Çavuşoğlu, bugün öğleden sonra tarım ve hayvancılık konularını görüşmek üzere Mustafa Naimoğulları başkanlığındaki Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği yönetimini kabul etti.

Görüşmede Çavuşoğlu’na; Veteriner Dairesi Müdürü Hüseyin Ataben, Hayvancılık Dairesi Müdürü Burcu Vudalı, Süt Endüstrisi Kurumu (SÜTEK) Mehmet Karadayı eşlik etti.

TÜK, süt ve arpa fiyatları ile Doğrudan Gelir Desteği ödemeleri konularında açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, ilk sözü Naimoğulları’na verdi.

NAİMOĞULLARI: “MALİYENİN PARASAL DURUMUYLA İLGİLİ TAVRI BİRAZ SIKINTILI”
Birlik Başkanı Naimoğullar, dün Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş ile görüştüklerini anımsatarak, “Maliyenin parasal durumuyla ilgili tavrı biraz sıkıntılı” değerlendirmesinde bulundu.

Sorunları bugün de Tarım Bakanı ile görüşeceklerini dile getiren Naimoğulları, “Öncelikli konumuz süt fiyatları ile arpaya gelen zammın piyasaya nasıl yansıyacağı” dedi.

Talepleri tek tek ele alacaklarını söyleyen Naimoğulları, “Sayın Bakan üreticinin içinde bulunduğu durumu iyi biliyor” ifadesine yer verdi.

“BİLSEYDİK, HAMLE YAPARDIK”

Naimoğulları, arpa konusuna de değinerek, “Arpadaki sübvansiyona Maliye’den gelen desteğin 15 Mayıs’ta biteceğini bilmiyorduk. Bilseydik, hamle yapardık. Şimdi hayvancı arpayı tüccardan 74 kuruşa alacak. Mağdur olan biziz” şeklinde konuştu.

ÇAVUŞOĞLU: “SÜT FİYATLARINDA HER YIL BİR AYARLAMA TALEP EDİLİYOR”

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, ilk olarak süt fiyatları konusuna değindi.

Üretimin elektrik, mazot yem gibi girdi maliyeti olduğunu belirterek, üreticilerin bu maliyetin karşılanması için süt fiyatlarında her yıl bir ayarlama talep ettiğini söyledi.

Geçen yıl görevi devraldığında sütte benzer tartışmalar olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, hükümetin hem süt hem de diğer alanlardaki çalışmaları şöyle aktardı:

“İhracat teşvik primi adı altında bir primi tarihinde olmadığı seviyeye çekerek sütü pazarlamaya çalıştık. Kurak geçen yılın ardından ithal edilen balyaya tarihinde olmadığı kadar destek primi verdik. Arpa ve yem konusunda 23 kuruşa kadar çıkan destekleme politikası ürettik. Sütün kalitesinin artırılması için çalıştık. 6-8 ay sonra mamullerimizin dünyaya satılabilecek standarda ulaşabilmesi için çalışıyoruz. Bir hükümet balya, sano, silajaya ilk bu kadar destek verdi.”

ÇAVUŞOĞLU’DAN “TÜK’TE PEŞKEŞ” SÖYLEMLERİNE CEVAP

TÜK’teki arpanın satılmasının bazı kesimler tarafından “peşkeş” olarak nitelendirilmesini de eleştiren Çavuşoğlu, “Bu trajikomik bir söylem” dedi.

Çavuşoğlu konuyla ilgili şu açıklamada bulundu:

“Arpanın sübvansiye dönemi 15 Mayıs’ta sona erecekti. Sübvanseye tarihinin uzatılması konusunu hükümete götürdük, bu konuda herhangi bir yaklaşım göremedik. Bu arpayı elimizden çıkarmak zorundaydık. Elimizden çıkarmazsak TÜK kiloda 23 kuruş sübvansiyeyi kaybedecekti. Zararımız bir milyonun üzerinde olacaktı.”

“BİZİM YAŞAMIMIZDA PEŞKEŞ DİYE BİR KELİME YOK”

TÜK’ün kendileri göreve geldiğinde zor durumda olduğunu söyleyen Nazım Çavuşoğlu, “Kurum diz çöktürülmüştü, ölmek üzerdeydi” diyerek şunları belirtti:

“TÜK’ü yaşatmak zor bir süreçti. Halka da bu konuda yükümlülük getirdik. Fiyat İstikrar Fonu’na fon koyduk. Halkın yaşattığı bu kurumu peşkeş çektirtmeyiz, böyle bir niyetimiz olsaydı zaten kurumu ayağa kaldırmazdık. TÜK’ü peşkeş çekme niyetinde olanların oyunu bozduk. Sevinçliyim. Biz kurumu yaşatarak onları üzüyoruz, üzmeye de devam edeceğiz. Bizim yaşamımızda peşkeş diye bir kelime yoktur. Ne böyle bir kelimeyi kullanırız ne de buna vesile oluruz. TÜK de şeffaftır ve herkesin denetimine açıktır. Kusuru görülen oradan gider.”

“TEDBİR MAKSATLI TÜK’TE BİN 300 TONUN ÜZERİNDE ARPA BIRAKTIK”

Naimoğulları’nın arpa konusundaki açıklamasına işaret eden Çavuşoğlu, şunları da söyledi:

“‘Elimizdeki arpanın satışı hayvancıya kapalı, yem fabrikasına açık’ diye bir yaklaşım yoktu. Kendi yemini yapanlar da küçükbaş hayvancılar da zaten bizden arpa alıyor. Arpa bütün tüketiciye açıktı. Bu konu tarafımdan yüzlerce kez ifade edildi, üreticiler tarafından da biliniyordu. Yeni sezon arpanın fiyat tartışmalarından haberdar olunduğunu da biliyorum.”

Tedbir maksatlı TÜK’te bin 300 tonun üzerinde arpa bıraktıklarını da belirten Nazım Çavuşoğlu, “Bu nedenle 300 bin TL civarında zarar ettik” dedi.

TÜK’te yeni bir fiyat politikası oluşturduklarını, yerel üretime geçileceğini ve sübvansiyenin azaltılacağını kaydeden Tarım Bakanı, şu bilgileri de verdi:

“65 kuruş peşin, 74 kuruş vadeli fiyattır. Arpanın şu anki peşin satışı 72 kuruştur. 128 bin ton arpayı getirip 23 kuruş sübvanseye ile satan bir kurum için hiç kimse ‘peşkeş çekti’ diyemez. Dedirtmem.”

“SERDAR BEY BİZİM ORTAĞIMIZ”

Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın dün üreticilerle yaptığı görüşmeyi basından takip ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Tarım Bakanlığı bir çalışma yaparken Maliye Bakanlığı ile istişare eder, etmek zorundadır. Serdar Bey bizim ortağımızdır da. Yetki bizde görülüyor olsa bile hükümet koalisyon hükümettir. Onunla da bir mutabakat sağlamak zorundayız. Herkes bu konun içinde” değerlendirmesinde bulundu.

DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİ ÖDEMELERİ... “TEKNİK YAZIŞMA SORUNU YOK”

Bir soru üzerine Doğrudan Gelir Desteği ile süt bedellerindeki ödemeyi değerlendiren Bakan Çavuşoğlu şunu söyledi:

“2014 kurak bir yıldı. O dönemde kulak numaraları 2 kez ve peşin ödemeye geçti. O günden beri böyle devam ediyor. Bu para 2 senedir aynı şekilde ödeniyor olmasına rağmen Maliyenin bu konudaki yetkili insanları ‘bu defaki ödemede peşin ödemeden çıkalım, sonrasında ödeme yapalım’ gibi garip bir düşünceye kapıldı. Teknik yazışma sorunu yoktur. Sadece anlayış sorunu vardır.”

SÜT BEDELLERİ.... “BUNDAN SONRAKİ ÖDEMELERDE BİZİM DE GECİKMEYİ İLAN ETMEMİZ GEREK”

Tarım Bakanı konuşmasının devamında şunları kaydetti:

“Soğutma tankları dağıttık ve sütleri böyle toplamaya başladık. Bunu ödeme sistemine uydurabilmek adına arkadaşlarımız tarihinde ilk defa birkaç gün gecikme yaşadı.

Maliye’nin ifade ettiği gecikme Süt Kurumu’ndansa biz bir defalık gecikmeyi üzerimize alıyoruz ama bundan sonraki ödemelerde gecikmeyi bizim de ilan etmemiz gerek...Ne gün gönderdiğimizi ilan edeceğiz ve gecikmelerin kimden kaynaklandığını kamuoyu gerektiği gibi öğrensin.”