Potansiyel tehlike büyüyor!

Enosis Plebisitinin okullarda kutlanması, Rum Temsilciler Meclisinin yetkisinden alınarak. Rum Yönetiminin, Eğitim Bakanlığına verildi.

Enosis Plebisitinin okullarda kutlanması, Rum Temsilciler Meclisinin yetkisinden alınarak. Rum Yönetiminin, Eğitim Bakanlığına verildi.
Karar, Rum Temsilciler Meclisinde alınırken, Mecliste meydana gelen olaylar tam bir ibretlik.
Karara karşı çıkan kafatasçı Milliyetçilerin ve Enosis’cilerin hareketlerini ve karara, evet diyen 30 Milletvekiline karşı davranışlarını. Atv ekranlarından, tüm dünya gördü.
Nerede ise, Meclis Genel Kurulunu basacaklardı.
Polis gücü, bunu engelledi.
Meclis oturumu, Rum polisinin gözetiminde ve koruyuculuğunda gerçekleştirildi.
DİSİ ve AKEL’in, evet oyları ile yetkinin Eğitim Bakanlığına verilmesi. Oy çokluğu ile sağlandı.
İki partinin oyu, 30.
Aşırı milliyetçilerin oyu, 20.
Bunu yüzdeliğe vurur isek, % 60 evet.
% 40 hayır.
Yani, Enosisten yana açıkça oy kullanan partilerin oyu % 40.
DİSİ, evetten yana oy kullandı.
Fakat unutmayalım ki, DİSİ’nin kuruluş gerekçesi Enosisti.
Başkanı, zaten açıklamıştır.
Biz, parti olarak evet dedik. Gerekçemiz, ülkemizi işgalden kurtarmak.
Bu da, Garanti ve İttifak Anlaşmalarının ortadan kalkmasıdır.
Ondan sonra, bu kervana biz de katılırız, mentalitesi mi var?
Bazı çevreler bu kararı, bir zafer olarak algılıyor.
“Sn. Akıncı, istediğini yaptırdı “ diye.
Bu böyle algılansa bile, Enosis yolunda potansiyel tehlike, giderek büyüyor.
Bu, Güneydekilerin beyinlerinden silineceğine. Tam aksi, her geçen gün daha da kazınarak, yazılmaya devam etmektedir.
Tabii bunda, Güneydeki kilisenin büyük bir baskıcı, etkisi vardır.
Kafatasçı Milliyetçilik, girmekte can attığımız AB ‘de de tavan yapmaya devam etmektedir.
Bu nitelikteki Milliyetçi partiler, ELAM da dahil, bulundukları ülkelerin Meclislerine girme başarısını, göstermişlerdir.
Bu da, o ülke halklarındaki ırkçılık düşüncesini, Meclislerine taşımaları bakımından düşündürücü olsa gerek.
Dünya, dört nala bu minvale doğru giderken ve Güneyde, bu potansiyel tehlike artarak devam ederken. KKTC ‘ de Kıbrıslılık ve Türklük tartışmasını gündeme getirenlerin ve bunu gündem haline dönüştürenlerin tavırları. Bir o kadar daha düşünülmeli.
Güneyin, mentalitesi belli.
Açıkça % 40, Enosisten yana bir parlamento ağırlığı var.
Bunu seçmen dışında, tüm Rum toplumuna indirgersek. Belki %50’yi geçer.
Çünkü, okul çağındaki Rum gençlerine, bu felsefe enjekte ediliyor.
Enosis, yani Adanın Yunanistan’a bağlanması idealinden vazgeçmiş değiller.
Son Temsilciler Meclisindeki tavır ve davranışlar bunu gösterdi.
Rum toplumu için, bu bir tutku.
Bundan, vazgeçmeleri mümkün görülmüyor.
Garanti sistemi ile istekleri yerine getirilirse. Kıbrıs Türk Halkı açısından, potansiyel tehlike haline gelmiş bu durum. Aktif olarak hayata geçirilmeyecek mi?
Garantilerden arındırılmış, Kıbrıs Türk Halkının o zaman vay haline.
Denilebilir ki, Rum Toplumunun % 60 ‘ı buna karşı.
% 40 kadar bir azınlık, bunu istiyor.
% 40, bir potansiyel azınlık statüsünde olamaz.
Bunun ileride, % 50 ‘yi geçmeyeceğine, kim garanti verebilir?
Unutmayalım ki Güneydeki kilise, bu iş için çalışıyor ve diğer ülkelerdeki Ortodoks kiliselerinin de tam desteğine sahip.
Enosis tehlikesi, her geçen gün Güneyde, tavan yapmaya devam ediyor.
Biz ise, Temsilciler Meclisinin kararını zafer olarak, algılatma gayreti içerisindeyiz.
Kararın geçtiği gün, bir çok vatandaşla konuyu görüştüm.
Birleştikleri nokta:
Ha, Ali.
Ha, Veli.
Durum, değişmedi.
11 Nisan’da, bu potansiyel tehlikenin arttığı bir ortamda görüşmelere gidiliyor.
Sn. Akıncı ve heyetinin, Allah yardımcısı olsun.
Bu zihniyetle müzakere yapmak, kolay bir iş olmasa gerek.
Bu durum, şu gerçeği de apaçık ortaya koymaktadır.
Değil, Garanti Sisteminin ortadan kaldırılması.
Mevcut Garanti Sisteminin daha da güçlendirilmesi gerçeğinin, ortaya çıkmış olmasıdır.
Bu haber 3891 defa okunmuştur

:

:

:

: