Cumhurbaşkanı Akıncı, Enosis plebisitinin okullarda anılmasıyla ilgili yanlış karardan dönmek için adım atan Rumlara seslendi.
“Yanlıştan dönmek de bir erdem. Rum Meclisi’nin Genel Kurulu’nda bu karar bertaraf edildikten sonra müzakereler de kaldığı yerden başlayabilir” dedi.
Akıncı, Nisan ve Mayıs aylarının Kıbrıs müzakereleri için hayati iki ay olacağının altını çizdi.
Bu açıklamalarla, müzakere masasının yeniden kurulması için yeniden bahar rüzgarları eserken, ben asıl Enosis yaygarasından sonra masayı bekleyen bir başta tehlikeye dikkat çekmek istiyorum.
O da Rum tarafının adanın doğal kaynaklarının tek sahibi gibi hareket etmeye devam etmesi ve bu konuda Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgesini de kapsayan alanlar için uluslararası şirketlerle sözleşmeler imzalamasıdır.
Ankara’nın da bu konudaki kaygıları giderek derinleşiyor.
Nitekim Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu dün yaptığı açıklamada, “Kıbrıs Türklerini Ada'da eşit siyasi ortak olarak görmemekte ısrar eden Rum tarafının Ada'nın doğal kaynaklarının tek sahibi gibi hareket etmekten vazgeçmesini ve geçen yıllarda da tanık olunduğu üzere kapsamlı çözüm çabalarını akamete uğratabilecek hidrokarbon faaliyetlerini durdurmasını bekliyoruz” dedi.
Yani sözün özü şu.
Daha önce müzakerelerin kesilmesine yol açan gelişmeler yeniden tekrar edebilir.
Ankara bu açıklamanın devamında açık açık uyarmaktan da çekinmedi.
'Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarını korumak için her türlü tedbiri alacağını bir kez daha hatırlatıyoruz' diyen Büyükelçinin sözleri, umarım Rum yönetimi tarafından değerlendirilir.
Yoksa haftalardır kurulması için çabalanan müzakere masanın yeniden dağılması an meselesi.
O yüzden Enosis tiyatrosundan ders aldığını umduğumuz Rum yönetimi, boyunu aşan bu anlaşmalarla, ateşle oynamayı da bir kenara bırakmalıdır.
Zira Akdeniz’de abileri Yunanistan’ın bile boyunu aşan bu gelişmelere Türkiye pabuç bırakmayacağını açıklıkla dile getirdi.
Gereken uyarılar yapıldı.
Bundan sonrası aklıselimin hakim olmasını dilemekten başka yapacak bir şey yok.
Rum yönetimi şunu anlamalı. Ankara’nın şakası yok.
Suriye sınırında gösterdiği kudretini, sırası geldiğinde Doğu Akdeniz’de göstermekten de çekinmeyecektir.
Böyle bir gerilim ise öyle “Sigara molası”na falan benzemez. Müzakere masasını bir daha kurulmamak üzere infilak etmesine yol açar.
Bu böyle biline…