Tarihi gün geldi çattı. İsviçre'nin Crans-Montana kasabasından bugün başlayacak Kıbrıs konferansı, yarım asra yaklaşan müzakere tarihinde son ya da final olmasa bile önemli bir dönemeç olacak.
İsviçre'ye umutlu gitsek bile Güney'den yükselen açıklamalar o umudu olması gerekenden çok yüksek tuttuğumuzu da bize işaret ediyor aslında...
Hem Rum lider Anastasiadis'in havası, hem de sözcüsünün açıklamaları bize sanki minareyi çaldılar da kılıfını hazırlıyorlar izlenimi veriyor adeta...
Neden mi?
Önce Rum Sözcü Hristodulidis'in açıklamalarına bakalım...
Hristodulidis dün Rum radyosuna yaptığı açıklamada, 'Bu prosedürden olumlu sonuç çıkıp çıkmayacağı güvenlik ve garantiler başlığının müzakeresinde belirlenecek. Türkiye Crans-Montana'da aynı uzlaşmaz tezleri sunarsa olumlu sonuç olmayacak. Bu da Ankara'nın suçu olacak' diyor.
Yani niyet şimdiden belli. Daha masaya oturmadan suçlu arama derdine düşmüşler.
Ve o suçluyu da peşinen Ankara olarak ilan etme derdindeler...
Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis'in 'Asla ara çözüm olamaz' sözleri de 2018'deki başkanlık seçimleri öncesinde adeta ödünün koptuğunu bize gösteriyor.
Peki bugün başlayacak konferansta çözüm olmazsa ne olacak. Her şeye bir nokta mı konacak. Elbette ki hayır…
Ama nokta olmasa bile Rum tarafındaki başkanlık seçimleri sonrasına dek müzakerelere bir virgül konacağı muhakkak...
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin dün Cenevre'deki BM ofisinde yaptığı basın toplantısındaki sözleri de bunun işaretlerini veriyordu.
Eide, Kıbrıs Konferansı'nın adada çözüm için 'en büyük şans' olduğunu ama 'son şans' olmadığını özellikle vurguladı.
Yazının başına dönecek olursa minareyi çalan elbette kılıfını hazırlar.
Bir başka ifadeyle Kıbrıs’ın geleceğini çalanlar, konferanstaki başarısızlığına ilişkin kendince bahaneler üretecek, hatta Rum Sözcü'nün yaptığı gibi peşinen Ankara'yı suçlu ilan edecek.
Ancak bunlar çözümün peşinde olan bir tarafın ruh halini yansıtmıyor.
Bugün başlayacak konferansa Kıbrıs Türk ve Rum tarafının yanı sıra üç garantör ülke Türkiye, Yunanistan ve İngiltere de dışişleri bakanları düzeyinde katılacak.
Konferansı ucu açık. Belli bir zaman dilimi yok.
O diplomasi savaşında kim en uzun süre masada oturacak, kim masadan kalkacak?
Bilmiyoruz.
Bekleyip göreceğiz.
Ama bildiğimiz bir tek gerçek var ki herkes bunun üzerinde birleşiyor.
Masadan ilk kalkan kaybedecek...
Crans-Montana tüm taraflar için bu bağlamda adeta bir dayanıklılık testi de olacak.