Rum tarafının, Kıbrıs müzakerelerindeki zamana oynama ve Kıbrıs’ın doğal kaynaklarını, ham hum politikaları karşısında. Çiçeği burnunda, Genel Sekreteri bile zıvanadan çıkaracağı sinyalleri duyulmaya başlandı.
Rum tarafının tarzıdır!
Hem, Genel Sekreter yemek.
Hem de, O’nun atadığı, Temsilciyi yemek.
Şimdi, görünen o ki, sırada Eide var.
Borularını öttürmeyen, ne kadar Özel Temsilci varsa hepsini yollattılar.
Yeni Genel Sekreter Gutarres, yavaş yavaş, Hanya’yı, Konya’yı görmeye başladı.
Özel Temsilci Eide’nin açıklamaları, Güneyi çok rahatsız etmiş!
Bunun için, Güneyin Sözde Cumhurbaşkanı, Genel Sekretere mektup yazıp Eide’nin kellesini istemiş.
Güney basını, bu yollu haberler ve yorumlarla dolu.
Guterres Efendi, Güneyin şikayetlerini dikkate alıp, kelle alma operasyonuna gider mi?
Bunun mümkün olmayacağını, Sn. Genel Sekreterin açıklamasından öğreniyoruz.
Genel Sekreter, son açıklaması ile bunun mümkün olmadığını ve iyi niyet misyonunun, ilanihaye gidemeyeceğinin vurgusunu yapmıştır
Hidrokarbonlarla ilgili olarak yapılan çalışmalar, ileriki safhalarda masayı, alabora edebilecek boyutlara ulaşabilir.
Rum basın organlarında çıkan haberlere bakılırsa, ABD bu konuda, tam emperyal bir tutum izlemekten geri kalmıyor.
“ Tazıya tut. Tavşana kaç “ atasözü ile olaya yaklaşmakta. Hidrokarbonlarla ilgili olarak, her iki tarafı da memnun etmeyecek açıklamalar yapmakta.
ABD ‘nin Dışişleri Bakanlığından, adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili. Kıbrıs Haber Ajansına yaptığı açıklamada, MEB ilan edilen alanlarda hakkın, Kıbrıs Cumhuriyetine ait olduğu vurgusu yapıyor ve ekleme yaparak. Bunun ancak, kapsamlı bir çözümden sonra eşit olarak paylaşılacağı ilavesinde bulunuyor.
Yani, eşit paylaşımın ancak Adada, kapsamlı bir çözümden sonra olacağı, vurgusu yapılıyor.
Pekala, kapsamlı bir çözüme yanaşmayan Güney, bu açıklama ile daha da şımartılmıyor mu?
Daha doğrusu.
ABD’nin bu mesajı, çözümsüzlüğü Güneydekilerde, daha da kökleştirmiyor mu?
Kaynaklar eşit, amma, kapsamlı çözümden yana .
Kapsamlı çözüm olmazsa kaynaklar, MEB’i ilan eden, Kıbrıs Cumhuriyetinin dolayısı ile Güneydekilerin.
Batı anlayışı bu
ABD ‘nin bu açıklaması, TC ‘nin KKTC ile anlaşarak yaptığı sismik araştırmalara da, karşı çıkmak anlamına gelmiyor mu?
Bütün bunlar karşısında, Barbaros Hayrettin, savaş gemileri refakatinde araştırmalarına devam ediyor.
Güneyin, haksız ikazları karşısında verdiği yanıt, Mehter Marşı oldu.
Ülkede, kıyamet koptu.
Savaş tam tamları, savaş feryatları vs.
İyi ki, Mehter Marşı ile karşılık verilmiş de “Dağ Başını Duman Almış “ Marşı ile cevap verilmemiş.
Mehter Marşını eleştirenler, bunu da muhakeme ederek değerlendirsinler ve büyük bir felaketten dönülmüş olduğunu da, gözden ırak tutmasınlar.
Zaman süreci konusunda, Güney çok rahatsız.
Bir kırk yıl daha, müzakere hedeflenmekte.
Bir diğer hedefleri de, geriye kalanları “kaparizlemek.”
Türkiye yetkilileri, iktidara geldikleri yıllardaki gibi, değil.
Batının ve Güneyin, ne menem mahluklar olduklarını, hele hele 15 Temmuzdan sonra çok daha iyice algılamışlardır.
Malın, ne mal olduğu kavranmıştır.
TC. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sn. Müftüoğlu’nun, son açıklaması bunu teyit eder mahiyette.
Güneyde yayınlanan, CYPRUS Mail Gazetesinin, bir iddiası olan:
Türkiye, Adada hak ve çıkarlarından taviz verecek yollu açıklamalarına karşılık. Jet yanıt geldi: Türkiye’nin, Adadaki hak ve çıkarlarından, taviz vermesi anlamına gelebilecek iddiaların “mesnetsiz ve tamamen gerçek dışı olduğudur.”
“Anlayana sivri sinek saz.”