Erhürman “Hükümetin icraatlarını “Zam Hükümeti,” “Hukuka Aykırılık Hükümeti”, “Partizanlık Hükümeti”, “Ciddiyetsizlikler Hükümeti”, “Savurganlıklar Hükümeti” olarak sıraladı.
Erhürman “Bu hükümetin hükümette kaldığı her gün bize zarar veriyor. Bir an önce gitmelidir. Biz CTP olarak Kasım’da da olsa, Nisan’da da olsa erken seçime hazırız” dedi.
Cumhuriyet Meclisi Mavi Salon’da bugün saat 11.30’da yapılan basın toplantısına, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, CTP milletvekilleri, ilçe başkanları ve MYK üyeleri katıldı.
CTP Genel Başkanı Erhürman’ın konuştuğu ve soruları yanıtladığı basın toplantısında, 27 Nisan 2016’da güvenoyu alan Ulusal Birlik Partisi – Demokrat Partisi hükümetinin icraatları eleştirildi.
SEÇİME HAZIRIZ
Konuşmayı Genel Başkan Erhürman yaptı. Bir soru üzerine erken seçime değinen Erhürman, “Biz CTP olarak Kasım’da da olsa, Nisan’da da olsa erken seçime hazırız” dedi.
Bu hükümetin Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün dediği gibi “umut hükümeti” olmadığını belirten Erhürman, hükümet edenlerin “ben bilirim, ben yaparım” anlayışıyla hareket ettiğini savundu.
Basın toplantısını hükümetin düzenlemesini beklediklerini söyleyen Erhürman, “Birçok beklenti gibi bu beklentimiz de karşılanmadı ama biz ciddiyetsizlik hükümeti karşısında ciddiyetsiz muhalefet olmayacağız, belgelerle konuşmaya devam edeceğiz ” dedi.
Hükümetin icraatlarını anlatmak üzere 10 dakikalık bir video hazırladığını söyleyen ve “Ben bunu bir reklam filmi olarak değerlendiriyorum” ifadelerine yer veren CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, televizyonlarda dönen bu videonun Yayın Yüksek Kurulu’nun amblemini taşımadığını söyledi.
Erhürman, “Televizyonlarda usule aykırı şekilde dönen bu video hükümetin usulsüz film oynadığını destekleyen unsur gibi” ifadelerini kullandı.
Hükümetin her konuda başarısız addedilebileceğini ancak rekor kırmada başarıyı elinde tuttuğunu söyleyen Erhürman, “Siyasi tarihimizde bir yılda bu kadar zam yapan, hukuka aykırı ve ciddiyetsiz davranan bir hükümet örneğine rastlamak zor” dedi.
Erhürman, UBP-DP hükümetinin partizan uygulamalar konusunda da dur durak bilmediğini savundu.
Hükümetin “1 yıl dolmadan miadını doldurduğunu” belirten Erhürman, “Sadece hükümet değil, bu zihniyet de miadını doldurdu” dedi.
“Bu hükümetin hükümette kaldığı her gün bize zarar veriyor. Bir an önce gitmelidir. Gitmesi için elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuşan Erhürman, erken seçim olması için Meclis’te oy çokluğu olması gerektiğini anımsattı.
Erhürman, hükümetin şimdilik erken seçimin önünü kapadığını söyleyerek, “Biz CTP olarak Kasım’da da olsa, Nisan’da da olsa erken seçime hazırız. Bizim derdimiz iktidar olup bu sistemi değiştirmek, ama bundan daha önemlisi bu hükümetin gitmesi. Bu gelecek hırsızları, umut hırsızları her gün geleceğimizden çalıyor” ifadesine yer verdi.
Hükümetin icraatlarını “Zam Hükümeti,” “Hukuka Aykırılık Hükümeti”, “Partizanlık Hükümeti”, “Ciddiyetsizlikler Hükümeti”, “Savurganlıklar Hükümeti” ile “Sivil Toplum ve Sendika Düşmanlığı Hükümeti” olarak ele aldıklarını belirten CTP Genel Başkanı, bu
“HALK FAKİRLEŞTİ”
CTP Genel Başkanı Erhürman, son bir yıllık sürede halkın yüzde 25 oranında fakirleştiğini, artan dövize karşı hükümetin önlem almadığını, iğneden ipliğe her kaleme zam yapıldığını kaydetti.
Hükümetin, dövizdeki yükseliş karşısında Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nu toplamamasını eleştiren Erhürman, hükümetin elektriğe yüzde 3 ile yüzde 15, akaryakıta 8 kez zam, taşımacılığa yüzde 26,2 oranında zam, 207 çeşit ilaca yüzde 40 ile yüzde 150 oranlarında zam yaptığını belirtti.
“HUKUKA AYKIRILIKLAR YAPILDI”
Erhürman, basın toplantısında, hükümetin yaptığını ileri sürdüğü hukuka aykırılıklara değindi.
“Ara Emri ile Yürürlüğü Durdurulan Yasa Gücünde Kararnamelere” ilişkin örnekler veren Erhürman, 29 Eylül 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından yürürlükleri durdurulan af içeren yasa gücünde kararnameleri de şu şekilde sıraladı:
“15 Ağustos 2016 tarihinde, 102 sayılı Resmi Gazetede, Bölüm II’de yayımlanan 2/2016 sayılı “Yabancıların Çalışma İzinleri Yasası hakkında Yasa Gücünde Kararname. 15 Ağustos 2016 tarihinde, 102 sayılı Resmi Gazetede, Bölüm II’de yayımlanan 3/2016 sayılı “Ziyaretçi İzni, İkamet İzni, İş Kurma İzni veya Çalışma İzni Biten Yabancılara Uygulanan Para Cezalarının Yeniden Düzenlenmesini ve Ödenmemiş Para Cezalarının Tahsilinde Kolaylık Sağlanmasını Öngören Yasa Gücünde Kararname. 1 Eylül 2016 tarihinde, 112 sayılı Resmi Gazetede, EK-I Bölüm II’de yayımlanan 4/2016 sayılı “Kayıtları iptal edilen araçlar ile kayıtları iptal edilmeyip geçmiş yıllara ait seyrüsefer borcu bulunan araçlar hakkında Yasa Gücünde Kararname”
Erhürman, hükümetin attığı bu adımlarla hukuka ve insana saygısızlığın örneğini verdiğini iddia etti.
“YÜZDE ÜÇLÜK FON KARARI”
Hukuka aykırılıklar arasında TÜK’le ilgili kararı da sıralayan Erhürman, şöyle devam etti:
“18 Ağustos 2016 tarihli 104 sayılı Resmi Gazetede, EK-IV Bakanlar Kurulu Kararları Bölümünde, sayfa 745’te yayımlanan ve Karar Sayısı H(K-1)695-2016 olan, Toprak Ürünleri Kurumu’nun görevlerini yerine getirebilmesi ve ‘İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’ gereği piyasa düzenleyici bir kurum haline gelebilmesi için, tarım ve hayvancılık ürünlerinin ithalinde fatura üzerinden Toprak Ürünleri Kurumuna yüzde 3’lük bir katkı payı kesilmesi kararına karşı CTP tarafından Yüksek İdare Mahkemesi’nde dava açılmış, hükümet davanın aleyhine sonuçlanacağını fark edince Bakanlar Kurulu kararını, davanın sonuçlanmasını beklemeksizin geri almıştır.”
“EMİRNAME DEĞİŞİKLİĞİ”
Erhürman, “Girne 2. Bölge Emirnamesi Değişikliğinin (Karşıyaka, Lapta, Alsancak, Malatya, İncesu, Yeşiltepe, Ilgaz, Karaoğlanoğlu, Erdemit, Karaman, Zeytinlik, Girne, Koğanköy, Karakum, Ozanköy, Beylerbeyi, Çatalköy, Arapköy, Beşparmak, Karaağaç, Esentepe, Bahçeli) iptali istemiyle Yüksek İdare Mahkemesi’nde açılan davada mahkemenin ara emri verdiğini, hükümetin emirnameyi geri almak zorunda kaldığını ifade etti.
“HUKUKA AYKIRI VATANDAŞLIKLAR”
Hükümetin, usule uygun olmayan şekilde vatandaşlıklar verdiğini iddia eden Erhürman, Ağustos - Ekim 2016 tarihleri arasında yayımlanan muhtelif Resmi Gazetelerde; sabıka kaydı, güvenlik raporu ve sağlık raporu aranmaksızın yasaya aykırı biçimde, şartlı olarak verilen 86 vatandaşlık kararının, CTP’nin Yüksek İdare Mahkemesi’nde dosyalamış olduğu iki dava neticesinde, Bakanlar Kurulu tarafından iptal edildiğini belirtti.
“USULSÜZ VATANDAŞLIKLAR YAPILDI”
Erhürman, hükümeti partizanlık yapmakla suçladı. Yurttaşlık Yasası’na göre, ister Bakanlar Kurulu, isterse İçişleri Bakanlığı kararıyla verilmiş olsun tüm yurttaşlıkların Resmi Gazete’de yayımlanmasının gerekli olduğunu anımsatan Erhürman, Meclis’te yapılan tüm uyarılara karşın, hükümetin Bakanlar Kurulu kararıyla verdiği yurttaşlıkları Resmi Gazete’de yayımladığını ancak İçişleri Bakanlığı tarafından verilen yurttaşlıkların yayımlamadığını anımsattı.
Erhürman, şöyle devam etti:
“Sadece bu bile yapılan işlemlerin usulsüz olduğunu açıkça ortaya koyarken, hükümet, muhalefet milletvekillerinin Meclis’te verdiği yazılı soru önergelerine de yanıt vermemiş, bu konuda yükselen şikayetler üzerine Başbakan Yardımcısı Sayın Denktaş, kürsüye çıkarak, kendi deyişiyle ‘yuvarlak’ bir rakam vermekle ve toplam 7200 kişiye vatandaşlık verildiğini, gerekirse 27,000 kişiye de vatandaşlık verileceğini açıklamakla yetinmiştir. Oysa Yurttaşlık Yasası, çalışma izniyle ülkede beş yıl ikamet eden yurttaşların vatandaşlık almak için İçişleri Bakanlığı’na başvurabileceklerini düzenlemekle birlikte, İyi İdare Yasası’na göre Bakanlığın bu konuda takdir yetkisini eşitlik ilkesi doğrultusunda kullanabileceği açıktır. Yani Bakanlık, daha uzun süre çalışma izniyle burada bulunmuş kişilere yurttaşlık vermezken, daha kısa süre çalışma izniyle burada bulunmuş kişilere yurttaşlık veremez, verirse bu hukuka aykırı olur.
Bunun denetlenebilmesi için de, kimlerin yurttaş yapıldığının açıklanması gerekir. Ancak UBP-DP Hükümeti bu denetimden ısrarla kaçmaktadır. Buna ek olarak Bakanlar Kurulu kararıyla yurttaş yapılanların yurttaş yapılma gerekçelerinin de Resmi Gazete’de yayımlanması İyi İdare Yasası’nın gereğidir. Oysa bu kararların hiçbirinde gerekçe yoktur ve dolayısıyla Bakanlar Kurulu kararlarının tümü hukuka aykırıdır”
Güzelyurt Hastanesi ihale sürecinin, hükümetin ciddiyetsizliklerinin göstergesi olarak ortaya çıktığını savunan Erhürman, hükümetin işlemlerinin mahkemelere taşındığını, şaibe söylentilerinin ayyuka çıktığını, sonuç itibarıyla Meclis’te bu ihalenin araştırılması ile bir araştırma komitesi kurulduğunu söyledi.
“TÜRKİYE’DEN GELEN SU”
Türkiye’den KKTC’ye gelen suyun, denize aktığını söyleyen Erhürman, yaşanan süreci değerlendirdi.
Erhürman, 2 Mart 2016 tarihinde dönemin başbakanı Ömer Kalyoncu ve TC Başbakanı Ahmet Davutoğlu arasında imzalanan hükümetlerarası anlaşmayla Türkiye’den ülkeye gelen suyun şebekeye aktarıldığını anımsattı.
Erhürman, “Bu anlaşmaya göre öngörülen bir geçiş süreci söz konusuydu ve bu süreçte bir yandan tamamlanması gereken yaklaşık 250 kilometrelik şebeke inşası, öte yandan hem tarımsal şebekenin, hem de yağmur suyu ile atık su sistemlerinin projelendirilerek ihaleye hazır hale getirilmesi öngörülmüştü. Son bir yıllık zamanda bunlardan sadece 50 kilometrelik bir şebeke inşası yapıldı. Geriye kalan yapım işleri ile proje çalışmaları ise belirsiz bir durumda bırakıldı” diye konuştu.
Tarımla uğraşan kesimin sabırsızlıkla tarımsal suyun üretim alanlarına ulaşmasını beklediğini dile getiren Erhürman, hükümetin bu suyun hangi bölgelere ulaşacağını açıklamaktan kaçınarak “popülist bir tutumla umut tacirliği yapmaya” devam ettiğini iddia etti.
“LABORATUVAR YANGINI”
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, 22 Aralık 2016’da yaşanan devlet laboratuvarı yangını sonrası yapılanları “akıllara durgunluk verici” olduğunu savundu.
Yangının ardından 3 ay süreyle gıda güvenliği ile ilgili hiçbir tahlil yapılamadığını savunan Erhürman, yanan kimyasallar nedeniyle ortaya çıkan radyasyon ve zehirli gazların binanın duvarlarını bile etkilemişken orada çalışan insanların “gönüllü çalıştıklarına” dair kağıt imzalatılarak çalıştırıldığını iddia etti.
“SENDİKAL YAŞAMA DARBE”
Erhürman, hükümetin hiçbir konuda tasarruf yapmadığını, kamu parasını har vurup harman savurduğu ileri sürerek, sendikaların profesyonel sayısının azaltılmasıyla ilgili yasa çalışması yaparak, sendikal yaşama darbe vurmaya yöneldiğini savundu.
Hükümetin, CAS çalışanı 36 emekçiyi sendikalı oldukları gerekçesiyle işten durdurduğunu, Başbakan Özgürgün’ün bunu Meclis kürsüsünde açıkça itiraf ettiğini iddia eden Erhürman, yasa ile kurulmuş bir kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası varken, Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Federasyonu Yasa Tasarısı hazırlanarak, Meclis’e sevk edildi. Erhürman, bu girişimin, hükümetin Anayasa’ya aykırı biçimde diğer odalarla ilgili olarak da partizanca saiklerle benzer girişimleri gündeme getirebileceği endişesini yarattığını iddia etti.