Sevgiden huzura

Bruno Gronıng'le karşılaşan hiçbir şekilde yabancılık hissetmezdi.

Bruno Gronıng'le karşılaşan hiçbir şekilde yabancılık hissetmezdi. aksine, açık alnı ve keskin profili ile akıl ve irade sergileyen bu olağanüstü insanla anında içsel bir bağlantı kurardı. Ensesine kadar inen uzun dalgalı saçları, başına heybetli bir hava veriyordu. Ancak Bruno Gronıng'in en etkileyici yanı, maviden yeşile çalan ve derinlerden duygusal bir şekilde uzaklara bakan gözleriydi. Ne zaman birine gözlerini dikse, bakışları insanın içine nüfuz eder gibi görünürdü. Ağzının etrafındaki enerjik çizgilere rağmen, merhametle ışıldayan bronzlaşmış ince yüzü, ince bir üzüntüyü barındırıyordu. Hasta insanlarla konuşurken, her seferinde, insanlığın çektiği ızdırap ve sefalet gözlerinde okunuyordu. Sanki için için ağlıyor izlenimi uyandırıyordu.
Bruno Gronıng halktan biriydi. Kibir ve ego ona çok yabancıydı. Çok kısa sürede ünü Almanyanın sınırlarının dışına taşmıştı. Normalde suskun olan bu adam, soru sorulmasından pek hoşlanmazdı. Onun konuşmasını beklemek zorundaydınız. Çoğunlukla insanların ne düşündüğünü biliyormuş ve kelimelerini bu düşüncelerle bağlantı kurarak seçiyormuş gibi görünüyordu. Sonra sanki karşısındakini unutur ve bir süre sonra tekrar kendi kendine konuşmaya başlardı. Bakışları uzaklardaydı
Bruno Gronıng'in kıyafeti mütevazi ve sade, yüzü genelde traşsızdı. Çünkü, bu lükse her zaman vakit bulamıyordu. Bay Hülsman'ın evinde yaşıyordu. Onlar da onu ağırlamaktan çok mutluydular. Hemen hemen hiç bir şey yemiyor ve neredeyse hiç uyumuyordu. Bruno kollarını yukarıya doğru esnetir ve birkaç saniye gözlerini kapatırdı , * bakın şimdi yeterince uyudum.* derdi.
Bruno Gronıng, kendine teklif edilen paraları elinin tersiyle itmiş ve ben alıp satmaya dayalı şifa vermiyorum demişti. Hiç bir zaman maddeye önem vermiyordu. Çevresindeki mal mülk onu ilgilendirmiyordu. O, kesilmiş çiçekleri bile kabul etmezdi. Çünkü doğayı tahrip etmek ona korkunç gelirdi. O gazete ve kendisi hakkındaki yazıları da okumazdı. Birileri, aleyhinde çıkan yazılardan bahsettiğinde, bunun için zamanım yok derdi.


Bu haber 472 defa okunmuştur

:

:

:

: