Beklenen açıklama Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’ndan geldi.
Biz de merak ediyorduk, uluslararası camiada nasıl ilişkiler yürütülüyor diye.
Zira bu anlamda yıllardır bir arpa boyu yol kat etmediğimiz ortada.
Meğer Tahsin Bey ve diplomatları, yani Dışişleri Bakanımız ve bürokratlarımız sessiz bir diplomasi ile yürütüyormuşlar ilişkileri.
Rahat bir nefes aldık tabi.
Ve/fakat bu sessiz diplomasinin niteliğini de anlayamadık.
Ha elbette sessiz diplomasi diye bir şey var.
Uluslararası tanımı “silent diplomacy”
Bu bir diplomasi türüdür.
Buna günümüzde devletlerarası ilişkileri kolaylaştırıcı bir zemin hazırlayan en iyi örnek de Birleşmiş Milletler Örgütü'dür.
Ki biz bu örgüte üye falan da değiliz.
Örgüt çerçevesinde sessiz diplomasi odaklarından birisi Genel Sekreterliktir. BM Genel Sekreteri üye devletlere ilişkin çeşitli sorunların çözümü için, bu devletlerin başkentlerini gezerek, onların çeşitli düzeylerdeki yetkilileri ile görüşmeler yaparak 'sessizce' yoğun bir diplomatik faaliyet sürdürmektedirler.
Sessiz diplomasinin bir başka zemini de 'başta BM ve ona bağlı kuruluşların merkezleri olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşların merkezlerinde faaliyet gösteren, sürekli misyonlardır.
Bu merkezleri, mali güçleri her ülkede diplomatik temsilcilik açmaya yeterli olmayan küçük ülkelerin birbirleri ile ilişki kurabilmeleri için uygun ortam hazırlamaktadır. Bu merkezler ayrıca, BM içerisinde yer alan çeşitli grupları oluşturan devletlerin kendi içlerinde yaptıkları grup toplantıları açısından da sessiz diplomasi ile bir zemin oluşturmaktadır.
İşte tam da bu noktada KKTC Dışişleri Bakanlığının yürüttüğü sessiz diplomasinin niteliği önemli.
Öyle ya BM ile doğrudan bir ilişki içerisinde değiliz tanınmamış bir devlet olarak.
Peki o zaman nasıl kuruluyor bu ilişkiler ve hangi düzeyde kuruluyor?
Mesela yıl 365 gün Dışişleri Bakanı mevkiinde oturup da sessiz diplomasi ile yürütülen ilişkilerde sağlanan toplumsal kazanımlarımız var mıdır?
Varsa bir zahmet Sayın Bakanımız bizim göremediğimiz, duyamadığımız, tanıklık edemediğimiz bu sessiz diplomasinin nasıl yürütüldüğünü bizlere anlatsın.
Mesela Birleşik Krallık, Hollanda, Almanya, Belçika, Fransa, İsviçre, Norveç ile yaptığı sessiz diplomasinin hangi alanlarda yapıldığını ve yürütüldüğünü.
Mesela Azerbaycan, İsrail, İran, Irak, Pakistan, Suudi Arabistan ile sessiz diplomasinin nereye vardırıldığını?
ABD, Rusya, Avustralya, Japonya ve Çin ile sesiz diplomasi ile neler elde edildiğini?
Hangi alanlarda işbirliği yapıldığını ya da yapılacağını.
Öyle ya sessiz diplomasi ile yürütülen bir dış politikamız var.
Sessiz sedasız kimselerin ruhu duymadan bakalım nasıl başarılara imza atmış Dışişleri Bakanlığımız.
Merak konusu tabi.
Adı üstünde sessiz olunca haliyle anlamak mümkün olmuyor.
Kimseler görmüyor, duymuyor, bilmiyor.
Bunu bir bilen Dışişleri Bakanlığımız, bir de bu sessiz diplomasiye tanıklık eden kaliteli viskiler.
Hoş orada da kaç kişi bunun idraki içerisinde o da tartışılır.
Lakin sonuçta sessiz diplomasi icra edilir madem bari niteliğini anlayalım.