Kutlu yolculuk

Bu gece, Miraç kandilidir. Onun için bu günkü yazımızın içeriğinde biraz bu konudan bahsetmeyi uygun gördüm.

Bu gece, Miraç kandilidir. Onun için bu günkü yazımızın içeriğinde biraz bu konudan bahsetmeyi uygun gördüm. İçerisinde bulunduğumuz üç aylar, manevi kazancı çok büyük olan müstesna zaman dilimleridir. Üç ayların başlangıcına denk gelen günlerde yazdığım yazılardan birinde özet olarak bahsetmiştim
İsra ve Miraç Peygamber efendimizin mucizelerinden biridir. Hicretten yaklaşık bir buçuk yıl önce meydana gelen bu olay, özetle şu şekilde olmuştu. Peygamber efendimiz, bir gece Kabe’de hatim denilen yerde istirahat ederken Cebrail aleyhisselam, yanında Burak adlı bir binekle birlikte gelerek, O’nu bu yolculuk için hazırladıktan sonra beraberce Önce Mescid-i Aksa’ya oradan da Varlıklar aleminin sınırı olan Sidretül Münteha’ya kadar yükseldiler. Cebrail aleyhisselam “Buradan sonra kendin gideceksin Ya Resülullah.Ben bir adım daha gitsem yanarım” demiştir. Peygamber efendimiz, bu noktadan sonra kendisi Rabbimizin huzuruna varmıştır. Bir çok sırlarla dolu, nice alemlerin seyrettirildiği, ilahi ikram ve ihsanların vuku bulduğu bu miraç hadisesi, içerisinde barındırdığı özel anlamıyla müminlerin hep gönüllerini süslemiş, hayatlarında ayrı bir anlam ifade etmiş, onu ihya manasına gelecek bir çok etkinlikler düzenlenegelmiştir.

Kur’an-ı Kerim’de İsra suresinin birinci ayetinde bu hadise anlatılır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: ”- Kulu Muhammed'i geceleyin, Mescid-i Haram'dan kendisine bazı âyetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören O'dur.”Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya kadar olan bu yolculuğa, isra, yani gece yolculuğu, ilk ayetinde bu yolculuktan bahseden bu sureye de İsra suresi denmiştir. Hadisenin buraya kadar olan kısmı Kur’an-ı Kerimde, geri kalan, yüce makamlara yükseliş dediğimiz miraç ise Hadis-i şeriflerde yer almıştır.
İsra ve miracın yaşandığı günün sabahında Peygamber efendimiz, insanlara bu hadiseyi anlattığında kimse inanamamış, hayretler içerisinde kalmışlardı. Akılları almıyordu anlatılanları. Günlerce yol gittikten sonra ancak varılabilecek bir mesafeyi (bin iki yüz kilometreden fazla)gecenin bir bölümünde gittim geldim demesi akıllara durgunluk veriyordu. Şimdi fırsatını bulduk dercesine müşriklerden bazıları Hazreti Ebu Bekir’in yanına varıp “arkadaşın bu gecenin bir bölümünde Mescid-i Aksa’ya, oradan da yüce makamlara yükseldiğini söylüyor buna ne dersin “dediklerinde Hazreti Ebu Bekir’in cevabı şu olmuştu: ”Bunu O mu söylüyor?”-Evet O söylüyor”- Elhak O söylemişse doğrudur.”diyerek şüpheye zerre kadar kapı aralamadan İmanını ve teslimiyetini göstermiş, bu hareketinden dolayı, hakkın tasdikçisi anlamına gelen essıddiyk lakabına mazhar olmuştur.

Bugün için bizden beklenenler de aslında Ondan farklı değildir. Kur’an’da” Rabbimiz, Götürdüm; ”hadis-i şerifte Peygamberimiz” gittim” diyorsa bize düşen doğrudur deyip teslim olmaktır.
Miracı değerlendirirken asıl yapacağımız iş bundan nasıl bir ders çıkarabilirim olmalıdır. Peygamber efendimizin Bize miraçtan getirdiği en büyük hediye Günde beş defa kıldığımız namazdır. Allah katında en yüce makam kulluktur. Bakınız Peygamber efendimizin o gece yolculuğundan bahsederken ayette “Kul “ ifadesi kullanılıyor. Demek ki kulluk en yüce makamdır. Peygamber efendimiz, Rabbimizle manevi mülakatına şöyle başlıyor.”Ettehıyyatü lillahi vessalevatü vettayibat. (Her türlü övgü tazim ve ibadet ve güzellikler Allah içindir.)Esselamü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi ve barekatuhü. (Allah’ın selamı rahmet ve bereketi senin üzerine olsun ey nebi) Esselamü Aleyna ve ala ıbadillahissalihin (selam bizim ve bütün salih kulların üzerine olsun.)Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasülühü(Ben şahitlik ederim ki Allah’dan başka ilah yoktur yine şahitlik ederim ki Hazreti Muhammed O’nun kul ve resülüdür.) Bu gün biz de kıldığımız her namazda bu duayı okumak suretiyle Adeta O mülakatı gerçekleştiriyoruz.
Namazın faziletiyle ilgili olarak, Hem ayet-i kerimelerde Hem de hadisi şeriflerde çok uyarılar ve tavsiyeler vardır. Bir kaçını hemen hatırlayacak olursak. Daha Kur’an-ı Kerim’in hemen başında Bakara suresinin ilk ayetlerinde Müminleri anlatırken Cenab-ı Allah: ”Onlar ğayba inanırlar, namaz kılarlar zekat verirler” buyuruyor. Defalarca farklı ayetlerde bu ifadeler tekrarlanıyor. Tek başına namazdan bahseden ayetlerden mesela ”Ankebut suresi 45 Âyet-i kerîmesinin anlamı şöyledir: 'Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Şüphesiz ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir. 'Bu örnekleri çoğaltmamız mümkün. Peygamber efendimizin Namazla ilgili çok sayıda Hadis-i şerifleri vardır. Bazılarını hatırlayalım. ”Namaz Müminin miracıdır. ”Namaz dinin direğidir, namazına devam eden dinini yüceltmiş olur terk eden de yıkmış olur. ”İslam beş şey üzerine bina edilmiştir. Bunlar Kelime-i şahadet, namaz, oruç hac ve zekattır.” Bir gün ashabına şöyle sordu: ”Ne dersiniz sizden birinin evinin önünden akıp gitmekte olan berrak bir nehir olsa da o nehirde günde beş defa yıkansa vücudunda kir namına bir şey kalırmı?”-Kalmaz ya Rasülellah-dediler. Şöyle devam etti. ”İşte günde beş vakit namazını kılan bir kimsede işte aynen böyle günah kirlerinden temizlenmiş olur.” Başka bir mübarek sözlerinde de şunu görüyoruz. Buyuruyorlar ki, ”Beş vakit namaz, Cuma namazı ve Ramazan orucu arasında geçen zamana kefildir. Yani arada işlenen günahların bağışlanmasına vesiledir. ”Ne kadar güzel bir müjde…
.Namaza devam etmek, hiçbir zorluğu olmayan, aksine hayatı güzelleştiren bir hareket sağlık ve huzur kaynağı olan mübarek bir iştir. Müminun suresinin ilk on ayeti içerisinde iki defa namazdan bahsedilir. Birincisinde namazı huşu ile kılmaktan, ikincisinde devamlı kılmaktan bahsedilir. Müminun suresinin ilk on ayeti ile ilgili Peygamberimiz buyuruyor ki “Bana Kur’an’dan on ayet indirildi. Kimin durumu o ayetlere uyarsa kurtulmuştur.”
Kısaca şunu ifade edelim. İslamın beş temel esasından biri olan namazın farz kılındığı bu mübarek Mirac kandilinde namazla olan alakamızı gözden geçirip bu güne kadar eğer bir ihmalimiz olmuşsa bu gün bir başlangıç yapalım. O gece bizim için yeni kararların vesilesi olsun.
Miraçta Peygamberimize verilen diğer iki hediyeyi de hatırlayalım burada. Birincisi beş vakit namazdı, ikincisi Bakara suresinin son iki ayeti, üçüncüsü de Allah’a şirk koşmadan ölen her müminin mutlaka sonunda Cennet’e gireceği.
Bir kutsi Hadiste, kulu Allah’a yaklaştıran yegane işin, üzerine farz olan amelleri olduğu ifade ediliyor. Peygamberimizin Bir mübarek sözünde ise Allah’a en yakın olunan anın secde anı olduğu beyan ediliyor.
Öyle ise gelin hep beraber, Rabbimize yönelip emrin başım üstüne, lebbeyk Ya Rabbi diyelim Peygamber efendimize salatü selamlar getirerek Hediyeni kabul ettim Ya Rasülellah deyip. Yönümüzü kıbleye dönerek tam bir teslimiyet ve huşu hali içerisinde namazla Rabbimize yaklaşalım. Aşkla, sevgiyle, heyecanla, gözyaşıyla Ona şükredelim Ondan isteyelim Ona yalvaralım. Miraç kandiliniz mübarek olsun. Gönlünüz huzur haneniz bereket dolsun.

BİR BAŞKA AÇIDAN NAMAZ

Onunla varılır yüce huzura
Dünyada müminin miracı namaz
Secde eden başlar bürünür nura
Ruhların gıdası ilacı namaz

Miraçta verilen kutlu hediye
İbadetin hası bundadır diye
Son nefeste bile eder tavsiye
Resül’ün 'göz nuru' baş tacı namaz

Bu güzel ikramdan mahrum olanlar
Üşenip de tembelliğe dalanlar
Şeklin yapıp özden gafil kalanlar
Yarın gafillerden davacı namaz

Hakkı gel bu sırra biz de erelim
Hakikat bağından güller derelim
Seccadeyi ihlas ile serelim
Bizlere de olsun duacı namaz

Bu haber 290 defa okunmuştur

:

:

:

: