Dünyayı ahtapot gibi saran emperyalizm, kirli yüzünü Katar’da yine ortaya serdi.
“Böl parçala yönet” politikasıyla nam salan Amerikan derin devleti, Suriye ve Irak’ta başarıya ulaştığı bu yöntemi 17 Aralık ve 15 Temmuz’da Türkiye’de de denedi. Ancak başarıya ulaşamadı.
İslam dünyasındaki ayrışmaları körükleyerek Katar üzerinden yine kirli hesaplar yapılıyor.
O kirli hesapların bir bölümü önceki gün yapılan açıklamayla ortaya saçıldı.
Trump Yönetimi, bir yandan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile Bahreyn'in başını çektiği Körfez ülkelerinin, terörü desteklediği gerekçesiyle Katar'la diplomatik ilişkileri kesme kararına destek verirken, bir yandan da skandal niteliğinde bir karara imza attı.
Washington Yönetimi, terörü desteklemekle suçladığı Katar’a 12 milyar dolar karşılığında 72 adet F-15 tipi savaş uçağı satacağını duyurdu.
Pentagon Sözcüsü Yarbay Roger Cabiness’in CNN’e konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Savunma Bakanı Jim Mattis, Katar Savunma Bakanı Dr. Halid es-Attiyah ile ABD üretimi F-15 savaş uçaklarının Katar devleti tarafından satın alınmasını öngören anlaşmanın son adımlarını tamamlamak üzere görüştü. 12 milyar dolarlık satış, Katar’a en gelişmiş savaş kabiliyeti ile ABD ile Katar arasındaki güvenlik işbirliğinde artış sağlayacak.”
Oysa Donald Trump geçen hafta Cuma günü Katar’ı terörizmin “üst düzey sponsoru” olarak nitelemişti.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’ın da aralarında bulunduğu ülkeler, teröre destek verdiği gerekçesiyle Katar’la ekonomik ve diplomatik ilişkilerini kesmişti.
Şimdi anlaşılıyor ki ABD terör suçlamasıyla köşeye sıkıştırdığı Müslüman ülkelerden silah satışı altında adeta haraç topluyor.
ABD Başkanı Donald Trump, göreve geldikten sonraki ilk dış gezisini Suudi Arabistan’a gerçekleştirmiş ve Riyad Yönetimi’yle de 350 milyar doları bulan silah ve askeri mühimmat anlaşması yapmıştı.
Kısaca silah tüccarlarının oyunu olduğu anlaşılan bu suçlamalar, dünyanın gözü önünde ne yazık ki hiçbir tutarlılık da gözetmeye gerek duyulmadan pervasızca yapılıyor.
Peki İslam dünyası bu oyunu görebiliyor mu?
Bundan pek emin değilim.
Katar’a yapılanları “Çok ciddi bir kumpas var” diye yorumlayan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, her fırsatta islam dünyasını uyanmaya davet ediyor.
“Katar, halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman olan bir ülkedir. Şu anda ona karşı böyle bir hareketi, yaptırımı uygulayanlar da Müslüman. Müslüman Müslümanla, hele hele böyle Ramazan ayında böyle bir yaptırıma gitmemeli, bunu bizim diyalog yoluyla çözmemiz gerekir” diyen Erdoğan’ın sesi yeterince duyuluyor mu?
Bundan da emin değilim.
Ama en azında köşeye sıkıştırmaya çalıştığı Katar’a 12 milyar dolarlık uçak satacağını açıklayan ABD’ye şunu sormak hepimizin hakkı. Hani Katar terör destekçisiydi. Siz terör destekçisi bir ülkeye uçak satarak, dininizin imanınızın para olduğunu kabul etmiş olmuyor musunuz?
Yazının girişinde sözünü ettiğim onlarca yıllık Amerikan politikası “Böl-parçala-yönet” pratiğini Suriye’de de hayata geçirmeye çalışan ABD yönetimi, PKK’nın Suriye kolu PYD’ye yaptığı silah yardımıyla bölgede bir terör devleti yaratmaya çalışıyor. 'Amerika’nın askerleri, subayları terör örgütüyle beraber hareket ediyorlar. Amerika bunlara çok ciddi miktarda ne yazık ki silah vermiştir. Bunların içinde ağır silahlar da vardır. Miktarı çok çok fazla' diyen Erdoğan, gerçeği görüyor.
Zaten başta ABD olmak üzere Batı’nın Erdoğan’ı bağrına basamamasının en büyük nedeni bu.
Çünkü çıkarları doğrultusunda kullanamıyorlar.
İslam dünyası kendisini kullandırmaktan vazgeçerse ayağa kalkar. Aksi halde emperyalizmin oyuncağı olmaya devam eder. Umarım Müslüman coğrafya artık bu gerçeği görür.