Her sabah uyandığımda yaşam sahnesine - benimle birlikte - binlerce hatta milyonlarca insanın adım attığını düşünürüm. Çok heyecanlanırım...
Güne hevesle başlayanlar... İsteksizce hayata karışanlar... Başrole soyunanlar...
Bazen kocaman dünyanın benzerini kurmaya çalışırız küçücük dünyamızda... Kimi zaman da birbirimizi seyrederek günlük oyunlarımıza başlarız...
İşte tam da bu noktada şaşar kalırım... Kurulmuş minik oyuncaklar gibi uygun adımlarla gruba katılırız... Ya da alıp başımızı büyük bir cesaretle kendi oyunumuzu yazıp oynarız...
Sanırım HAYAT bu gizemli tarafıyla bizi büyüler...
BİR TANEM
seni
yağmurlarca sevmeliyim
ıslak sokaklarda...
iliklerime işlemelisin
ayak seslerini dinlemeliyim...
sevgi sevgi, nakış nakış
buram buram AŞK
buram buram ÖZLEM kokmalı
ta içime yerleşmelisin...
Ayşe TURAL
MIZMIZLANMAYI BIRAKIN...
Yaşamın içinde pek sık rastladığımız tipler vardır. Ne yapsanız onları mutlu edemezsiniz...
Ne yapar ederler, yakınacak bir konu bulurlar...
Her şeyden şikayetçidirler. Hiçbir şeyi beğenmezler. Başarısızlıklarına hemen bahaneler uydururlar...
Özellikle de geçmişlerinden yakınmayı pek severler... Aslında onlar hep başarılı olabilirlerdi ama onları hep birileri engellemiştir her nedense...
Karar verip bir adım atmaya üşenirler... Söylediklerini bir türlü yapamazlar, bahaneler bulurlar...
Kıbrıs'ta bir tabir vardır / bayılırım... ' Ön ayaklarını atıncaya kadar arka ayaklarını köpek kapar. '
Aynen öyle. Hiç tahammül edemediğim tiplerdir...
Anlatırken bile sıkıntı bastı... Böylelerinden kaçabildiğiniz kadar uzağa kaçın... Ben öyle yapıyorum...
GÜNAYDIN GÜN IŞIĞI
hey ! gün ışığı
bu sabah ışığınla
önce günaydın de bana
ısıt içimi...
ardından
mutlu gülüşler bırak yastığıma
bir avuç da kır çiçeği ekle...
kollarımı açıp
kucaklarken yaşamı
sevgiyi çoğalt yüreğimde...
pamuk yığını bulutlara
kanat çırparken kırlangıçlar
karıncaların türküsünü duyur bana...
nefes alırken evren
derinden derine
şükretmeyi hatırlat emi...
Ayşe TURAL
GÜN BATARKEN
Gün batarken / nedendir bilmem/ adını koyamadığım bir HÜZÜN sarar içimi...
Morcivertlenen akşamda rüzgar, içimi ürpertir... Kuşlar yuvalarına döner... Akşamın sesleri söner GÜN ışıklarıyla...
Ötelerde çooook ötelerde deniz çakılları öper... Ayın şavkı vurur denize... Ruhun fısıltısı çığlığa döner...
KENDİ OLMAK
bugün
kendim için
kendim olacağım
buna cesaretim var...
içinizde kaç kişi
kendi gibi
KENDİ olabilir acaba? ...
Ayşe TURAL
BUNUN ANLAMINI BİLEN KAÇ KİŞİ KALDI?
Lefkoşa'da BÜYÜK HAN'ın dışındaki dükkanlardan biri... Gördüğümde gözlerime inanamadım...
Burası eski, Antika bir şeylerin satıldığı küçücük bir dükkan... Kapı ardına kadar açık... Hasır sandalye çaprazlama kapının ağzına konmuş...
Sizler bilmezsiniz ama biz Kıbrıslılar çoook iyi biliriz...
- Biraz işim var, az sonra geleceğim...
- İçerde uyuyorum, rahatsız etmeyin...
- Yakındaki camide namaz kılıyorum...
Bizler, kapıların kilitlenmediği, pencerelerin açık bırakılıp rahatça uyunduğu zamanları iyi biliriz.
MASAL gibi değil mi?
Dip not:
Sahibini görseydim, cesaretinden dolayı kutlayacaktım...
YANIŞ
gün ağaca değdi
GÜL yandı...
gül yaprağa değdi
SU yandı...
AŞK göze değdi
TEN yandı...
el toprağa değdi
TİN yandı...
Ayşe TURAL
YAMASI KENDİNDEN...
Ben çocukken ne zaman düşsem, bir yerim kanasa ya da kesilse büyükanneme koşardım... Hemen ' YAMASI KENDİNDEN, GEÇER...' derdi...
Büyüdüm, ne zaman bir şey olsa farkında olmadan aynı sözü kullanırım. Gerçekten de Tanrı insanı o kadar mükemmel yaratmış ki, kesilen yeriniz bir iki gün sonra geçiveriyor...
Bir de dönüp geçmiş hayatınıza bakın... Ne zor günler geçirdiniz...
Ne sıkıntılar yaşadınız...
Bir an kendi kendinize ' BUNLARI BEN Mİ YAŞADIM?' diye soruyorsunuz...
Aslında HAYAT da zamana bırakırsanız tüm yaraları iyileştiriyor...
Zamanın külleri tüm acıların üstünü örtüyor...
İYİ Kİ ÖRTÜYOR...
İKİ GÖZÜM YAŞAMAK
Dalda kiraz
Çayırda çimen
Denizde balık...
Gözlerim dolar tadından...
Beşikte bebek
Alında ter
Toprakta tohum...
Bir türkü olur dudaklarımda
İki gözüm YAŞAMAK....
Ayşe TURAL
BAZEN GÜÇLÜ GÖRÜNMEKTEN YORULURUZ...
Yaşam kimileri için pek kolay olsa da çoğunluk için hiç de öyle değildir, biliyorum...
Zaman zaman bir yığın dertler ve sıkıntılar arasında nefes almaya çalışırsınız... Aksilikler de araya girince İSYAN bayraklarını çekesiniz gelir...
Aslında ne bu diyardan gidilir ne de bu deve güdülür gibi görünür gözünüze... Didişmelerden, inadına ters giden işlerden yorulursunuz... Sanki her şey üstünüze üstünüze gelir... Biri bitmeden diğeri başlar çünkü...
İşte o zaman alın başınızı gidin, sakin bir köşe bulun kendinize... Ben, öyle zamanlarda deniz kenarında alırım soluğu... Kumlara oturur, dalgaların sesini dinlerim... Ufuklara bakarım... Yardım oradan gelecekmiş gibi...
Derin derin nefes alın...Sanki o sorunlar yokmuş gibi düşünün... Sakinleşin...
Ardından öncelik sırasına koyun... Bir bir dizin... İlk sırayı alandan başlayın çözüm üretmeye... Sorun varsa mutlaka çözümü de vardır... İkinci, üçüncü sıradakileri de aklınıza getirip kafanızı karıştırmayın ama...
Şimdi daha iyisiniz eminim... Kendinize fazla yüklenmeyin... Suçlamayın... Hatalı bile olsanız her hatanın bir düzeltilme yolu vardır... Unutmayın HAYAT HER ŞEYE RAĞMEN GÜZELDİR...
GÜNAYDINIM
günaydınım
günler aydınım
yüzü güzelim
ipeğim
tezgahlarda saçı dokunanım...
ışığım
gün ışığım,güz ışığım
aşığım
parlağım, yanardönerim...
ayım,
ay ışığım
dolunayım
döne dolana
aşkına yandığım...
günüm gecem
dünüm bugünüm
gecemin beyazı
gözümün karası
iki gözüm...
günaydınım
günü aydınım
yoluna
yer ile yeksan olduğum...
Ayşe TURAL
BENCİLLİK YALNIZLIĞA GÖTÜRÜR...
Sadece kendini düşünen, kendi çıkarları doğrultusunda kararlar üreten insanlara hep rastlamışsınızdır... Onların rahatı, onların çıkarları, onların lüksü hep önde gider...
Böyle kişilerde ' özgüven' eksikliği kokusu almışımdır hep... Kişiliklerinde oturmamış bir şeyler vardır. Kimseleri beğenmezler, herkese dudak bükerler...
Oysa insan denilen varlık tek başına yaşayamaz. Her zaman çevresindekilere ihtiyaç duyar. Başkalarını küçümsemek, onları kendimizden uzaklaştırmak anlamına gelir...
Bir gün yapayalnız kaldığımızda aklımız başımıza gelir... Gelir ya o zaman da iş işten geçmiş olur...
Oysa hayatı paylaşmaktır, yaşamak...
En çok da SEVMEKtir yaşamak...
ÇOK SIKILIP BUNALDIĞINIZDA...
Çok sıkılıp bunaldığınızda, evden dışarı çıkın. Size iyi geleceğine inandığınız, neşeli bir arkadaşınızı arayın. Kesinlikle ona sıkıntılarınızdan söz etmeyin. Farklı konularda konuşmak sizi rahatlatacaktır...
Ya da yürüyüş yapın. Düşüncelerinizi değiştirin. Çevrenizle ilgilenin. Gördüğünüz her binanın ayrıntılarına verin kendinizi... Daha önce fark edemediğiniz taraflarını bulun. Markete girdiğinizde, insanları inceleyin, onlarla ilgili kendinizce yorumlar yapın. Hatta tanıdığınız kişilere merhabalarınızla birlikte, çocuklarını, torunlarını sorun. Aslında ilgilenecek pek çok konu bulabilirsiniz...
Hiçbirini istemiyorsanız, o zaman radyoyu açıp hoşlandığınız bir müzik türü yakalayın. Kitaplığınızdan bir kitap seçip okuyun. Başlangıçta odaklanamazsanız da üzülmeyin, kendinizi zorlayın. On dakika sonra, kendinizi kitabın içinde bulacaksınız...
Hele bir de bahçeniz varsa, benimki gibi, çok şanslısınız... Yoksa da minik balkonunuzda, saksılarda bir şeyler yetiştirebilirsiniz.
Her fırsatta çiçeklerle uğraşın, yeni bitkiler yetiştirin. Onların tohumdan başlayarak büyümesi, filizlenmesi, rengarenk çiçekler açması sizi çok mutlu edecektir...
SEVEBİLİRİM
bugün gökyüzü sessiz
dağ şarkı söylüyor inadıma...
şiirimin ortasında
durmadan
parmak kaldırıyorsun yaramaz çocuk...
ayın on dördü gibi
ışıyor yüzünün ortasında gözlerin
sana doğru çekiliyorum
ellerine önce
sonra dudaklarına...
gözlerimin içinde
bahara duruyor dallarım
dikkat et
seni sevebilirim...
Ayşe TURAL
SİZ SİZ OLABİLİYOR MUSUNUZ?
Yapılan her söyleşi, söylenen her merhaba, hayatınıza birilerini getirir. Bildiklerinize birilerini daha katar. Bu yüzden değil midir ki, her ' MERHABA' diyeni gönülden selamlayışım...
Çoğunu nereden tanıdığımı unuturum. Sadece öğrencilerimle ilgili ayrıntıları, yıllar geçse de üstünden, sevgiyle hatırlıyorum... Ne mutlu bana ki onların yüreklerinde parmak izim kalmış...
Eğer siz siz olursanız, maskeler kullanmadan,en duru halinizle ve doğal görünürseniz ve elbette o halinizden önce siz hoşnutsanız...
Mesele kalmamış demektir.
Güzel dostluklarda buluşmak dileğiyle...
Şiir/Atım
bu gece
gün ağarırken
şiir/atıma bineceğim
Kafdağı'nın ardında beni bekleyen
düşlerime koşacağım
hem de dört nala...
mavi elbisem
uçuşacak mutluluk rüzgarında...
anne
bez bebeğimle kokulu kalemlerimi de ver
belki şiirler yazarım orada...