Suna ERDEN
Girne-Güzelyurt anayolunda 8 Mart tarihinde Kamil Göktepe’nin yönetimindeki araca çarpan ve Göktepe’nin ölümüne neden olan kamyonun hem şasesinin hem plakasının başka araçlara ait olduğuna dair tespit araç denetimlerinin yeterli olup olmadığını gündeme getirdi.
GK 431 plakası ile trafikte seyreden kamyon aracın orijinal plakasının GT 528 olduğu ortaya çıkarken, 1999 model kamyonun birçok kez el değiştirdiği ancak hangi tarihten beridir farklı plaka ve şase ile trafikte yer aldığı henüz belirlenemedi. Aracın kayıttan düştüğü, hurdaya çıktığı için bu yolla trafiğe sokulduğu tahmin edilirken, aslında birçok hurda aracın yedek parça olarak kullanılması gerekirken, yeniden onarılarak trafiğe sokulduğu belirtildi.
Motorlu Araç Satıcılar ve İthalatçılar Birliği (MASİB) Başkanı İbrahim Akın, Star Kıbrıs’a yaptığı açıklamada, yedek parça olarak kullanılması gereken hurda araçların onarılarak satıldığını ve güvenli olmayan bu araçların yeniden trafikte yer aldığını belirterek, bunu önleyecek bir yasa olmadığını dile getirdi.
BİRÇOK ARAÇ YEDEK PARÇA OLMASI GEREKİRKEN TRAFİKTE YER ALIYOR
Kuzey Kıbrıs’ta trafikte hurdaya çıkması gereken birçok aracın trafikte seyrettiği belirtiliyor. Ülkede hurda aracın yeniden trafiğe çıkmasını engelleyecek veya hurda aracın sadece yedek parça olarak satılabilmesini düzenleyecek yasa bulunmazken, ağır kazalardan veya eskimesinden dolayı hurdaya çıkan araçların tamir edildikten sonra yeniden yollarda yer alması can güvenliğini tehlikeye sokuyor.
MASİB Başkanı İbrahim Akın, ülkemizde bu konuda bir düzenleme olması gerektiğini belirtti. Akın, Kamil Göktepe’nin ölümüyle sonuçlanan kazaya neden olan kamyon aracı örnek göstererek, “Acaba kazaya karışan kamyon araç gümrüksüz müydü? Kayıttan mı düşmüştü. Hurdaya mı çıkmıştı. Bu araç nereden geldi. İlk sahibi kimdi. İşte tüm bu sorulara neden olan şey aslında sistemdeki eksikliklerdir” dedi.
Akın, öncelikle kurallara uyulmasının bir vicdanı görev olduğunu ancak devletin de denetleyici olması gerektiğini ifade ederek, “Böyle bir suç Avrupa’da işlense şahıslar işyerlerinden tüm mal varlıklarında olur” ifadelerini kullandı.
SEYRÜSEFERİ VARSA HERŞEYİ TAMAMDIR
Trafikte binlerce araç olduğunu, polisin tüm araçların şase numarasını denetleyecek durumda olmadığını ifade eden Akın şunları söyledi:
“Eğer bir aracın seyrüseferi varsa, bu o aracın muayeneden geçtiğini ve sigortasının olduğunu gösterir. Zaten bir araç muayeneden geçmişse o aracın şasesinden plakasına, freninden ışığına kadar her şeyi kontrol edilmiştir. Seyrüseferi olmayan bir aracın ise ne freni ne ışıkları ne de güvenliği belli değildir. Şuanda trafikte 50 bine yakın seyrüseferi olmayan araç vardır. Çıkarılan seyrüsefer affı ve uygulamaya konan yeni seyrüsefer sistemi ile tüm araçların kayıt altına alınması planlanmaktadır. Yeni sistem zamanla oturacaktır.”
HURDA ARAÇLAR TRAFİKTE CİRİT ATIYOR
Seyrüsefer konusunda adım atıldığını ve bu sorunu çözecek yeni uygulamanın hayata konulduğunu yineleyen Akın, ancak halledilmesi gereken başka sorunlar bulunduğunu, bunlardan en sakıncalı olanının ise hurda araçların trafiğe yeniden sokulması olduğunu dile getirdi.
Akın, bu konudaki sözlerini ise şöyle sürdürdü: “Ağır kazalı araçlar hurdaya çıkarılmalı. Bu araçlar sadece yedek parça olarak kullanılmalı. Çünkü ağır hasar alan araçların yeniden trafiğe çıkması güvenli değil. Ne yazık ki ülkemizde hurdaya çıkması gereken araçlar yeniden trafiğe kazandırılıyor. Sigorta şirketleri, kazalı aracı kaportacılara belli bir fiyattan veriyor.
Kaportacı ise bunu tamir edip başka şahıslara satıyor. Satılan hasarlı araç sigorta şirketi tarafından yeniden sigortalanıyor. Çark böyle dönüp gidiyor. Avrupa’da ağır hasarlı araçların yeniden trafiğe sokulması mümkün değildir.
Sadece bu araçlar yedek parça olarak satılabilir. Ancak bizde hurdaya çıkan araçlarla ilgili bir yasa olmadığı için yapılanlar suç sayılmıyor. Ayrıca, araç satışlarıyla ilgili yasaya göre, bir aracı satan kişi 7 gün içerisinde söz konusu aracı üzerine almak zorundadır. Sigorta şirketleri araçları üstlerine almadan kaportacıya satıyor. Bu da işin başka bir yönüdür. Böylelikle aracın son olarak kimde olduğu da kayıtlara girmiyor.”
ELE ELE DOLAŞIYOR
Araç devirleri ile ilgili de sorunların devam ettiğini kaydeden Akın, muayenesiz, seyrüseferi olmayan araçların elden ele dolaştığını, öğrencilerin, kaportacıların ne olduğu belli olmayan araçları sattığını ifade etti.