KKTC'den mesaj almak

Türkiye seçimini tartışadursun. Bu referandum kolay kolay unutulmayacak, sular durulmayacak.

Türkiye seçimini tartışadursun.
Bu referandum kolay kolay unutulmayacak, sular durulmayacak.
AKP 2001 yılında kuruldu, 2002 yılında tek başına iktidar oldu.
İktidarın ilk yıllarında geleneksel ve muhafazakâr siyasetten farklı, demokrat İslam modeli çizdi.
Yeni isimler vardı.
AB ve batı ile iyi ilişkiler kuruldu, üyelik müzakereleri ve Kıbrıs konusunda farklı, alışılmışın dışında politikalar üretildi.
Ülke içinde asker, medya, iş dünyası ile farklı noktalara giden bir yol izlendi.
Farklı kesimlerle işbirlikleri yapıldı.
Yapılan işbirlikleri daha sonra bozuldu, parti içinde birçok kilit isim gün geldi değişti, resmin içinden çıktı.
15 yıllık iktidarda her seçimden galip çıkıldı.
Türkiye bu süreçte değişti, 15 yıllık AKP iktidarı en son halkada, rejimi değiştirecek başarıyı sağladı.
Hafta sonu elde edilen zafer değil, başarıdır.
Bu başarının tartışılan pek çok yönü ve aydınlatılması gereken yönleri var.
Ve bu başarı AKP'nin, AKP-MHP birlikteliğinin değil, Tayyip Erdoğan'ın kişisel başarısıdır.
Zaten pek çok bölgede, özellikle büyük şehirlerde yaşanan oy kaybı ve başarı düşüklüğü bunun göstergesi.
Elbette bu referandum bir genel seçim değil, sonuçların farklı olması normal, fakat bir rejim, köklü bir sistem değişikliği için bu oranda bir kazanım yeterli değil.
Kaldı ki referandumun yapıldığı şartları da düşünürsek bu kazanım çok da memnun etmemeli.
Türkiye halkının yarısı referandumda evet dediği gibi bir diğer yarısı da eşit şart ve imkânlarda olmamasına rağmen, hayır yönünde tercih ortaya koydu.
Bir yarıyı kucaklayıp, diğer yarıyı görmezden gelmek Türkiye'ye çok büyük zararlar verir.

Bu kadar bölünme, kutuplaşma, gerginlik Türkiye halkına bütünlük, birliktelik, beraberlik anlamında zor günler yaşatır.
Bir an önce bunun aşılması, özellikle siyaset, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından mutlaka sağlanmalı.
Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem yurt içinde, hem de yurt dışında iyi ilişkilere ve işbirliklerine ihtiyacı var.
Bu Türkiye'ye demokratikleşmeden, siyasi gelişime, ekonomiden, sosyal ilerlemeye kadar her alanda gelişme sağlar.
Zaten sistem değişikliğinin, bunları sağlamak için olduğu vurgulanmamış mıydı?
Bu konularda ciddi sıkıntılar var ve bu sıkıntılar bundan sonraki süreçte artarak devam edecek.
Bir erken seçim gündeme gelir mi?
Erdoğan önce AKP'ye üye olacak, sonra Genel Başkanlığa getirilecek.
Meclis erken seçim kararı alırsa, milletvekilliği seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi beraber yapılacak ve yeni sistem bir anlamda uygulanmaya başlanacak.
Söylediğim gibi bu sonuçlar ve getirileri daha çok tartışılacak, değişimler olacak.
Referandum sonucuna bakarken KKTC de oy kullanan seçmenin iradesini de değerlendirmek gerek.
KKTC'de, Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı sistemine hayır tercihi önde çıktı.
Onca kampanya, basının, siyasetin, hatta iktidarın, Bakanların müdahil olmasına, evet çağrısı yapmasına rağmen bu sisteme onay çıkmadı.
KKTC de bu propagandayı yapan herkes iyi düşünmeli, başarı sağlandı diye üzerine yatmamalı.
En başta hükümet sağ partiler, evet çağrısı yapan Bakanlar ve elbette AKP.
Vatandaş, üstelik çift uyruklu olanlar, önce Türkiye sonra KKTC kimliği alanlar, bu ülkeyi yönetenlerle, AKP iktidarının ilişkisini onaylamıyor.
Hükümetin hiçbir konuda, AKP hükümeti ile teati etmemesi, iki devlet, iki hükümet ilişkisi kurmaması, sadece söylenen veya söylenmeden bazı icraatları yapması, vatandaş tarafından kabul görmüyor.

Türkiye de uygulanan politikaları burada benimsemiyor.
Elbette yeni sistemin Türkiye için uygun görülmemesi de, AKP ve Erdoğan'a karşıtlık da var.
Ülke yönetilirken, toplumsal reaksiyondan ve her gelişmeden mesajlar alınmalı.
Çünkü nelerin değişebileceğini bizzat yanı başımızda görüyoruz.

Bu haber 481 defa okunmuştur

:

:

:

: