne isterse olsun, tarihin ne önemi var? Seçim konusu oyuncak değildir, ip çekme oyunu hiç değildir. Adaylarda uzaydan gelmiş ısmarlama siparişle gelecek olan değildir. Onlarda aynı zamanda seçmen olup, seçilecek listeye yani adaylığa, mensubu oldukları siyasi partiler tarafından gösterilenlerdir. Hepsi bizim insanımızdır. Yarım adamız içerisinde birbirine yakından uzaktan akraba olmayan mı var? Küçük yerlerin ayrı bir gerçeği bu değilimdir? Ve nihayetinde seçim mevsimini yasal vaktinden önce seçmendeki kararda önemlidir diyoruz. Hepimiz ada coğrafyasında 'AKDENİZİN' ılıman havasını birlikte soluyan kişileriz. Bilmeliyiz ki! temeli sevgi olan yerde, nefret filiz vermez...
Bu haber 1704 defa okunmuştur

:

:

:

: