Geçitköy’de 8 Mart Çarşamba günü meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybetmişti Kamil Göktepe.
Direksiyon hakimiyetini kaybeden kaya yüklü kamyonun şerit değiştirerek çarpmıştı Kamil Göktepe’nin karşıdan gelen Van aracına.
48 yaşındaki Kamil Göktepe hayatını kaybetmişti.
Geride acılı bir eş ve biri 8 yaşında diğeri 40 günlük yavrularını bırakmıştı.
Kamil Göktepe’nin ölümünden yaklaşık 4 gün sonra 38 yaşındaki eşi Tamay Göktepe önceki akşam evinde rahatsızlanarak yaşamını yitirdi.
Yapılan otopsi sonrasında Tamay Göktepe’nin de ‘kalp yetmezliğine bağlı olarak gelişen kalp krizi’ nedeniyle hayatını kaybettiği açıklandı.
Kamil ve Tamay Göktepe çifti, dört gün arayla hayata veda ederken, 8 yaşındaki kızları ile daha 40 günlük olan oğulları ise aynı anda hem annesiz hem de babasız kaldı.
Kazanın ardından, kamyonu kullanan Türkmenistan uyruklu şoförün ülkeye ‘bulaşıkçı’ izniyle getirildiği ve KKTC’de geçerli bir ehliyetinin olmadığının ortaya çıktı.
Bir aile böyle yok oldu.
Peki, şimdi bunun hesabını kim veyahut kimler verecek?
Daha 8 yaşında ve 40 günlük kardeşi ile birlikte 4 gün arayla önce babalarını sonra annelerini kaybeden bu çocukların yüzüne kim nasıl bakacak?
Hangi vicdan bunu kaldıracak?
Ülkeye “bulaşıkçı” izni ile gelerek ağır vasıta şoförlüğü yaptırılan ve üstelik KKTC’de geçerli ehliyeti olmadığı anlaşılan Türkmenistan uyruklu kişi mi burada şimdi tek sorumlu?
Değil elbette.
Devlet, hükümet, işveren herkes bu ailenin yok olup gitmesinden bire bir sorumludur.
Peki, o halde neden bu sorumlulukta payları olanlar ortaya çıkartılmıyorlar?
Yaşananlar münferit olaylar değildir.
Bu ülkeyi yönetenlerin beceriksizliği ve üstlenmedikleri sorumlulukları yüzünden insanlarımız yollarda can verip gidiyorlar.
Ne demek ülkeye “bulaşıkçı” izni ile girip, ağır vasıta şoförlüğü yapmak?
Kim nasıl izah edecekse bunu buyursun etsin.
Buna sebep veren işverene kesilen 2000 bin TL ceza.
Bu kadar.
Yani devlet cezanı öde bulaşıkçıdan kamyon şoförü yapmaya devam et demeye getiriyor işi.
Bu mudur yani?
İnsanlar başkalarının ihmalleri ve hataları yüzünden yollarda can verecek.
2000 bin TL’lık cezayla ihmali olanlar yaşananları savuşturacak.
Yarın bir gün de kahveciyi kamyon şoförü yapıp yola çıkaracaklar.
Peki yok mu söyleyecek sözü olan devlet erbabından bu utanç verici duruma.
Olmalı.
Bunun bir izahı olmalı.
İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı.
Kimse parmağının arkasına saklanıp ortadan kaybolmasın.
Kimse günde 3 kez el kol hareketleri ile kameralar karşısında basına poz verip lafazanlık yapmaya kalkmasın.
Bu ülke kimsenin çiftliği değil.
Dağ eteklerinde, deniz kenarlarında lüks villalarda, şirket ortaklıklarında, ihale işlerinde. komisyon ayağında, ve diğer karanlık ilişkilerde her şey size kalsın
Lakin kimse de aklımızla fikrimizle oynamaya kalkmasın.
Artık yeter.
Göktepe ailesini karanlığa götüren bu kaza dahil bir çok kazada devleti yöneten hükümetlerin sorumlulukları vardır.
Bunların artık sorgulanması elzem olmuştur.
Devlet devletliğini göstermek zorundadır.
O öldü gitti, bu dikkatsizdi, şu aşırı süratliydi falan filan.
Elbette bunlar birçok kazanın önemli sebeplerindendir.
Lakin tek sebep de değildir.
Alt yapıda düzeltilebilecek eksikler vardır, denetimsizlik hat safhadadır.
Sorumluluklarını yerine getirmeyen Bakanlar vardır, devlet görevlileri vardır.
Peki, bunlar ne olacak?
İnsanlar yollarda birer ikişer ölürken, bu sorumsuzları hangi kefeye koyacağız.