Crans-Montana’da yapılacağı açıklanan beşli Kıbrıs Konferansı’na 10 günden az bir süre kaldı.
Herkesin beklentisi farklı. Kimi çözüme yönelik önemli bir kapı aralanacağını umarken, kimi değişen hiçbir şeyin olmayacağını düşünüyor.
Dün yaptığı açıklamada bu zirvenin Kıbrıs görüşmelerinde son olması gerektiğini ileri süren Başbakan Özgürgün, Rum tarafının Cenevre’ye kerhen gideceğini ifade ederken, şunları da söylemeyi ihmal etmedi.
“Enosis diyen, Türk askeri çıksın diyen birisine beşli konferans dediğinizde ne çıkacak. Yani, beşli konferansa iş olsun diye gidiliyor havası var…”
Gerçekten Cenevre’ye iş olsun diye mi gidiliyor.
Bu sorunun cevap çok net değil.
Çünkü geçen hafta Rum Müzakere heyetinden Tumazos Tselebis’in yaptığı bir açıklama vardı ki tam da bu anlamda Cenevre’ye neden gidildiğine ilişkin önemli ipuçları içeriyordu.
Tumazos Tselebis, “Cenevre’ye gitmemek gibi bir şey söz konusu olamaz. Cenevre’ye gitmeyen maça çıkmadan yenilgiyi kabul eder” diyordu.
Bu sözler Cenevre’nin mahiyetini biraz daha anlamamız için yol gösterici oluyor.
Nitekim geçen hafta Adadan Dış Bakış’ta konuğum olan Cumhurbaşkanı Akıncı’nın müzakere heyetinde yer alan danışmanlarından Meltem Onurkan Samani’ye de sordum aynı soruyu.
Samani bana “Federal çözüm Cenevre’de test edilecek” dedi. Yani yıllardan beridir konuşulan federal çözümün olup olmayacağı Crans-Montana’da ete kemiğe bürünecek.
Aksi halde dün Başbakan Özgürgün’ün de altını çizdiği gibi, bu konferansta anlaşıldı, anlaşıldı. Anlaşılmadı, Kıbrıs’ta artık federal bir yapının kurulamayacağı, Kıbrıs’ta yan yana iki devletin varlığının olduğu gerçeği BM tarafından ilan edilmesi gerekiyor.
Bir diğer konu de çok konuşulan harita meselesi. Birinci Cenevre’de verilen ve kasaya kilitlenen, yüzde 29+ olarak ünlenen haritaya ilişkin dün Başbakan yine net konuştu.
Özgürgün, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da açıkladığı gibi tek toprak tavizinin Maraş’a karşılık Erenköy’e karadan bağlantı verilmesi olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamasının, toprak konusundaki resmi görüş olduğunu vurguladı.
Bunun Türkçe meali, Rum tarafından çıkan Güzelyurt’u da kapsayan haritaların asla mümkün olmadığıdır.
Cenevre bu kez ucu açık. Yani tarih sınırı yok. 28 Haziran’da kurulacak masanın kaç gün süreceğini kimse tahmin edemiyor. Ancak görünen o ki masadan ilk kalkan, dünya kamuoyu önünde kaybedecek.
O yüzden herkes bunu görmeli, hesabını da Cenevre sonrası izlenecek yol üzerine yapmalı…