Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinin ayrıntıları dün Türkiye basınında yer aldı. Buna göre, görüşmenin en kritik başlığı olan PYD konusunda ABD ile uzlaşmaya varamadıklarını anlatan Erdoğan, 'Bırakın terör örgütlerini, gelin terörle mücadeleyi beraber yapalım' dediğini ancak ABD yönetiminin buna yanaşmadığını söyledi.
ABD'nin Rakka operasyonunda PYD ile hareket etme kararı aldığını vurgulayan Erdoğan, 'Mevcut durumda böyle bir yaklaşımı benimseyemeyiz, kesinlikle sizlerle beraber olamayız' dediklerini aktardı.
Ancak bir noktanın da altını kalın çizgilerle çizdi. ABD'nin ilerleyen süreçte Suriye konusunda Türkiye'nin kapısını çalacağına inandığını belirten Cumhurbaşkanı, 'Türkiye arazide mutlaka olacak. Türkiye işin dışında tutulamaz' dedi.
'YPG ve PYD’den Türkiye’ye herhangi bir saldırı olursa hiç kimseye sormadan angajman kurallarını uygularız' diyerek dosta düşmana Türkiye’nin duruşunu da resmen ilan etti.
Bu konuşmaların hemen akabinde PYD/YPG ile ilgili ilk açıklama dün geldi. 'Middle East Institute’de konuşan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Jonathan Cohen, “Savaş ortamının getirdiği şartlardan dolayı YPG ile bir ilişkimiz söz konusudur. Çünkü Suriye’deki Demokratik Suriye Güçleri, Rakka’nın kurtarılmasında önemli bir role sahip. YPG’yle ilişkimiz geçici ve taktikseldir” ifadelerini kullandı.
“Geçici ve taktiksel” gibi muğlak bir ifadenin Türkiye’nin endişelerini gideremeyeceği aşikardır.
Ne yani, PKK’nın Suriye kolu YPG’ye verdikleri ağır silahları Rakka’yı aldıktan sonra geri mi toplayacaklar?
Ya da o silahlar bir süre sonra Türkiye’nin Güneydoğusunda Türk askerine dönmeyecek mi? Bunun garantisini nasıl veriyorlar?
Ya da Türkiye’nin yanı başında Suriye’den kopardıkları bir parçayla PYD/YPG’nin kontrolünde bir Kürt bölgesi oluşturmayacaklar mı?
Tüm bunların cevapları yanıtsız bırakılıyor. Daha doğrusu bir yanıt verilse bile inanabilmek zor. Çünkü ABD’nin geçmiş davranışları ne yazık ki çok fazla güven vermiyor.
Nitekim ABD’nin Türkiye’ye verdiği PYD güvenceyle ilgili sorular karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan da 'Önemli olan, fiiliyatta neler olacağı' diyerek kuşkularını gizlemedi.
'O koridorda ülkemize yönelik bir tehdit olursa buna müsaade edemeyiz. Sözler yerine getirilmezse o anda başımızın çaresine bakarız' diyen Erdoğan’ın mesajları ABD tarafından şüphesiz not edildi.
Şimdi Türkiye beklemede. ABD’nin eninde sonunda kapısını çalacağını düşünüyor.
Bugünkü şartlarda ABD yönetiminin “Taktiksel” olarak zorunlu gördüğü PYD/YPG ilişkisinin yarın ne getireceği belirsiz. Bize göre, söylenenin aksine “geçici” olmayan bu işbirliği uzun vadede bölgede daha derin sorunlara yol açacaktır.
Umarım ABD yönetimi çok geç olmadan Türkiye’nin kapısını çalar, YPG ile ilişkisini keser. Aksi halde terör örgütleriyle yapılan işbirliklerinden uzun vadede hiçbir iyi sonuç çıkmaz.
Hem bölge, hem de dünya bunun sayısız örnekleriyle doludur. Umarım bölgemiz bu tecrübeyi yeniden yaşamak zorunda kalmaz.